KURAN-I KERİM’DE MÜŞRİK VE KAFİRLERE MEYDAN OKUYAN AYETLER

KURAN-I KERİM’DE MÜŞRİK VE KAFİRLERE MEYDAN OKUYAN AYETLER[1]

 

Kur’an-ı Kerim’de müşrik ve kâfirlere karşı meydan okuyan ayetler.


Kur’an-ı Kerim’de müşrikler ve kafirlere karşı Allah’ın mutlak kudretini, Kur’an’ın hakikatini ve Peygamber’in (s.a.v.) tebliğini açıklayan birçok meydan okuyucu ayet bulunmaktadır. Bu ayetler, Allah’ın ilmini ve kudretini reddedenlere, inkâr edenlere ve Kur’an’ın ilahi bir vahiy olduğunu kabul etmeyenlere karşı uyarı niteliğindedir. İşte müşrik ve kafirlere karşı meydan okuyan bazı ayet örnekleri:

1. Bakara Suresi 23. Ayet

“Eğer kulumuza indirdiğimizden şüphe ediyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin ve Allah’tan başka şahitlerinizi de çağırın; eğer doğru söyleyenler iseniz.”

Bu ayet, Kur’an’ın bir benzerini yapmaları için kafirleri meydan okumaya çağırır. Kur’an’ın eşsizliği ve insan yapısı olmadığı vurgulanır. Bu meydan okuma, hiçbir zaman kabul edilememiştir; çünkü Kur’an’a benzer bir kitap yazmak kimse için mümkün olmamıştır.

2. Hud Suresi 13. Ayet

“Yoksa ‘Onu uydurdu’ mu diyorlar? De ki: Eğer doğru söyleyenler iseniz, siz de onun benzeri on sure getirin, Allah’tan başka çağırabildiklerinizi de çağırın.”

Burada Allah, Kur’an’ın insan sözü olmadığını iddia edenlere meydan okumakta ve onlardan en azından on sure getirmelerini istemektedir. Ancak Kur’an’ın mucizeli yapısı karşısında bu meydan okuma da cevapsız kalmıştır.

3. İsra Suresi 88. Ayet

“De ki: ‘Eğer insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini getiremezler.'”

Bu ayet, Kur’an’ın benzersiz olduğunu ve hiçbir varlığın buna benzer bir kitap ortaya koyamayacağını açıkça bildirir. İnsanların ve cinlerin tüm bilgileriyle birleşseler bile Kur’an’ın eşsiz yapısını taklit edemeyecekleri meydan okuma üslubuyla ifade edilmiştir.

4. Tur Suresi 33-34. Ayetler

“Yoksa ‘Onu kendisi uydurdu’ mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmiyorlar. Eğer doğru söyleyenler iseler onun benzeri bir söz getirsinler!”

Kur’an’ın Peygamber tarafından uydurulmuş olduğu iddiasına karşı meydan okuyucu bir yanıt olarak, benzeri bir söz getirmeleri istenmektedir. Ancak Kur’an’ın dil ve içerik bakımından erişilmez olduğu burada açıkça ifade edilir.

5. Bakara Suresi 24. Ayet

“Eğer bunu yapamazsanız ki asla yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, kafirler için hazırlanmış ateşten sakının.”

Burada, Kur’an’ın bir benzerini getiremeyecekleri net bir şekilde belirtilir ve bunu yapamayanları, cehennem azabının beklediği bildirilir. Ayet, kafirlerin bu meydan okumayı kabul edememeleri durumunda büyük bir cezaya çarptırılacağını ifade eder.

6. Yunus Suresi 38. Ayet

“Yoksa ‘Onu uydurdu’ mu diyorlar? De ki: ‘Eğer doğru söyleyenler iseniz, siz de onun benzeri bir sure getirin ve Allah’tan başka çağırabildiklerinizi de çağırın.'”

Bu ayette, Peygamber’e yönelik “uydurma” ithamı reddedilir ve meydan okuma tekrarlanır. Kur’an’ın bir sure bile benzerini getirememelerinin, onun ilahi kaynağını doğruladığı bildirilir.

