DÜNYA KAZANÇ VE KAYBI

DÜNYA KAZANÇ VE KAYBI[1]

 

İ’lem Eyyühe’l-Azîz! Aklı başında olan insan, ne dünya umûrundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû etmiştir. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücudunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Maahaza, ebedî ömrün önündedir. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa’y ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o ömr-ü bâkiden hiç haberin yok. Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!


Bu alıntı, Bediüzzaman Said Nursî’nin Sözler eserinde sıkça işlediği “fani dünya” ve “ebedi hayat” kavramlarını içeren derin bir öğüt metnidir. Burada vurgulanan temel noktalar şunlardır:

1. Dünyanın Geçiciliği

Dünya hayatı sürekli hareket halinde, geçici ve aldatıcıdır. İnsan, dünyadan kazandığı şeylere sevinip kaybettiklerine üzülmemelidir; zira her şey fanidir ve asıl olan ahiret hayatıdır.

Metindeki İfade:

“Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor.”

İnsan, dünyayı bir yolculuk olarak görmeli, kalıcı bir yerleşim yeri gibi algılamamalıdır.

2. İhtiyarlık ve Ölümün Yakınlığı

İnsan, hayatında ihtiyarlık ve hastalık gibi işaretleri görerek ölümü hatırlamalıdır. Metinde, ihtiyarlık ve hastalıklar, ölümün habercileri olarak nitelendirilmiştir.

Metindeki İfade:

“Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû etmiştir. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış.”

Bu ifadelerle insanın fiziksel değişimleri, ölümün kaçınılmaz bir gerçek olduğunu hatırlatır.

3. Ebedî Hayatın Önemi

Asıl hayat, bu dünyada değil, ahirette yaşanacaktır. Bu nedenle insan, ebedî hayatını kazanmak için çalışmalı ve bu dünya hayatını bir araç olarak görmelidir.

Metindeki İfade:

“Ebedî ömrün önündedir. O ömr-ü bâkide göreceğin rahat ve lezzet, ancak bu fâni ömürde sa’y ve çalışmalarına bağlıdır.”

Ahiret mutluluğu, bu dünyada yapılan çalışmaların bir sonucudur.

4. Ölüm Gerçeği ve Uyanış Çağrısı

İnsan, ölümü unutup dünya hayatına dalarak ebedî hayatını ihmal etmemelidir. Ölüm anı (sekerat), hakikatin anlaşılacağı son andır; fakat o an geldiğinde dönüş imkânsızdır.

Metindeki İfade:

“Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!”

Bu cümle, insanı gafletten kurtulmaya ve ölüm gelmeden önce gerçekleri görmeye çağırır.

Sonuç

Bu metin, insanı dünyaya aldanmamaya, ahiret hayatını düşünmeye ve geç kalmadan ebedî saadeti kazanmaya yönlendiren güçlü bir öğüttür. Ölüm ve ahiret bilinci, insanın hayatına anlam kazandıran ve sorumluluk yükleyen temel unsurlar olarak işlenmiştir.

 

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=48P7yWhNWWU

Loading

No ResponsesAralık 21st, 2024