DESİSE VE NEFSİ BESLEYEN GÜNAHLAR
DESİSE VE NEFSİ BESLEYEN GÜNAHLAR[1]
DESİSE
Desise kelimesi, Arapça asıllı olup Türkçede “hile, tuzak, aldatmaca, entrika, sinsi plan” gibi anlamlara gelmektedir. Daha çok olumsuz bir anlamda kullanılır ve bir kimsenin başkasına zarar vermek amacıyla kurduğu gizli planları ifade eder.
Desise’nin Kullanım Alanları
1. Günlük Dil: Kötü niyetli gizli planlar için kullanılır.
2. Edebiyat: Özellikle Osmanlı dönemi edebi metinlerinde hile ve entrika anlamında geçer.
3. İslami Literatür: İslam tarihi ve dini metinlerde, münafıkların, şeytanın ve düşmanların hileleri anlamında kullanılmıştır.
Desise’nin Kuran-ı Kerim’deki Karşılıkları
Kuran-ı Kerim’de desise anlamına gelen çeşitli kelimeler yer almaktadır:
1. “Mekr” (مَكْرٌ) – Hile, Aldatma
“Mekr” kelimesi, özellikle kötü niyetli insanların hilelerini ifade etmek için kullanılır. Ancak bazen Allah’ın kafirlere karşı yaptığı karşılık verme anlamında da geçer:
“Onlar hile yapıyorlar, Allah da onların hilesine karşılık veriyor. Allah, hile yapanların cezasını en iyi verendir.” (Enfal, 8/30)
Burada, müşriklerin İslam’ı yok etmek için yaptıkları desiselerin, Allah tarafından boşa çıkarıldığı vurgulanmaktadır.
2. “Keyd” (كَيْدٌ) – Tuzak, Hile
Keyd kelimesi genellikle düşmanların ve şeytanın gizli oyunlarını ifade eder. Kuran’da şeytanın insanlara karşı kurduğu tuzaklar için şu ifade kullanılmıştır:
“Şüphesiz ki şeytanın tuzağı (keydu’ş-şeytan) zayıftır.” (Nisa, 4/76)
Bu ayette, şeytanın desiseleri ne kadar kuvvetli görünse de, iman edenler için aslında zayıf olduğu belirtilmektedir.
3. “Gurur” (غُرُورٌ) – Aldatma, Kandırma
Gurur kelimesi, insanları dünyaya meylettirerek ahireti unutturma anlamında bir desise aracı olarak kullanılır:
“Dünya hayatı ancak bir aldatmacadır.” (Hadid, 57/20)
Dünya hayatının geçici ve yanıltıcı olduğu vurgulanarak, bu aldanışa kapılmamak gerektiği ifade edilir.
Hadis-i Şeriflerde Desise ile İlgili Kullanımlar
1. Hile ve Entrikanın Kötülenmesi
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Bizi aldatan bizden değildir.” (Müslim, İman 164)
Bu hadis, aldatmanın ve hilenin İslam’da kesinlikle yasak olduğunu ve mümin ahlakıyla bağdaşmadığını açıkça belirtmektedir.
2. Şeytanın Desiseleri
Hadislerde, şeytanın insanları kandırmak için kurduğu tuzaklara dikkat çekilir:
“Şeytan insana önce küçük günahları güzel gösterir, sonra büyük günahları süsleyerek ona sunar.” (Tirmizi, Zühd 4)
Bu hadis, şeytanın insanı aşamalı olarak nasıl aldattığını ve desise kurduğunu açıkça anlatmaktadır.
Sonuç
Desise, genellikle kötü niyetli plan ve hile anlamında kullanılan bir kelimedir. Kuran-ı Kerim’de “mekr”, “keyd” ve “gurur” gibi kelimeler bu anlamı karşılamakta ve münafıkların, kafirlerin ve şeytanın desiselerine karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulanmaktadır. Hadis-i şeriflerde ise hilekarlık şiddetle yasaklanmış, dürüstlüğün müminin temel vasfı olduğu belirtilmiştir.
@@@@@
وَقَدْ خَابَ مَنْ دَسّٰيهَاۜ
Şems. 10. Ayetin izahı üzerine:
Nefsi Temizleyen Kurtulur, Onu Kirleten Ziyana Uğrar.
