ZULÜM ZALİM İÇİN BİR KARANLIKTIR
ZULÜM ZALİM İÇİN BİR KARANLIKTIR[1]
قُلْ س۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلُۜ كَانَ اَكْثَرُهُمْ مُشْرِك۪ينَ
“De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da öncekilerin âkıbeti nice oldu bir bakın. Onların çoğu şirke sapmış kimselerdi.” [2]
– Kuran-ı Kerim’de zalimlere yapılan uyarılar.
Holiwid ve oyuncusu
Kaliforniya, loş ancilıs
Kur’an-ı Kerim’de zulüm, Allah’ın hoşnut olmadığı ve kesinlikle yasakladığı bir eylem olarak tanımlanır. Zalimler, yani adaletsizlik yapanlar, haksızlık edenler veya insanlara zulmedenler için birçok uyarı bulunmaktadır. Bu uyarılar, hem zalimleri caydırmak hem de mazlumlara teselli vermek amacı taşır. İşte Kur’an-ı Kerim’de zalimlere yönelik uyarılardan bazıları:
Zulümden Sakınma ve Uyarılar
1. Allah, zalimleri sevmez:
Kur’an’da Allah’ın zulmü sevmediği sıkça vurgulanır. Bu ayetler, zalimlerin Allah katında asla başarıya ulaşamayacağını ifade eder.
“Allah zalimleri sevmez.”
(Âl-i İmrân, 3/57)
2. Zalimlere yardım etmeme uyarısı:
Zulüm yapanlara destek veren ya da onların tarafında yer alanlar da Allah’ın azabıyla karşılaşabilir.
“Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım göremezsiniz.”
(Hûd, 11/113)
3. Zulüm cezasız kalmaz:
Zalimler, dünyada veya ahirette mutlaka yaptıklarının hesabını verecektir.
“Zulmeden her toplumun sonu ne olmuştur bir bak! Allah’ın onlara olan azabı ve uyarıları apaçıktır.”
(Âl-i İmrân, 3/137)
4. Mazlumların duaları kabul edilir:
Allah, zulme uğrayanların dualarını işitir ve onların yanında olduğunu bildirir. Bu da zalimlere bir uyarıdır.
“Mazlumun duasından sakının. Çünkü onun duasıyla Allah arasında perde yoktur.”
(Hadis-i Şerif; Tirmizî, Daavât, 9)
Zalimlerin Akıbeti
1. Allah’ın azabı zalimleri bekler:
Zalimlerin kötü akıbetlerinden biri, Allah’ın azabına uğramalarıdır. Bu dünyada veya ahirette mutlaka cezalarını çekeceklerdir.
“Biz zalimlerin üzerine bir azap gönderdik; onlar yurtlarında yere kapaklanıp kaldılar.”
(Hud, 11/94)
2. Zalimler pişman olacak, ancak fayda etmeyecek:
Kıyamet günü zalimler pişmanlıklarını dile getirecek, ancak bu onların kurtulmalarına yetmeyecektir.
“O gün, zalim kimse ellerini ısırarak der ki: ‘Keşke Peygamberle beraber bir yol edinmiş olsaydım!’”
(Furkân, 25/27)
3. Zulüm toplumları yok eder:
Zalim kavimlerin nasıl helak edildiği, Kur’an’da sıkça anlatılır. Bu kıssalar, insanlara ibret olması için verilmiştir.
“Zulmeden nice memleketi helak ettik ve onlardan sonra başka toplumlar meydana getirdik.”
(Enbiyâ, 21/11)
Mazlumlar İçin Teselli ve Adalet
1. Adalet ilahi bir emirdir:
Allah, her zaman adaleti emreder ve zulümden uzak durmayı öğütler.
“Şüphesiz ki Allah, adaleti, iyiliği ve yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklar.”
(Nahl, 16/90)
2. Mazlumlara müjde:
Zulme uğrayanlar sabrettikleri takdirde Allah’ın yardımıyla mükafatlandırılacaklardır.
“Zulme uğratıldıktan sonra Allah yolunda hicret edenleri dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz. Ahiretin mükafatı ise daha büyüktür.”
(Nahl, 16/41)
Sonuç
Kur’an-ı Kerim’de zalimlere yapılan uyarılar, adaletin ve doğruluğun önemini vurgular. Zulüm, sadece bir bireyin değil, toplumun ve insanlığın dengesini bozan büyük bir günahtır. Allah, zalimleri cezalandıracağını ve mazlumları koruyacağını defalarca beyan etmiştir. Bu ayetler ve uyarılar, hem zalimlere bir tehdit hem de mazlumlara bir teselli ve umut kaynağıdır. Adaletin hâkim olduğu bir dünya inşa etmek, Kur’an’ın emirlerinden biridir.
****************
İbrahim 42. Ayetin hayattan ibretli örnekleriyle anlatır mısın.
