ALLAH’IN GAZABI İLAHİ GAZAB
ALLAH’IN GAZABI İLAHİ GAZAB[1]
“Nûh dedi ki: “Rabbim! Yeryüzünde dolaşan bir tek kâfir bile bırakma!”
“Bırakacak olursan, onlar senin kullarını yoldan çıkarırlar ve ancak kendileri gibi ahlâksız, günahkâr ve azılı kâfir nesiller yetiştirirler.”
“Rabbim! Beni, anne-babamı, mü’min olarak evime girenleri, bütün mü’min erkeklerle mü’min kadınları bağışla! Zâlimlerin ise ancak helâkini artır! Köklerini kurut!”Nuh Suresi.26-28.
İlahi Gazap: Hak ve Batılın Son Savaşı
Tarih boyunca insanoğlu iki büyük yol ayrımıyla karşı karşıya kalmıştır: Hak ve batıl, iman ve inkâr, adalet ve zulüm. Allah, insanları doğru yola iletmek için peygamberler göndermiş, onlara kitabını indirmiş ve kullarına merhametiyle muamele etmiştir. Ancak bazı toplumlar, hakikate gözlerini kapatarak inkârda, azgınlıkta ve zulümde sınır tanımamış; Allah’a, peygamberlerine ve müminlere karşı büyük bir düşmanlık sergilemiştir. İşte bu noktada ilahi gazap tecelli etmiş ve tarih sahnesinde helak edilen kavimler, insanlığa bir ibret levhası olarak bırakılmıştır.
1. Nûh’un Çağrısı ve Kavminin İnatçılığı
Nûh (a.s.), insanları 950 yıl boyunca Allah’a iman etmeye davet etti (Ankebut 14). Onları sabırla, hikmetle ve şefkatle uyardı. Fakat kavmi, ona inanan bir avuç mümin dışında inkârda diretti. Hatta Nûh’a eziyet ettiler, onu yalanladılar ve alay konusu yaptılar:
> “Dediler ki: Ey Nûh! Bizimle mücadele ettin ve mücadelede ileri gittin. Eğer doğru söyleyenlerden isen, bizi tehdit ettiğin azabı getir.” (Hud, 32)
Bu sözler, Enfâl 32’de müşriklerin Hz. Muhammed (s.a.v.)’e meydan okuyarak gökten taş yağdırmasını istemeleriyle büyük benzerlik gösterir. Kibir ve inat, onları gerçeği görmelerine engel olmuştur.
Nûh (a.s.), tüm çabalarına rağmen kavminin azgınlığının nesilden nesile aktığını görünce Allah’a yönelmiş ve ilahi gazabı talep etmiştir:
> “Rabbim! Yeryüzünde dolaşan bir tek kâfir bile bırakma!” (Nûh, 26)
Bu dua, Nûh’un öfkesinden değil, kavminin artık iflah olmaz bir noktaya geldiğini görmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü eğer yaşarlarsa, gelecek nesilleri de saptıracakları aşikârdı.
2. İlahi Gazabın Hikmeti: Zulmün Devamını Engellemek
Allah, hiçbir toplumu zulüm ve isyan etmeksizin helak etmez. Kur’an, ilahi gazabın sebeplerini şöyle açıklar:
1. Hakkın açık delillerle gelmesine rağmen inkârda ısrar etmek
2. Peygamberlere ve müminlere zulmetmek, onları yurdundan çıkarmak
3. Allah’a isyanı sistemli hale getirmek ve günahı yaymak
> “Bir memleketi helak etmek istediğimizde, oranın nimet içinde şımaranlarına (hakka uymalarını) emrederiz. Onlar ise isyan ederler. Böylece azap onlara hak olur ve biz de orayı yerle bir ederiz.” (İsra, 16)
Bu ilahi yasa gereği, Nûh kavmi suda boğularak helak edilmiştir (Nûh, 27). Lut kavmi taş yağmuru ile, Ad kavmi kasırga ile, Semud kavmi yıldırım ile, Firavun’un ordusu denizde boğularak helak edilmiştir.
Allah, azabı ile yeryüzünü temizler, böylece zulmün nesilden nesile geçmesine izin vermez. Eğer ilahi gazap tecelli etmeseydi, iman ehli her devirde yok edilirdi.
3. Günümüzle Bağlantısı: İlahi Gazaptan Kurtulmanın Yolu
Tarih boyunca helak olan toplumlar, iman eden azınlığı ezmeye, hakikati bastırmaya ve günahı yaymaya çalışan kibirli yöneticiler ve destekçileri tarafından yönetilmiştir. Bugün de, dünya düzeninde adaletsizlik, zulüm, günahın yayılması, Allah’a isyanın normalleşmesi gibi durumlar devam etmektedir.
Ancak Kur’an, ilahi gazabın hemen tecelli etmeyeceğini bildirir:
> “Sen onların içinde bulunduğun sürece Allah onlara azap etmeyecek. Ve onlar bağışlanma diledikleri sürece de Allah onlara azap etmeyecek.” (Enfâl, 33)
Bu ayet, istiğfarın, peygamberlerin ve salih kulların varlığının toplumu koruduğunu gösterir. Eğer insanlar tövbe edip Allah’a yönelirse, ilahi rahmet gazabın önüne geçer. Ancak zulüm devam eder ve toplumu yozlaştırırsa, ilahi azap kaçınılmaz olur.
Sonuç: İlahi Gazaptan Korunmanın Yolu
1. İstiğfar etmek: Allah’tan bağışlanma dilemek, ilahi gazabı kaldırır.
2. Zulmü engellemek: Hakkı savunmak ve mazlumları korumak, bir toplumun helak olmasını önler.
3. Peygamberin sünnetine tabi olmak: Rasulullah (s.a.v.)’in varlığı Mekkelileri nasıl koruduysa, onun yoluna sarılmak da bizi korur.
4. İman ehlinin duası ve mücadelesi: Müminlerin duaları, helak edici bir felaketi önleyebilir.
Nûh’un kavmi, Enfâl 32’deki müşrikler ve diğer helak edilen toplumlar bize önemli bir ders verir: Allah’a isyanı yaygınlaştıran, hakkı engelleyen ve zulümde ısrar eden toplumlar, ilahi gazaba uğrar. Ancak bağışlanma dileyen, hakka yönelen ve salih ameller işleyen toplumlar Allah’ın rahmetine nail olur.
Bugün, dünyada kötülüğün yayılması, ahlaki çöküntü, adaletsizlik ve zulüm artıyorsa, bizler de Nûh’un duasını hatırlayıp, hak ile batıl arasındaki mücadelede nerede durduğumuzu sorgulamalıyız. Çünkü ya ilahi gazabı hak edenlerden oluruz ya da rahmete mazhar olanlardan. Seçim bizim…
[1] https://www.youtube.com/watch?v=CGE5O6eZIPo