AZAP MI İNDİR YOKSA RAHMET Mİ?

AZAP MI İNDİR YOKSA RAHMET Mİ?[1]

Evet, Enfâl Suresi 32. ayeti şu şekildedir:

وَإِذْ قَالُوا۟ ٱللَّهُمَّ إِن كَانَ هَٰذَا هُوَ ٱلْحَقَّ مِنْ عِندِكَ فَأَمْطِرْ عَلَيْنَا حِجَارَةًۭ مِّنَ ٱلسَّمَآءِ أَوِ ٱئْتِنَا بِعَذَابٍ أَلِيمٍۢ

Meali:
“Ve bir zaman, ‘Ey Allah’ım! Eğer bu (Kur’an) senin katından gelen hakikat ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap ver’ demişlerdi.”

Bu ayette, Mekke müşriklerinin Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ve Kur’an’a karşı kibirli ve meydan okuyan tavırları anlatılmaktadır. Onlar, eğer Kur’an gerçekten Allah’tan geliyorsa, bunun yerine doğruyu kabul etmek yerine, kendilerine bir azap gönderilmesini dilemişlerdi. Ancak Allah, bir sonraki ayette (Enfâl 33) onları hemen helak etmediğini, çünkü Hz. Peygamber’in onların içinde bulunduğunu ve müminlerin de Allah’tan bağışlanma dilediklerini belirtmiştir.

@@@@@@@

Enfâl Suresi 32. Ayetin Derinlemesine Anlamı.

Bu ayette Mekke müşriklerinin kibirli, inatçı ve alaycı tutumları gözler önüne serilmektedir. Onlar, hakikati arayan samimi bir kalple değil, inat ve meydan okuma duygusuyla şöyle demişlerdi:

“Eğer bu Kur’an gerçekten senin katından gelen bir hakikat ise, üzerimize gökten taş yağdır veya bize çok acı bir azap ver!”

1. Ayetin Psikolojik ve Sosyolojik Boyutu

Bu ifadede içten bir arayış yoktur. Aksine:

Kibir ve inat vardır: Gerçeği kabullenmek yerine, imkânsız bir bedel ödemeyi göze alacak kadar körleşmiş bir akıl durumu söz konusudur.

Hakikate karşı direniş vardır: Kur’an onların menfaatlerine dokunduğu için onu reddetmek adına uç bir tepki göstermektedirler.

Meydan okuma psikolojisi vardır: Gerçekten hakikati arayan biri, “Bize azap indir” demez, aksine “Bizi doğru yola ilet” diye dua eder.

Bu tür bir tepki, tarihte Allah’ın peygamberlerini inkâr eden kavimlerin ortak özelliklerinden biridir. Örneğin, Nuh, Lut, Şuayb ve Salih kavimleri de peygamberlerine meydan okumuş ve “Bize vaat ettiğin azabı getir!” demişlerdi. Ancak sonuç hep helak olmuştur.

2. Ayetin Tevhid ve Kader Açısından Yorumu

Müşrikler, Allah’a inanıyorlardı ama “hakikatin kaynağı olarak O’nu kabul etmiyorlardı.”

Onlar, “Biz Allah’a inanıyoruz ama bu Kur’an O’nun katından olamaz” diyerek çelişkili bir inanç içindeydiler.

Hakikati reddeden bir toplum, azabı kendisi davet eder. Ancak Allah merhameti gereği onlara hemen ceza vermemiştir.

3. Günümüze Mesajı

Bu ayet, günümüz insanına da önemli mesajlar verir:

1. Hakikati aramak yerine ona meydan okumak, insanı felakete sürükler.

2. Kibir ve inat, insanın gözünü köreltir ve en bariz gerçeği bile inkâr etmesine yol açar.

3. Gerçeğe ulaşmak isteyen, onu inkâr etmek için bahane üretmek yerine, samimi bir kalple araştırmalı ve dua etmelidir.

Müşriklerin bu duası, aslında hakikati kabullenmek istemeyen her çağdaki insanın durumuna benzer. Bugün de pek çok insan, iman hakikatlerine karşı delil aramak yerine, onları inkâr etmek için bahaneler üretmektedir.

@@@@@@

Enfâl Suresi 32. Ayetin Benzer Ayetlerle İlgisi

Kur’an’da Mekke müşriklerinin veya geçmiş kavimlerin hakikate karşı takındıkları meydan okuma, inkâr ve azap isteme tavırları birçok ayette ele alınmıştır. Enfâl 32 de bu açıdan değerlendirilmelidir. Şimdi, bu ayeti destekleyen ve açıklayan diğer ayetlere bakalım.