İbrahim Suresi’nin 42. ayeti, Allah’ın adaletini ve zulmedenlerin yaptıklarından sorumlu tutulacağını ifade eden oldukça etkileyici bir mesaj içerir. Ayetin meali şöyledir:
“Sakın Allah’ı, zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! O, onları (cezalarını) gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.”
(İbrahim, 14/42)
Bu ayet, Allah’ın adaletine ve her şeyin bir hesabının olduğuna dair önemli bir mesaj verir. Zulmedenlerin yaptıkları yanlarına kalmaz; Allah bu dünyada ya da ahirette mutlaka karşılıklarını verecektir. Ancak Allah, adaletini bazen hemen tecelli ettirmez, çünkü her şeyin bir zamanı ve hikmeti vardır.
Hayattan İbretli Örneklerle Açıklama:
1. Firavun ve Zulmü:
Firavun, Musa (a.s.) ve İsrailoğullarına yıllarca zulmetti. Kendisini ilah ilan etti ve halkı baskı altına aldı. Ancak Allah, ona mühlet verdi. Sonunda Firavun, Kızıldeniz’de boğularak helak oldu. Bu olay, zalimlere tanınan mühletin bir sonu olduğunu gösteren çarpıcı bir örnektir.
2. Nemrut’un Akıbeti:
Nemrut, Hz. İbrahim’e (a.s.) zulmeden zalim bir hükümdardı. Kendini Allah’a eş koştu ve halkını zorbalıkla yönetti. Ancak Allah, onu küçücük bir sinekle helak ederek güçsüzlüğünü tüm insanlığa gösterdi. Bu olay, Allah’ın adaletinin nasıl tecelli ettiğine dair önemli bir derstir.
3. Tarihten Modern Örnekler:
Zulüm Rejimlerinin Çöküşü: Dünya tarihinde zalim yöneticilerin iktidarda kalmaları hiçbir zaman kalıcı olmamıştır. Örneğin, Hitler, Stalin gibi liderler milyonlarca insana zulmetti, ancak sonunda kendi sonları acı ve ibretlik oldu.
Doğal Felaketler ve İlahi İkazlar: Bazen Allah’ın adaleti doğal afetler şeklinde ortaya çıkar. Örneğin, Pompeii halkı ahlaki yozlaşmalarla tanınıyordu ve bir anda volkanik bir patlama ile yerle bir oldular.
4. Bireysel İbretler:
Günümüzde de insanların birbirine zulmettiği olaylar görülebilir. Ancak çoğu zaman, bu kişilerin dünyadaki sonları hayırlı olmaz. Örneğin, zulmederek servet biriktiren bir insan, servetiyle mutlu olamaz ve sonunda pişmanlıkla yüzleşir.
Ders ve Öğüt:
Allah’ın adaletinden asla şüphe edilmemelidir. Bu dünyada zulüm görenler sabırlı olmalı, çünkü Allah zalimleri er ya da geç cezalandırır.
Zulmedenler ise Allah’ın onları görmediğini sanmamalıdır. Allah her şeyi bilir ve hesap günü mutlaka karşılıklarını verir.
Ayet, insanlara sabır, umut ve Allah’ın adaletine olan güveni öğütler. Bu dünyada karşılaşılan sıkıntılar, ahirette sonsuz bir adaletle karşılık bulacaktır.
********************
İsrâ Suresi (16-22. Ayetler)
- Bir memleketi helak etmek istediğimiz zaman, oranın refah içinde şımaran yöneticilerine (uyarıcı) emirlerimizi göndeririz; ancak onlar orada bozgunculuk yapmaya devam ederler. Böylece o memleket helak edilmeyi hak eder ve biz de orayı yerle bir ederiz.
- Nuh’tan sonra nice nesilleri helak ettik. Kullarının günahlarını bilip görmede Rabbin yeterlidir.
- Kim bu dünya hayatını isterse, ona burada dilediğimiz kadarını hemen veririz. Ama sonunda onun için cehennemi hazırlarız; kınanmış ve kovulmuş olarak oraya girer.
- Kim de ahireti ister ve inanarak ona yaraşır şekilde çalışırsa, işte böylelerinin çalışmaları makbul olur.
- Hepsine, onlara da, bunlara da Rabbinin ihsanından veririz. Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir.
- Bak, nasıl bazılarını diğerlerinden üstün kıldık. Ahiret ise dereceler bakımından daha büyük ve üstünlük bakımından daha yücedir.
- Allah ile birlikte başka bir ilâh edinme. Yoksa kınanmış ve yalnızlığa terk edilmiş halde kalırsın.
Bu ayetlerde, Allah’ın insanlara verdiği nimetler, dünyayı isteyenlerle ahireti isteyenlerin durumu ve Allah’a ortak koşmanın kötü akıbeti vurgulanmaktadır. İnsanlara hem dünya hem ahiret için çalışmaları ve Allah’a kullukta samimi olmaları öğütlenir.
******************
İsrâ Suresi 4. Ayet:
“Biz, İsrailoğulları’na Kitap’ta şu hükmü verdik: ‘Muhakkak siz yeryüzünde iki defa fesat çıkaracak ve büyüklenerek azgınlık yapacaksınız.'”
