KANLA YAZILAN MEDENİYET: Gazze, Vicdan ve İnsanlık İmtihanı

KANLA YAZILAN MEDENİYET: Gazze, Vicdan ve İnsanlık İmtihanı

“Her şeyin bir dili vardır; zulmün dili kan, mazlumun dili duadır. Ama Allah’ın adaletinin dili sükût değildir.”

  1. Soykırımı Meşrulaştıran Zihniyetin Anatomisi

ABD Dışişleri Bakanı’nın “İsrail razı olmadan Filistin devleti kurulamaz” sözleri, sadece bir diplomatik kibir değil, aynı zamanda bir milletin varlık hakkına doğrudan saldırıdır. Bu beyan, uluslararası hukukun, adaletin ve insan haklarının bir süper gücün çıkarları karşısında nasıl ayaklar altına alındığını bir kez daha göstermiştir.

Bugün Gazze’de yaşananlar, bir çatışma değil, planlı bir yok ediş, bilinçli bir aç bırakma, kasıtlı bir susuz bırakma ve hesaplı bir kitlesel imhadır. İsrail, açlığı bir silaha çevirmiş, yardım tırlarını bekleyen çocukları bile hedef almıştır. Bu, “modern zamanların en rafine edilmiş barbarlığıdır.”

  1. BM Kamerasında Soykırım, Batı Vicdanında Sessizlik

Birleşmiş Milletler’in kameralarına yansıyan sahneler — yiyecek almak için sıraya giren insanların kurşunlanması, kumla karışmış pirinci avuçlayan çocuklar — insanlığın medeniyet maskesini yırtmış ve altındaki çıplak vahşeti ifşa etmiştir. Bu görüntüler, sadece bir halkın değil, çağımızın insanlığının da mahkemelik belgesidir.

OCHA’nın raporlarında geçen “1.373 kişinin yiyecek ararken öldürülmesi” ifadesi, insanlık tarihinin utanç sayfalarına yeni bir paragraf eklemektedir. Bu bir savaş değil, bir sabırla işlenen insanlık cinayetidir.

  1. Amerika: Kanla Sıvanmış Süper Güç

ABD’nin sadece İsrail’e askeri yardım değil, diplomatik kalkan da sağladığı aşikârdır. Bu, salt bir müttefiklik değil, bir suç ortaklığıdır. Irak’ta, Afganistan’da, Yemen’de ve şimdi Gazze’de dökülen kanın izi, Washington duvarlarında bir harita gibi dolaşmaktadır.

Tarihten örnek istersek, Kızılderili soykırımı, zenci köleliği, Hiroşima, Vietnam, Guantanamo, Abu Gureyb… Hepsi bu “özgürlük” maskesinin altına gizlenmiş kanlı bir medeniyetin katalog sayfalarıdır.

  1. Tarihî Bir Tekerrür: Firavunlar, Nemrutlar ve Zalimlerin Sonu

Kur’an’da Firavun’un “Ben sizin en yüce rabbinizim” sözüyle zulmü meşrulaştırması gibi, bugünün güç sahipleri de zulmü “güvenlik” gerekçesiyle perdelemektedir. Fakat zulüm asla ebedî kalmaz. Nemrut’un ateşi serinletildiği gibi, Firavun’un ordusu denizde boğulduğu gibi, modern zalimlerin kurduğu kanlı kuleler de bir gün çökecektir.

Elbette:
“Zulm ile âbâd olanın, âkıbeti berbad olur.”

  1. Bilim, Ahlak ve İnsan Hakları Nereye Gitti?

Dünya liderlerinin, üniversitelerin, insan hakları örgütlerinin üç maymunu oynadığı bu çağda, bilim adamları yapay zekâyı tartışırken, bir bebeğin açlıktan ölmesini görmezden gelmeleri, bilimin vicdandan ne kadar koptuğunu göstermektedir.

Bedenler inceliyor, kemikler sayılıyor ama insanlık hâlâ şişman yalanlarla besleniyor.

  1. Türkiye ve Direniş Cephesi: Geç Kalınmış ama Gerekli Adımlar

Hamas heyetinin Türkiye ziyareti, Dışişleri’nin İsrail’e karşı duruşu ve kamuoyunun Gazze duyarlılığı, ümmetin kalbinin hâlâ attığını göstermektedir. Bu, diplomatik değil, insanî ve imanî bir sorumluluktur. Çünkü Gazze yalnızca bir coğrafya değil; ümmetin şerefi, vicdanı ve sabır imtihanıdır.

Sonuç ve Özet:

Gazze’de yaşananlar, sadece bir savaş suçu değil, bir medeniyet çöküşüdür. ABD-İsrail ekseninde yürütülen bu vahşet, insanlığın yüzüne sürülmüş kara bir leke, çağdaş dünyanın ruhsuz bir iflasıdır. Çocukların açlıktan öldüğü, yardım almak için kurşunlandığı, liderlerin seyirci kaldığı bu tablo karşısında tarafsız kalmak, suça ortak olmaktır.

Unutulmamalıdır ki:

> “Mazlumun âhı arşa çıkar, zalimin sarayını başına yıkar.”

Ve yine unutulmamalıdır ki:

> “Bir gün olur, bütün halklar değilse de, Allah’ın halkı olan mazlumlar konuşur. Ve işte o gün kıyamet zalimlerin üzerine kopar.”

Özet:

Gazze’de yaşananlar, planlı bir soykırımın açık göstergesidir. ABD, diplomatik ve askerî desteğiyle bu sürecin ortağı olurken, İsrail, yardım noktalarında bile kurşun sıkarak vahşeti perçinlemektedir. BM, sivil ölümleri kayda geçirirken, Batı dünyası büyük oranda sessizliğini korumaktadır. Bu manzara, modern çağın vicdanî çöküşünü gözler önüne sermektedir. Ancak mazlumun duası, zalimin tahtını titretecek bir kudrete sahiptir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 7th, 2025