Allah Teâlâ, Şems Suresi 9-10. ayetlerinde insanın manevi yükselişini ve çöküşünü şöyle bildirmektedir:
“Onu (nefsini) temizleyen kurtuluşa ermiştir. Onu kirleten ise hüsrana uğramıştır.” (Şems, 91/9-10)
Bu ayet, insanın iç dünyasında yaşadığı nefis terbiyesi mücadelesini ve bu mücadelenin nihai sonucunu vurgular. Ayette geçen دَسّٰيهَا (dessâhâ) kelimesi, “onu (nefsi) kirleten, alçaltan, günahlarla karartan” anlamına gelir. Klasik ve çağdaş tefsirlerde bu ayet nefsin tezkiyesi (arınması) ve tersi olan nefsi kirletme bağlamında genişçe ele alınmıştır.
1. Ayetin Tefsiri ve Açıklamaları
a) Nefsi Temizlemek: Tezkiyetün-Nefs
İslam âlimleri, “Onu (nefsini) temizleyen kurtuluşa ermiştir.” ayetini “Tezkiyetün-nefs” kavramıyla açıklarlar. Tezkiye, nefsi günahlardan, kötü ahlaktan, gafletten ve haramlardan arındırmak demektir.
İbn Kesîr bu ayeti şöyle yorumlamaktadır:
> “Nefsini tezkiye eden kişi, iman ve salih amellerle onu arındıran kimsedir. Bu kimse hem dünyada hem de ahirette kurtuluşa erer.”
Elmalılı Hamdi Yazır da benzer bir şekilde şu yorumu yapar:
> “Nefsini temizleyerek onu günahlardan ve kötülüklerden koruyarak Allah’ın rızasına uygun hâle getiren kişi felaha, yani ebedî saadete ulaşır.”
Demek ki nefsin temizlenmesi, iman, salih amel, zikir, sabır, ihlas ve ihsan ile mümkündür.
b) Nefsi Kirletmek: “Dessâhâ”
“Onu (nefsini) kirleten hüsrana uğramıştır.” ifadesinde geçen دَسّٰيهَا (dessâhâ) kelimesi, “onu karartan, günaha boğan, alçaltan” anlamına gelir.
Râzi bu ayeti şöyle açıklar:
> “Nefsini şehvetlere, günahlara ve dünya sevgisine teslim eden kişi, onu kirletmiş ve alçaltmıştır. Böyle bir insan, dünyada da ahirette de ziyana uğrayacaktır.”
Nefsi kirletmek, onu günahlarla karartmak, haramlara bulaştırmak, gaflete düşürmek ve şeytana uymak anlamına gelir.
Bu açıdan, nefsi kirleten şeyler arasında kibir, haset, riya, dünya sevgisi, israf, şehvet düşkünlüğü ve gaflet gibi kötü huylar sayılır.
2. Nefsin Temizliği ve Kirliliği Üzerine Hikmetli Düşünceler
a) Nefis, Ya Yükselir Ya da Alçalır
Bu ayet, insanın nefsiyle iki temel yolu olduğunu gösterir:
1. Nefsini temizleyerek yüceltenler: Bunlar takva sahipleri, salih kullar ve Allah’a yönelenlerdir.
2. Nefsini kirleterek hüsrana uğrayanlar: Bunlar dünya hırsına kapılan, haramlara dalan, günahları süsleyenlerdir.
İmam Gazâlî, İhyâ-u Ulûmiddîn adlı eserinde der ki:
> “Nefsini tezkiye etmeyen, onu kendi başına bırakan kimse, bir tarlayı ekmeyen çiftçiye benzer. O tarla, zamanla dikenler ve zararlı otlarla dolar.”
Bu söz, nefis terbiyesi olmayan insanın nasıl yozlaştığını açıkça anlatmaktadır.
b) Şeytan ve Nefsin Desiseleri
Bediüzzaman Said Nursî, nefsin kirlenmesinde en büyük sebebin şeytanın vesveseleri ve dünyanın aldatıcı süsleri olduğunu belirtir:
> “Nefis kendini beğenir, kusurunu görmez. Hatta fâsık olsa da kendini temiz görür. Fıskı içinde bir nevi istikamet vehmeder.” (Sözler, 26. Söz)
Bu ifade, nefsin en büyük aldatmacalarından birinin kişinin kendi hatalarını görmemesi olduğunu gösterir. Nefsini temizlemek isteyen kişi, öncelikle onun hastalıklarını teşhis etmeli ve kendisini sürekli muhasebeye çekmelidir.