Tefsir Yönünden İzahı
Bu ayet, İsrailoğulları’nın tarih boyunca Allah’ın emirlerine karşı gelerek yeryüzünde bozgunculuk yapacaklarını haber veren bir uyarıdır. Tefsir alimleri, ayette bahsedilen “iki defa fesat” çıkarma olayını farklı açılardan yorumlamışlardır. İşte bu ayetle ilgili bazı tefsir görüşleri:
1. İsrailoğulları’nın İsyanı
İsrailoğulları, Allah’ın kendilerine peygamberler gönderdiği ve büyük nimetler verdiği bir toplumdur. Ancak zamanla, bu nimetlere nankörlük etmiş ve Allah’ın emirlerini çiğneyerek bozgunculuk yapmışlardır. Tefsir alimleri, ayette geçen iki fesat olayını tarihsel bağlamda şöyle yorumlamışlardır:
1. Birinci Fesat:
İsrailoğulları’nın, Allah’ın emirlerini çiğneyip peygamberlere karşı isyan etmeleri ve tapınaklarını putperest ritüellerle kirletmeleri. Bu isyan döneminde Allah, onları cezalandırmak için Babil Kralı Buhtunnasr’ı (Nebukadnezar) üzerlerine göndermiştir. Nebukadnezar, Kudüs’ü ele geçirmiş, Süleyman Mabedi’ni yıkmış ve birçok İsrailoğulları’nı esir alarak Babil’e sürgüne göndermiştir.
2. İkinci Fesat:
Kudüs’e döndükten sonra İsrailoğulları, tekrar Allah’ın emirlerinden sapmış ve bozgunculuk yapmaya başlamışlardır. Bu dönemde Roma İmparatorluğu’nun orduları, Titus komutasında Kudüs’ü işgal etmiş ve M.S. 70 yılında Yahudi mabedini tekrar yıkmıştır.
2. Azgınlık ve Büyüklenme
Ayette İsrailoğulları’nın sadece bozgunculuk yapmadıkları, aynı zamanda büyüklenerek azgınlık ettikleri de belirtilmektedir. Bu ifade, onların Allah’a karşı kibirlenmeleri, peygamberlere isyan etmeleri ve yeryüzünde zulüm yapmalarını kapsamaktadır.
Tarihi Yönünden İzahı
İsrâ Suresi 4. ayeti, özellikle Yahudilerin tarihindeki iki büyük yıkım dönemine işaret eder:
1. Babil Sürgünü (M.Ö. 586):
İsrailoğulları, Allah’ın hükümlerine karşı gelmiş, Tevrat’ı tahrif etmiş ve ahlaki yozlaşmaya sapmışlardır. Bunun üzerine Babil Kralı Nebukadnezar, Kudüs’ü ele geçirip Süleyman Mabedi’ni yıkmış ve Yahudileri Babil’e sürgün etmiştir. Bu olay, Yahudiler için büyük bir yıkım ve Allah’ın cezalandırması olarak yorumlanır.
2. Roma Yıkımı (M.S. 70):
Yahudilerin tekrar Allah’ın emirlerinden sapmaları ve toplumsal bozgunculukları, ikinci büyük cezayı getirmiştir. Roma İmparatorluğu, Yahudilerin çıkardığı isyanları bastırmak için Kudüs’ü işgal etmiş, Süleyman Mabedi’ni bir kez daha yıkmış ve Yahudilerin dünyanın dört bir yanına dağılmasına neden olmuştur.
Mesaj ve Dersler
1. İtaatsizliğin Sonuçları:
İsrailoğulları’nın bu iki büyük fesadı, Allah’ın emirlerine uymayan toplumların dünya hayatında bile ağır sonuçlarla karşılaşacaklarına işaret eder.
2. Nimetlerin Şükrü:
Allah, İsrailoğulları’na birçok nimet vermiş ve onları özel bir konuma getirmiştir. Ancak onlar, bu nimetlere nankörlük ederek azgınlık etmişlerdir. Bu, nimetlere şükretmenin önemini hatırlatır.
3. İnsanlık İçin İbret:
Bu ayet, yalnızca İsrailoğulları’na değil, tüm insanlığa bir uyarıdır. Allah’ın koyduğu düzeni bozan, zulüm ve kibirle hareket eden toplumlar için tarih boyunca aynı son kaçınılmaz olmuştur.
Sonuç
İsrâ Suresi 4. ayet, İsrailoğulları’nın tarihine ve onların Allah’a karşı isyanları sonucu başlarına gelen felaketlere dikkat çeker. Bu ayet, insanlara Allah’ın koyduğu düzeni korumanın, şükretmenin ve O’nun emirlerine itaat etmenin önemini hatırlatır. Aynı zamanda, bu tarihi olaylar, insanların hem bireysel hem de toplumsal olarak Allah’ın koyduğu düzene uymalarının ne kadar hayati olduğunu gösterir.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=4iJz2T4VtDY
[2] Rum.42.