7. Fussilet Suresi 26-27. Ayetler

“İnkar edenler, ‘Bu Kur’an’ı dinlemeyin, onda üstün gelmek için yaygara koparın’ dediler. Andolsun, biz inkar edenlere şiddetli bir azap tattıracağız ve onları yaptıklarının en kötüsüyle cezalandıracağız.”

Müşriklerin, Kur’an’ın mesajını etkisiz hale getirmek için yaygara koparmaları ve insanları ondan uzaklaştırmaya çalışmaları eleştirilir. Bu ayet, inkar edenlere karşı bir meydan okuma niteliğindedir ve onları acı bir azabın beklediği bildirilmektedir.

8. Müddessir Suresi 49-51. Ayetler

“Onlara ne oluyor ki, öğütten yüz çeviriyorlar? Sanki ürkmüş yaban eşekleri gibi, arslandan kaçıyorlar.”

Kur’an’ı dinlemekten kaçınanların durumu, yaban eşeklerinin arslandan kaçması gibi bir mecazla ifade edilir. Bu ayetler, müşriklere ve kafirlere karşı alaycı bir meydan okuma olarak da yorumlanabilir.

9. Maide Suresi 64. Ayet

“Yahudiler, ‘Allah’ın eli bağlıdır’ dediler. Söyledikleri şey yüzünden kendi elleri bağlandı ve lanetlendiler. Bilakis O’nun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir…”

Yahudilerin, Allah’ın kudretini sınırlamaya çalışması eleştirilmiş ve onlara meydan okuyan bir cevap verilmiştir. Allah’ın dilediği her şeyi yapabileceği ve onlara verdikleri yüzünden lanetlendikleri bildirilmiştir.

10. Nisa Suresi 56. Ayet

“Ayetlerimizi inkar edenleri, yakında ateşe sokacağız. Derileri yanıp döküldükçe azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak galip, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Bu ayet, ayetleri inkar edenlerin bekleyen cehennem azabını son derece etkili ve korkutucu bir dille ifade eder. İnkarcıların akıbetine dair açık ve meydan okuyucu bir tehdittir.

11. En’am Suresi 93. Ayet

“Allah’a iftira edenden veya kendisine bir şey vahyedilmemişken ‘Bana vahyolundu’ diyenden ve ‘Allah’ın indirdiği gibi ben de indireceğim’ diyenden daha zalim kim olabilir?”

Kendisine vahiy gelmediği halde vahiy iddiasında bulunanlar ve Allah’a iftira edenler şiddetle eleştirilmiş ve bu kimseler zalimlerin en zalimi olarak nitelendirilmiştir. Bu ayet, Allah’a karşı yalan söyleyenlere açık bir meydan okumadır.

12. Kamer Suresi 43-44. Ayetler

“Sizin kafirleriniz, öncekilerden daha mı hayırlıdır, yoksa kitaplarda size bir dokunulmazlık mı var? Yoksa, ‘Biz yardımlaşan bir topluluğuz’ mu diyorlar?”

Bu ayetlerde, inkar edenlerin kendilerini önceki kavimlerden üstün sanmaları sorgulanır ve onların da bir azaba uğrayacakları ima edilir. Allah’a karşı kibirlenmenin anlamsızlığı ve sonu olmayan bir meydan okuma vurgulanır.

13. Tevbe Suresi 32-33. Ayetler

“Onlar, Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlayacaktır. O, müşrikler hoşlanmasa da peygamberini hidayet ve hak dini ile göndermiştir.”

Müşriklerin Allah’ın dinini bastırmaya yönelik çabaları eleştirilir ve Allah’ın nurunu tamamlayacağına dair meydan okuyan bir ifade yer alır. Bu ayetler, İslam’ın galip geleceğine dair kesin bir taahhüttür.

Sonuç

Bu ayetler, müşrik ve kafirlerin Allah’a karşı kibirli ve inkarcı tavırlarına karşı sert bir dille meydan okumaktadır. Kur’an’ın ilahi mesajına karşı çıkanlara, Allah’ın kudretini hafife alanlara ve Peygamber’in getirdiği hakikati reddedenlere yönelik bu meydan okuyuşlar, Kur’an’ın güçlü üslubunu ve inkarcılara karşı verdiği yanıtları ortaya koymaktadır.

