BUNA KARŞI ALLAHU EKBER DEMELİ
BUNA KARŞI ALLAHU EKBER DEMELİ
BAK: https://www.youtube.com/watch?v=qcS2j8vJpL4
Kâinatın büyüklüğünü ve içinde olanları maddeler halinde sıralar mısın?
Kâinatın büyüklüğü ve içindeki unsurlar, insanın kavrayabileceğinin çok ötesinde muazzam bir yapıyı oluşturur. Bilimsel araştırmalar evrenin genişliğini ve çeşitliliğini ortaya koysa da bu yapıyı tam anlamıyla kavramak hâlâ zordur. İşte kâinatın büyüklüğü ve içindekileri anlamaya yönelik bazı temel maddeler:
1. Evrenin Muazzam Büyüklüğü:
Evrenin çapı tahmini olarak 93 milyar ışık yılıdır. Işık bir yılda yaklaşık 9,46 trilyon kilometre yol alır, bu yüzden evrenin boyutunu kilometre cinsinden ifade etmek neredeyse imkânsızdır.
Evren genişlemektedir ve bu genişleme sürekli devam etmektedir. Big Bang teorisine göre evren yaklaşık 13,8 milyar yıl önce oluşmuştur ve o zamandan beri genişlemektedir.
2. Galaksiler:
Evren, milyarlarca galaksi içerir. Her galaksi, içinde milyonlarca hatta milyarlarca yıldız, gezegen ve diğer gök cisimlerini barındırır.
Samanyolu Galaksisi, bizim de içinde bulunduğumuz galaksidir ve 100 milyardan fazla yıldız içerdiği düşünülmektedir.
3. Yıldızlar:
Yıldızlar, evrenin temel yapı taşlarından biridir. Güneş de bir yıldızdır. Yıldızlar, galaksilerin içinde farklı büyüklük ve kütlelerde bulunur.
Yıldızlar, hidrojenin füzyon yoluyla helyuma dönüşmesiyle enerji üretir. Bu enerji ışıma yoluyla çevreye yayılır ve yıldızların parlamasını sağlar.
4. Gezegenler:
Her yıldız sistemi, yıldızın etrafında dönen gezegenleri içerebilir. Güneş Sistemi’ndeki gezegenler, Dünya, Mars, Jüpiter gibi bilinen gezegenlerdir.
Sadece bizim galaksimizde milyarlarca gezegen olduğu tahmin edilmektedir. Bunlardan bazıları “yaşanabilir bölge”de bulunur ve su gibi yaşam için temel kaynakları barındırabilir.
5. Uydu ve Asteroitler:
Gezegenlerin çoğunun uyduları vardır. Örneğin, Dünya’nın uydusu Ay’dır. Jüpiter ve Satürn gibi dev gezegenlerin ise onlarca uydusu vardır.
Asteroitler ve kuyruklu yıldızlar, gezegenlerin ve uyduların çevresinde dolanan küçük gök cisimleridir.
6. Nebulalar (Bulutsular):
Nebulalar, yıldızlar arası ortamda bulunan gaz ve toz bulutlarıdır. Yıldızlar genellikle nebulalarda doğar.
Bu bulutlar, çoğunlukla hidrojen ve helyum içerir ve yıldızların doğum ve ölüm süreçlerinde rol oynar.
7. Kara Delikler:
Kara delikler, çok büyük kütleli yıldızların ömrünü tamamladıktan sonra kendi içine çökmesi sonucu oluşur. Çekim kuvveti çok güçlüdür; ışık bile kara deliklerden kaçamaz.
Galaksilerin merkezinde süper kütleli kara delikler bulunduğu düşünülmektedir. Bu kara delikler, çevresindeki yıldızlar ve gaz bulutları üzerinde büyük etkiye sahiptir.
8. Karanlık Madde ve Karanlık Enerji:
Evrenin büyük kısmı, karanlık madde ve karanlık enerji adı verilen gizemli bir yapıdan oluşur. Bu maddeler, doğrudan gözlemlenemese de etkileri sayesinde var oldukları anlaşılır.
Karanlık madde, galaksilerin bir arada kalmasını sağlayan görünmez bir maddedir. Karanlık enerji ise evrenin genişlemesini hızlandıran bir enerjidir.
9. Çoklu Evren Teorileri:
Bazı teorilere göre, bizim evrenimizin dışında da başka evrenler olabilir. Bu hipoteze “çoklu evren teorisi” denir.
Çoklu evrenlerin varlığı, bazı fizik teorilerine göre mümkündür, ancak henüz doğrudan kanıtlanmamıştır.
