TEBLİĞ ETTİĞİMİZ DEĞERLERİMİZİ TEMSİL EDEBİLİYORMUYUZ

              TEBLİĞ ETTİĞİMİZ DEĞERLERİMİZİ TEMSİL EDEBİLİYORMUYUZ

MUSTAFA GÜNEŞ

               Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan garp cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir tâun felâketi,(Sekülerizm-Modernizim) gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sârî illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cemiyetinin ter ü taze iman esaslarıyla mı? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. İman kalesini, küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız iman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum.

                  Üstad Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi çok kötü zamanlardan geçiyoruz. Bu durumdan çoğumuz mustarip ve şikayetçiyiz aslında çözümünü de biliyoruz fakat Nefsi aşamadığımız için başta kendimiz için çözüm üretmede yetersiz kalıyoruz. Ya bildiğimiz doğruları hiç tebliğ etmiyor, ya da tebliğ ettiklerimiz doğruları yaşamaya temsil etmeye nefsimiz müsaade etmiyor. Daha kötüsü çoklarımız ülfet edip duyarsızlaşarak yanlışları bir nevi kabullenmiş oluyoruz. Biz Müslümanlar özellikle din görevlileri; “emri bil ma’ruf nehyi anil münker farz olduğu halde acaba yapabiliyor muyuz belki tebliğ ediyoruz ama tebliğ ettiklerimizi lisan-ı hale döküp yeterince temsil edebiliyormuyuz.

                    Tebliğde ve temsilde en önemli husus İHLAS dır. Efendimiz (ASV) ““İnsanlar helâk oldu-âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu-ilmiyle amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu-ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.” Bu düstura riayet elzem olup Üstad Bediüzzaman da bu hususu ihlas risalesinde tafsilatıyla ele almış yol göstermiştir. “Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı. Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.” “Ve ihlâsla bir dirhem amel, ihlâssız batmanlarla amellere tercih edilir” buradan da anlıyoruz ki Tebliğ ve temsilde İHLAS yani SADECE Allah rızasını gözetmek esastır.

                     Binlerce İmam-Hatip lisemiz, Onun on binlerce Meslek dersi Öğretmeni, Onlarca İlahiyat fakültesi ve Öğretim üyeleri, On binlerce cami ve İmam din görevlilerimiz var ama maalesef günümüzde ictimayi hayat sokaklar aileler perişan. Çocuklarımız en iyi Fakülteleri kazanıyor lakin İslam’ı hayattan bi haber. Önceleri bunları yetiştiren aileler sekülerizmin içinde kıvranıyor. Bu şekilde ve bu anlayışla yetişen çocuklar hayata atılınca bu eğitim tarzı ve tebliğsizlik ve yanlış temsille halimiz ne olur düşünmesi bile yıkıcı oluyor, elem veriyor.

                 Sonuç olarak şunu diyebiliriz ki; İlimlerin en önemlisi ve iki cihanda gerekli ve geçerli olan İslam ilimlerini, Rabbimizim emir ve yasaklarını, İlmihali yeterince öğrenmeli adından da belli olduğu gibi bu ilimleri hal diline aktarmalıyız. Bunu yaparken de sadece ve sadece amaç Rızayı ilahi olmalı, halk küsse de darılsa da nefsine menfaatine ters gelip kabul etmese de isterse Allah onlara da kabul ettirir. Belki de nasihatlerin tesirsizlik sebebi İhlassızlığımızdır. Rabbimiz Dinimizi çok iyi öğrenmeyi lisan-ı halimize dökmeyi ihlasla hizmet etmeyi nasip etsin hayırlı hizmetler ve hayırlı nesiller yetiştirmekte muvaffak eylesin.

 

Loading

No ResponsesKasım 17th, 2024