***********   

Ve onlara, “Rahman’a secde edin.” dendiği zaman, “Rahman da neymiş? Senin bize buyurduğun her şeye secde mi edeceğiz?” dediler. Bu çağrın onların nefretlerini arttırdı.Furkan 60. Ayet tefsirlerde nasıl izah edilmektedir


Furkan Suresi 60. ayeti, müşriklerin Allah’ın bir sıfatı olan “Rahman” ismine karşı gösterdikleri inatçı ve alaycı tutumu ifade etmektedir. Ayetin tefsirlerinde genellikle şu noktalara dikkat çekilir:

1. “Rahman” İsmine Karşı Cahillik ve İnat

Mekke müşrikleri, “Rahman” ismini bilmiyor gibi davranarak bu isme karşı alaycı bir tavır sergilemişlerdir. Halbuki Arapça’da “Rahman” kelimesi, “son derece merhametli” anlamında bilinen bir sıfattır. Ancak müşrikler, Allah’ın sıfatlarını ve tekliğini kabul etmekten kaçındıkları için bu isme de karşı çıkmışlardır.

İbn Kesir: Müşriklerin bu sözü, bilgisizlikten değil, kibir ve inattan kaynaklanmaktadır. Onlar, Allah’a kulluk etmeyi ve yalnız O’na secde etmeyi reddetmişlerdir.

Taberi: Müşrikler, Allah’ın bir sıfatı olan “Rahman” ismini kabul etmek istememiş ve bu ismi küçümsemişlerdir. Onların bu alaycı tavrı, Allah’a karşı düşmanlıklarını ve inkarlarını daha da artırmıştır.

2. Secde Emrine Karşı İsyan

Ayetteki “Rahman’a secde edin” ifadesi, Allah’a teslim olmayı ve O’na ibadet etmeyi emreden bir çağrıdır. Ancak müşrikler, secde etmeyi küçümsediklerini ve yalnızca kendi putlarına taptıklarını açıkça belirtmişlerdir.

Zemahşeri (Keşşaf): Müşriklerin bu tutumu, hakikati kabul etmeye yanaşmayanların karakteristik özelliğidir. Onlar, Allah’ın büyüklüğünü kavramaktan uzak bir anlayışla hareket etmişlerdir.

3. Nefretin Artması

Ayetin sonunda, “Bu çağrı onların nefretlerini artırdı” ifadesi, hakkı kabul etmeyen kimselerin dini hakikatlerle yüzleştiğinde daha da inatçı ve nefret dolu bir hale geldiğini gösterir.

Fahreddin er-Razi: Nefretlerinin artması, hakikati bilerek reddetmelerinin ve kalplerindeki kibirin bir sonucudur. Bu, Allah’a karşı duydukları düşmanlığın derinliğini ifade eder.

Elmalılı Hamdi Yazır: Rahman ismi ve secde emri, müşrikler için birer sınavdır. Onlar, bu isim ve emir karşısında kibirlenmiş ve içlerindeki inkarı daha da derinleştirmişlerdir.

4. Tarihi Bağlam

Bu ayet, özellikle Rahman isminin Mekke müşrikleri arasında tartışmaya yol açtığı bir dönemi işaret eder. Müşrikler, bu ismin Allah’a ait olduğunu kabul etmemiş ve bu ismi putlara ya da başka varlıklara ait bir sıfat gibi görmüşlerdir.
onuç olarak, Furkan Suresi 60. ayeti, müşriklerin Allah’ın sıfatlarını ve emirlerini reddetme konusundaki inatçılığını, kibirlerini ve dini hakikatlere karşı duydukları nefretin arttığını vurgulamaktadır. Bu ayet, aynı zamanda müminlere, Allah’ın emrine boyun eğmenin ve yalnızca O’na kulluk etmenin önemini hatırlatır.

 

[1] https://www.youtube.com/watch?v=jE8HsQyk-bA

Loading

No ResponsesAralık 2nd, 2024