MEN LEM YAHKUM BİL MANA MEN LEM YUSADDIK
MEN LEM YAHKUM BİL MANA MEN LEM YUSADDIK[1]
Maide. Ve men lem yehküm Bi ma enzelellahu
fe ulaikehumul kafirun. Maide.44
fe ulaikehumuz zalimun. 45
fe ulaikehumul fasikun. 47
Men lem yahkum
Bil mana, men lem yusaddik
Mâide Suresi 44, 45 ve 47. Ayetlerin Tefsiri
Bu üç ayet, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyenlerin durumu hakkında oldukça net ifadeler içermektedir. Tefsirlerde, bu ayetler farklı açılardan ele alınmış ve hüküm koyma yetkisinin Allah’a ait olduğu vurgulanmıştır. Şimdi ayetleri ve bazı klasik tefsirlerden yorumlarını inceleyelim:
1. Mâide Suresi 44. Ayet:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridir.”
Tefsiri:
İbn Kesîr:
Bu ayetin Yahudilerle ilgili olduğu, onların Tevrat’taki hükümleri değiştirdiği ve uygulamadığı belirtilir. Ancak ayetin genel anlamda tüm insanlara yönelik olduğu da vurgulanır. İbn Abbas, bu ayetteki küfrün “büyük küfür” değil, “küfür içinde bir küfür” (yani iman dairesinden çıkaracak türde olmayıp, büyük bir günah ve zulüm) olduğunu ifade etmiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır:
Burada asıl vurgu, Allah’ın indirdiği hükümleri bilerek reddeden veya yerine başka hükümler koyan kişilerin kafir olduğudur. Ancak hükmü kabul etmekle beraber uygulamamak başka bir durumdur; bu kişi fasıklık ve zulüm içinde olabilir, ancak iman dairesinden çıkmayabilir.
2. Mâide Suresi 45. Ayet:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.”
Tefsiri:
İbn Kesîr:
Burada zalimlik, hem kişinin kendine hem de topluma yaptığı bir zulüm olarak değerlendirilir. Allah’ın hükümlerini uygulamayan kişi, toplumun adalet sistemini bozduğu ve insanların haklarını ihlal ettiği için zalimdir.
Taberî:
Ayetteki zulmün, büyük bir haksızlık olduğu belirtilir. Allah’ın hükümlerini terk eden kişi, sadece bir günah işlememekte, aynı zamanda adaleti ve hakları çiğneyerek büyük bir zulüm yapmaktadır.
Elmalılı Hamdi Yazır:
Zulüm, bir şeyi olması gereken yerin dışına koymaktır. Allah’ın hükümlerini terk eden kişi, hem kendine hem de insanlara zarar vermiş olur ve böylece zalimlerden olur.
3. Mâide Suresi 47. Ayet:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
“Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.”
Tefsiri:
İbn Kesîr:
Fısk, bir şeyin sınırlarını aşmak ve sapkınlık anlamına gelir. Allah’ın hükmünü bırakıp başka hükümlere yönelen kişi, Allah’ın sınırlarını aşmış ve fasıklık yapmıştır.
Fahreddin Râzî:
Buradaki fısk, kişinin dinin temel esaslarını kabul etmekle beraber, bunları uygulamamak ve sürekli isyan içinde olmaktır. Bu kişi, imanını muhafaza edebilir ancak büyük bir günah içindedir.
Elmalılı Hamdi Yazır:
Fısk, kişinin Allah’ın emirlerini terk edip günaha dalmasıdır. Eğer kişi, Allah’ın hükmünü inkâr etmiyor ancak uygulamıyorsa, o zaman fâsık olur. Ancak bilerek inkâr ediyorsa, bu onu küfre götürür.
Sonuç ve Özet:
Bu üç ayette Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyenlerin durumu sırasıyla kâfir, zalim ve fâsık olarak nitelendirilmiştir.
Eğer bir kişi Allah’ın hükmünü inkâr eder veya değiştirmeye çalışırsa, küfre girer (kafir olur).
Eğer bir kişi hakkı bilerek adaletin dışına çıkarsa ve başka hükümlere yönelirse, zalim olur.
Eğer bir kişi Allah’ın hükmünü kabul ettiği halde günaha dalıp onu uygulamazsa, fasık olur.
Bu ayetler, özellikle Yahudilerin Tevrat’taki hükümleri değiştirmesi bağlamında inmiştir ancak tüm insanlar için geçerli olacak şekilde yorumlanmıştır. Günümüzde de adaletin sağlanması için Allah’ın adalet ve hakkaniyet üzerine kurulu hükümlerine bağlı kalmanın önemi bu ayetlerle vurgulanmaktadır.