3. Nefsi Temizlemenin Yolları
a) Tövbe ve İstiğfar
Nefsi temizlemenin en temel yolu tövbe etmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), sık sık istiğfar ederdi ve bizlere de şu şekilde dua etmeyi öğretmiştir:
> “Allah’ım! Nefsime takvâ nasip et ve onu arındır. Sen onu arındıranların en hayırlısısın.” (Müslim, Zikir 72)
Bu dua, nefsin ancak Allah’ın yardımıyla temizlenebileceğini gösterir.
b) Zikir ve Salih Amellerle Kalbi Aydınlatmak
Kalp, nefsin aynasıdır. Eğer nefis günahlarla kirlenirse, kalp de karanlıklaşır. Zikir, nefsi arındıran en güçlü ilaçtır:
> “Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d, 13/28)
Zikir, nefsi Allah’a yaklaştırır, dünya sevgisini azaltır ve günahlardan korur.
c) Kötü Arkadaşlardan ve Ortamlardan Uzak Durmak
Nefsin temizlenmesi için çevrenin de temiz olması gerekir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
> “Kişi dostunun dini üzeredir. O hâlde kiminle dostluk kurduğunuza dikkat edin!” (Tirmizî, Zühd 45)
Bu hadis, kötü insanların nefsi nasıl kirletebileceğini ve güzel dostların onu nasıl arındırabileceğini gösterir.
Sonuç: Kurtuluşun Yolu Nefsini Temizlemektir
Şems Suresi 10. ayeti bize insanın iç dünyasındaki en büyük mücadelenin nefisle olduğunu göstermektedir. Nefsini arındıran, Allah’a yönelen ve kötü huylardan sakınan kişi kurtuluşa erer.
Ancak nefsini dünya sevgisi, günahlar, kibir ve şehvetle kirleten kişi, hüsrana uğrar. Çünkü bu kişi, nefsinin esiri olmuş ve Rabbini unutmuştur.
Bu yüzden tövbe, zikir, ibadet, salih ameller ve güzel ahlak ile nefis sürekli terbiye edilmelidir. Aksi takdirde, insan desiselerle aldanır ve ziyan edenlerden olur.
Allah bizleri nefislerini temizleyenlerden ve kurtuluşa erenlerden eylesin. Amin!
@@@@@@@
Bediüzzaman Risale-i Nur Külliyatı’nda Desise ve Dessas konusunda ne gibi tesbitlerde bulunmuştur?
Özellikle nefsin desiselerinden nasıl bahsetmektedir?
Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı’nda “desise” ve “dessas” kavramlarını, özellikle şeytanın ve nefsin insanı hak yoldan saptırmak için kullandığı hileler ve aldatmacalar bağlamında ele alır. Bu kavramlar, insanın imanını zayıflatmak, ihlasını bozmak ve manevi ilerleyişini engellemek için kullanılan tuzakları ifade eder. Bediüzzaman, bu tuzakların fark edilmesi ve bunlara karşı korunulması gerektiğini vurgulayarak, Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde akıl, kalp ve ruhun korunması için yol gösterir. Özellikle nefsin desiseleri, insanın kendi içindeki en büyük mücadele alanlarından biri olarak değerlendirilir ve bu konuda derin tesbitlerde bulunulur.
### Desise ve Dessas Kavramları Üzerine Genel Tesbitler
Bediüzzaman, “desise”yi hile, aldatma ve tuzak anlamında kullanır; “dessas” ise bu hileleri ustalıkla planlayan ve uygulayan varlık ya da özellik olarak karşımıza çıkar. Şeytan ve nefis, bu bağlamda en önde gelen dessaslar olarak tanımlanır. Külliyat’ta, özellikle *Mektubat* ve *Lem’alar* gibi eserlerde, şeytanın ve nefsin desiselerine karşı insanı uyaran bölümler bulunur. Bediüzzaman’a göre, bu desiseler genellikle insanın zayıf damarlarından (enaniyet, korku, tembellik, dünya sevgisi gibi) istifade edilerek devreye sokulur. Şeytanın dışsal bir düşman, nefsin ise içteki bir dessas olduğu belirtilir; nefis, insanı kendi arzuları ve hevesleriyle kandırarak şeytanla iş birliği yapar.
*Mektubat*’ın Yirmi Dokuzuncu Mektup’unda, “Altıncı Risale olan Altıncı Kısım”da şeytanın altı desisesi detaylı bir şekilde ele alınır. Bu bölümde, şeytanın insanı aldatmak için kullandığı yöntemler sıralanır ve her birinin nasıl bir tuzak olduğu açıklanır. Bediüzzaman, bu desiselerin Kur’an talebelerini ve iman hizmetinde bulunanları hedef aldığını ifade eder. Şeytanın ve nefsin ortak amacı, insanı Allah’a kulluktan uzaklaştırmak ve dünya hayatına bağlamaktır.