1. Azap İsteyenlerin Ortak Tavrı

Enfâl 32’de olduğu gibi, geçmiş kavimlerden de peygamberlerine meydan okuyarak azap talep edenler olmuştur.

Şuara Suresi 187

وَقَالُوا۟ يَٰشُعَيْبُ أَصَلَوٰتُكَ تَأْمُرُكَ أَن نَّتْرُكَ مَا يَعْبُدُ ءَابَآؤُنَآ أَوْ أَن نَّفْعَلَ فِىٓ أَمْوَٰلِنَا مَا نَشَٰٓؤُا۟ إِنَّكَ لَأَنتَ ٱلْحَلِيمُ ٱلرَّشِيدُ ١٨٦ فَأَسْقِطْ عَلَيْنَا كِسَفًۭا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ ١٨٧

Meali:
“Ey Şuayb! Atalarımızın taptıklarını bırakmamızı ve mallarımız konusunda istediğimiz gibi davranmamamızı mı emrediyorsun? Eğer doğru söyleyenlerdensen üzerimize gökten bir parça düşür!” (Şuara 186-187)

Bu ayette Şuayb (a.s.)’ın kavmi, onun getirdiği vahyi reddediyor ve kendilerine azap gelmesini istiyor. Aynı kibirli ve inatçı tavır Enfâl 32’de müşriklerde de görülüyor.

2. Önceki Kavimlerin Helak Sebepleri

Müşriklerin azap istemeleri, Allah’ın geçmiş kavimlere verdiği cezaları hatırlatmaktadır.

Hud Suresi 82

فَلَمَّا جَآءَ أَمْرُنَا جَعَلْنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةًۭ مِّن سِجِّيلٍۢ مَّنضُودٍۢ

Meali:
“Emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine istif edilmiş taşlardan yağdırdık.” (Hud 82)

Bu ayet, Lut kavminin helakini anlatır. Lut kavmi de azap istemişti ve gerçekten taş yağmuruna tutulmuşlardı. Enfâl 32’de müşriklerin gökten taş yağmasını istemeleri, aslında Lut kavminin helak edilme şekline bir gönderme gibidir.

Benzer bir şekilde:

Fussilet 13: “Eğer yüz çevirirlerse, de ki: ‘Ben sizi Ad ve Semud’un yıldırımı gibi bir azap ile uyarıyorum.'”

Zariyat 32-33: “Dediler ki: Biz suçlu bir kavme gönderildik, üzerlerine çamurdan taşlar yağdıracağız.”

3. Allah’ın Azabı Geciktirme Hikmeti

Müşriklerin azap istemelerine rağmen, Allah hemen onları helak etmemiştir. Bunun sebebi bir sonraki ayette açıklanır.

Enfâl Suresi 33

وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَأَنتَ فِيهِمْ وَمَا كَانَ ٱللَّهُ مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ

Meali:
“Sen onların içinde bulunduğun sürece Allah onlara azap edecek değildir. Ve onlar bağışlanma diledikleri sürece de Allah onlara azap edici değildir.”

Burada iki önemli nokta vardır:

1. Peygamber’in varlığı bir rahmettir: Allah, Rasulullah (s.a.v.) Mekke’de olduğu sürece müşrikleri helak etmemiştir.

2. Bağışlanma (istiğfar) azabı geciktirir: Eğer insanlar tövbe edip Allah’tan af dileselerdi, azap üzerlerine gelmeyecekti.

Bu ayet, azap isteyen müşriklerin, aslında farkında olmadan Allah’ın rahmetiyle cezadan korunduklarını gösterir.

SONUÇ: Enfâl 32’nin Diğer Ayetlerle Bağlantısı

1. Geçmiş kavimlerin inkarcıları gibi, Mekke müşrikleri de peygamberlerine meydan okumuş ve azap istemiştir (Şuara 187, Hud 82).

2. Allah, Lut ve diğer kavimleri gerçekten taş yağdırarak helak etmiştir. Müşriklerin talebi de Lut kavminin helakine benzemektedir (Hud 82, Zariyat 32-33).

3. Ancak Allah, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in varlığı ve müminlerin istiğfarı sebebiyle azabı geciktirmiştir (Enfâl 33).

Bu ayetler, kibirli inkârın insanı nasıl felakete sürüklediğini ve Allah’ın azabı geciktirme hikmetini gösterir. Aynı zamanda istiğfarın ve Peygamber’in varlığının, bir toplumu nasıl koruduğunu anlatır.

 

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=ApieQmbPVa4

Loading

No ResponsesMart 19th, 2025