@@@@@@
**Maide Suresi 44, 45 ve 47. Ayetlerin Tefsiri ve İzahı**
Bu ayetler, Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyenlerin durumunu üç farklı kavramla (kâfir, zâlim, fâsık) açıklar. İşte klasik ve modern tefsirler ışığında detaylı açıklama:
### **1. Maide 44: *”Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.”***
– **Bağlam**: Ayet, özellikle Yahudi âlimlerini hedef alır. Tevrat’ın hükümlerini çiğneyip keyfi kararlar verenler (örneğin, zina cezasını değiştirenler) kınanır.
– **Tefsirler**:
– **İbn Kesir**: “Allah’ın hükmünü reddetmek, O’nun otoritesini inkâr etmektir (küfr). Bu, ister açıkça inkârla, ister hükmü tahrif ederek olsun, kişiyi kâfir yapar.”
– **Taberî**: “Kâfir olmak için Allah’ı tamamen inkâr etmek şart değildir. O’nun hükümlerini görmezden gelmek de bir nevi inkârdır.”
– **Modern Yorum (Seyyid Kutub)**: “Toplumlar Allah’ın kanunları yerine beşerî sistemleri benimserse, bu kolektif bir küfürdür ve adaletsizliğe yol açar.”
### **2. Maide 45: *”Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.”***
– **Bağlam**: Bu ayet, adalet mekanizmasını çiğneyenleri (örneğin, kısası terk edip diyet alarak suçu örtbas edenleri) eleştirir.
– **Tefsirler**:
– **Râzî**: “Zulüm, hakkı çiğnemek ve insanların haklarını gaspetmektir. Allah’ın hükmünü bilip uygulamayanlar, hem kendine hem topluma zulmeder.”
– **İbn Âşûr**: “Zulüm, adaleti terk etmekle başlar. Toplumsal düzen bozulunca her türlü ahlaki çöküş ortaya çıkar.”
– **Hanbelîler**: “Hükmü bile bile değiştirmek, kişiyi zâlim kılar. Bu, inançla değil, amelî bir sapmadır.”
### **3. Maide 47: *”Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar fâsıkların ta kendileridir.”***
– **Bağlam**: Hristiyanların İncil’deki emirleri terk edip dinî tahrifat yapmaları kınanır.
– **Tefsirler**:
– **Zemahşerî (Mu‘tezilî)**: “Fısk, itaati terk edip isyana düşmektir. Kişi Allah’ı tanıdığı halde O’nun emirlerini görmezden gelirse fâsık olur.”
– **Beydâvî**: “Fâsıklık, sürekli günah işleme hâlidir. Bu ayet, hakikati bildiği hâlde ondan yüz çevirenlere işaret eder.”
– **Çağdaş Tefsir (Vehbe Zühaylî)**: “Fasık, Allah ile arasındaki ahdi bozan kimsedir. Müslüman bir yönetici Şeriat’ı terk ederse bu vasfı alır.”
### **Kavramların Farkları**:
1. **Kâfir**: Allah’ın hükmünü reddeden (inkâr veya tahrif yoluyla).
2. **Zâlim**: Adaleti çiğneyen, hakkı gasp eden.
3. **Fâsık**: İman ettiği hâlde israrla günah işleyen.
### **Tartışmalı Noktalar**:
– **Kimler Kapsamda?**:
– Klasik müfessirler, ayetlerin öncelikle Yahudi ve Hristiyanlara hitap ettiğini söyler.
– **İbn Teymiyye** gibi âlimler: “Müslümanlar da Allah’ın hükmünü terk ederse benzer vasıfları alır.”
– **Eş‘arîler**: “Küfür ancak açık inkârla olur. Hata veya zorlama durumları istisnadır.”
– **Modern Çağ Yansımaları**:
– Laik hukuk sistemleriyle yönetilen Müslüman ülkelerde bu ayetler sıklıkla tartışılır.
– **Muhammed Abduh**: “Ayetler, hüküm koyma yetkisini tamamen Allah’a vermeyen sistemleri eleştirir. Ancak cehalet veya içtihat hatası affedilebilir.”
### **Pratik Çıkarımlar**:
1. **Bireysel Sorumluluk**: Müslümanlar, Allah’ın hükümlerini öğrenmek ve uygulamakla yükümlüdür.
2. **Toplumsal Adalet**: Adalet mekanizmalarının İslami ilkelere dayanması gerekir.
3. **Siyasi Sistemler**: Şeriat’ı tamamen reddeden sistemler, bu ayetler ışığında eleştirilir.
### **Örneklerle Açıklama**:
– **Kâfir**: Tevrat’ta zina cezasını recm olarak bilip, “Kamçılama” ile değiştiren Yahudi âlimleri.
– **Zâlim**: Cinayet davalarında zengin-fakir ayrımı yapan bir hâkim.
– **Fâsık**: Hırsızlık yapan bir Müslümanın, had cezasını uygulamayan İslami bir yönetim.
Bu ayetler, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde Allah’ın hükümlerine bağlılığın önemini vurgular. Tefsirlerdeki farklılıklar ise, İslami hükümlerin uygulanma şartları ve niyetle ilişkilidir.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=AAc9L5w6EMs