### Nefsin Desiselerine Dair Özel Tesbitler
Nefsin desiseleri, Bediüzzaman’ın eserlerinde sıkça vurgulanan bir konudur. Nefis, insanın kendi bünyesinde taşıdığı bir düşman olarak görülür ve şeytanla iş birliği yaparak insanı aldatır. Bediüzzaman, nefsin bu hilelerini özellikle insanın enaniyet (benlik), tembellik, heva ve heves gibi zayıf yönlerinden yararlanarak ortaya koyduğunu belirtir. Nefsin desiselerine dair bazı önemli tesbitler şunlardır:
1. **Enaniyet (Benlik) Üzerinden Aldatma**: Nefis, insana kendini beğendirme ve üstün görme hissi vererek onu aldatır. Bediüzzaman, *Mektubat*’ta, enaniyetin “insanda en tehlikeli damar” olduğunu söyler. Nefis, bu damarı okşayarak insanı hakikatlerden uzaklaştırır, ona “Sen her şeyi bilirsin, başkalarına ihtiyacın yok” gibi yanlış bir kanaat telkin eder. Bu, kişinin tevazudan uzaklaşmasına ve kendini beğenmişliğe kapılmasına yol açar.
2. **Dünya Sevgisi ve Heveslerin Peşinden Koşma**: Nefis, insana geçici dünya lezzetlerini cazip göstererek onu ebedi hakikatlerden uzak tutar. *Sözler*’de, nefsin insanı “hevesat-ı nefsaniye” (nefsin arzuları) ile oyaladığı belirtilir. Bediüzzaman, bu desisenin insanı ahiret hazırlığından alıkoyduğunu ve malayani (boş) işlerle vakit kaybettirdiğini ifade eder.
3. **Tembellik ve Rahat Düşkünlüğü**: Nefis, insanı ibadet ve hizmetten uzaklaştırmak için tembellik damarını kullanır. *Lem’alar*’da, nefsin “Bugün dinlen, yarın yaparsın” gibi telkinlerle insanı ertelemeye sevk ettiği anlatılır. Bu, kişinin manevi vazifelerini ihmal etmesine ve zamanını boşa harcamasına neden olur.
4. **Korku ve Vesvese Yoluyla Zayıflatma**: Nefis, şeytanla iş birliği yaparak insana korkular ve vesveseler telkin eder. Örneğin, *Şualar*’da, nefsin insana “Ya başarısız olursan, ya zarar görürsen” gibi düşünceler aşıladığı belirtilir. Bu desise, kişinin cesaretini kırarak harekete geçmesini engeller.
5. **Riya ve Gösteriş Tuzağı**: Nefis, ibadet ve hizmetleri bile riyaya bulaştırarak ihlası bozar. Bediüzzaman, *İhlas Risalesi*’nde (21. Lem’a), nefsin insana “Başkaları seni görsün, takdir etsin” düşüncesi vererek amellerin samimiyetini zedelediğini söyler. Bu, kişinin Allah rızasından ziyade insan beğenisine yönelmesine yol açar.
### Nefsin Desiselerine Karşı Çözüm Yolları
Bediüzzaman, nefsin bu hilelerine karşı Kur’an’dan ve Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sünnetinden ilhamla çözüm yolları sunar:
– **İhlas ve Samimiyet**: Nefsin riya tuzağına karşı, her işi sadece Allah rızası için yapmak gereklidir. İhlas, nefsin desiselerini etkisiz hale getiren en güçlü silahtır.
– **Tefekkür ve Ölüm Zikri**: Nefsin dünya sevgisine karşı, ölümü ve fani hayatın geçiciliğini sıkça hatırlamak önerilir. *Sözler*’de, “Lezzetleri tahrip eden ölümü çok zikrediniz” denilerek bu yöntem vurgulanır.
– **İstidatların Allah’a Yöneltilmesi**: Nefsin enaniyetini kırmak için, insanın sahip olduğu kabiliyetleri kendi malı gibi görmemesi, bunları Allah’ın bir emaneti olarak bilmesi gerektiği belirtilir.
– **Dua ve İstiğfar**: Nefsin vesveselerine karşı dua ve istiğfar, kalbi temizleyen ve insanı koruyan bir kalkan olarak sunulur.
### Sonuç
Bediüzzaman, Risale-i Nur Külliyatı’nda nefsin desiselerini, insanın içindeki en sinsi ve tehlikeli düşman olarak tanımlar. Nefis, şeytanla iş birliği yaparak insanı zayıf yönlerinden vurur ve onu Allah yolundan alıkoymaya çalışır. Ancak, bu desiselere karşı Kur’an’ın nuruyla donanmış bir akıl ve kalp, nefsin hilelerini boşa çıkarabilir. Bediüzzaman’ın tesbitleri, insanın kendini tanıması, zayıf noktalarını fark etmesi ve manevi bir mücadeleyle bu tuzaklardan kurtulması için rehber niteliğindedir. Bu yaklaşım, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde iman ve ihlasın korunmasına katkı sağlar.
@@@@@@
Desise:
https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/arama/Desise
Dessas:
https://kulliyat.risaleinurenstitusu.org/arama/Dessas
************
NEFSİ BESLEYEN GÜNAHLAR
Kuran-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler Işığında Bir Değerlendirme
İnsan, dünya hayatında hem maddi hem de manevi yönleri olan bir varlıktır. Manevi yönünü temsil eden ruh, Allah’a yönelmeyi isterken; nefis ise genellikle hevâ ve hevesine uymaya meyillidir. Nefis, eğer terbiye edilmezse insanı günahlara sürükler ve manevi çöküşe neden olur. Kuran-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde nefsin nasıl terbiye edilmesi gerektiği vurgulanmış, onu besleyen günahlardan sakınmanın önemi bildirilmiştir.
1. Nefsi Besleyen Başlıca Günahlar
a) Kibirlilik ve Gurur
Kibir, insanın kendisini başkalarından üstün görmesi, Allah’a boyun eğmekten uzaklaşmasıdır. Kuran’da şeytanın Adem’e secde etmeyi reddetmesi kibir yüzünden olmuştur:
“Ben ondan daha üstünüm. Beni ateşten, onu çamurdan yarattın.” (Sad, 38/76)
Kibirli insanlar, hakkı kabul etmekten kaçınır ve kendilerini geliştirmezler. Peygamber Efendimiz (s.a.v) de kibir hakkında şöyle buyurmuştur:
“Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse cennete giremeyecektir.” (Müslim, İman 147)
b) Şehvet ve Zinaya Yaklaşmak
İslam, insanın cinsel isteklerini meşru yollarla tatmin etmesini istemiş, ancak şehvetin aşırılığına ve zinaya karşı ciddi uyarılarda bulunmuştur:
“Zinaya yaklaşmayın! Çünkü o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (İsra, 17/32)
Peygamberimiz (s.a.v) de şöyle buyurur:
“Gözün zinası bakmaktır, dilin zinası konuşmaktır, nefsin zinası arzulamaktır, elin zinası tutmaktır, ayakların zinası ise zinaya gitmektir.” (Buhari, Rikak 22)
Şehvetin kontrolsüzlüğü insanı maddi ve manevi felaketlere sürükleyebilir.
c) İsraf ve Lüks Tutkusu
Nefis, daima daha fazlasını ister. Harcamada aşırılık, gösterişe düşkünlük, israf, insanı Allah’tan uzaklaştıran durumlardandır:
“Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’raf, 7/31)
Lüks tutkusu, insanda dünya sevgisini artırarak ahireti unutturabilir.
d) Gıybet ve Kötü Söz Söylemek
Gıybet, İslam’da büyük günahlar arasında sayılmıştır. Kuran’da şöyle buyurulur:
“Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Birbirinizi arkanızdan çekiştirmeyin. Hanginiz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır?” (Hucurat, 49/12)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) de şöyle buyurmuştur:
“Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların emin olduğu kimsedir.” (Buhari, İman 4)
Dilin kontrol edilmemesi, nefsin en çok beslendiği günahlardan biridir.
2. Nefsi Terbiye Etmenin Yolları
Tefekkür ve Ölümü Hatırlamak: Nefsi frenlemek için ölümün kaçınılmaz olduğunu unutmamak gerekir.
Oruç ve İbadet: Oruç, nefsin arzularını kontrol altına almayı sağlar.
Zikir ve Dua: Allah’ı sürekli anmak, nefsi terbiye eden en güçlü araçlardandır.
Salih İnsanlarla Beraber Olmak: Kötü arkadaş nefsi azdırırken, iyi insanlar nefsi güzelleştirir.
Sonuç
Nefsini besleyen günahlardan kaçınmak, insanı huzura ve manevi olgunluğa ulaştırır. Kuran ve hadisler doğrultusunda nefsimizi kontrol altına almak, hem dünyada hem de ahirette huzur bulmamızı sağlar. Çünkü gerçek saadet, nefsin isteklerine değil, Allah’ın rızasına uymakta saklıdır.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=12ovkx-XB5g