10. Kozmik Arka Plan Işınımı:
Big Bang’den kalan kozmik arka plan ışınımı, evrenin her noktasında mevcut olan çok düşük enerjili bir radyasyon formudur.
Bu ışınım, evrenin başlangıcındaki sıcak ve yoğun durumun bir kanıtı olarak kabul edilir.
11. Zaman ve Uzay Dokusu:
Evrenin yapısı, uzay ve zamanın birleşiminden oluşur. Einstein’ın görelilik teorisine göre, uzay-zaman kütleli cisimler tarafından bükülür ve bu, çekim kuvvetini oluşturur.
Uzay ve zaman, büyük gök cisimlerinin etkisiyle eğilip bükülebilir; bu durum, kara delikler ve diğer büyük kütleli objelerde daha belirgindir.
12. Evrenin Sonu (Termodinamik Ölüm):
Bilim insanları, evrenin genişlemesi nedeniyle bir gün “termal ölüm” olarak bilinen bir duruma ulaşabileceğini düşünmektedir. Bu durumda, evrendeki enerji yayılımı son bulacak ve yıldızlar yavaş yavaş sönerek evren karanlık bir hale gelecektir.
Bu maddeler, kâinatın büyüklüğünü ve karmaşıklığını anlamamızda yardımcı olur. Evrenin her bir parçası, insanı hayrete düşüren bir düzen içinde var olur ve bilim insanları bu yapıyı anlamak için araştırmalarını sürdürmektedir.
@@@@@@
Kâinatın büyüklüğü Allah’ın büyüklüğü ve kudreti açısından bize ne anlatmaktadır?
Kâinatın büyüklüğü, Allah’ın sınırsız kudretini, ilmini ve yaratma gücünü anlamamız için insana önemli işaretler sunar. Evrenin genişliği ve içindeki düzen, Allah’ın kudretinin ve azametinin delilleri olarak kabul edilir. İşte kâinatın büyüklüğünün Allah’ın büyüklüğü ve kudreti açısından bize anlattıkları:
1. Sonsuz Kudretin Tezahürü:
Evrenin sınırsız büyüklüğü ve derinliği, Allah’ın sınırsız kudretine işaret eder. Göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah, “Ol!” emriyle evreni yaratmış ve genişletmeye devam etmektedir. Bu, Allah’ın kudretinin hiçbir sınırlamaya tabi olmadığını gösterir.
2. İlahi İlim ve Hikmetin Sonsuzluğu:
Evrenin her bir köşesinde var olan düzen, Allah’ın sonsuz ilim sahibi olduğunun delilidir. Milyarlarca galaksiyi, yıldızı ve gezegeni belirli bir düzen ve ölçü içerisinde yaratmak, her birini kendine özgü yapıda şekillendirmek ancak sınırsız bir ilmin eseri olabilir. Allah, her bir varlığı hikmetle yaratır ve hiçbir şey tesadüfe bırakılmamıştır.
3. Sanatın ve Estetiğin Yüceliği:
Allah, evrendeki her detayı ince bir sanatla yaratmıştır. Nebulalardan yıldızlara, gezegenlerden galaksilere kadar her bir varlık, Allah’ın sanatının bir yansımasıdır. Bu estetik güzellikler, Allah’ın “El-Musavvir” (şekil veren) isminin tecellisidir.
4. İlahi Kudret Karşısında İnsanın Aczi:
Kâinatın büyüklüğünü düşündükçe, insan kendi acziyetini ve küçüklüğünü daha iyi anlar. Evrenin sadece küçük bir parçası olan dünyada yaşayan insan, Allah’ın kudreti karşısında ne kadar sınırlı ve muhtaç olduğunu idrak eder. Bu, insanın Allah’a yönelmesine, O’na sığınmasına ve ibadet etmesine vesile olur.
5. Allah’ın Tekliğinin (Vahdaniyet) Delilleri:
Evrenin tek bir düzen içinde, kusursuz bir uyumla işlemesi Allah’ın birliğinin delilidir. Evrende görülen düzen ve uyum, tek bir yaratıcının var olduğunu ve her şeyin O’nun iradesiyle meydana geldiğini gösterir. Allah, her şeyi yoktan var eden ve her şeye hükmedendir.
6. Her Şeye Gücü Yeten Yaratıcı:
Kâinatın yaratılması ve sürekli genişlemesi, Allah’ın her şeye gücünün yettiğinin bir göstergesidir. Karanlık madde, kara delikler gibi insanoğlunun henüz tam olarak anlayamadığı varlıklar, Allah’ın gizli ilimlerinin bir parçasıdır. Allah, evrende bizim göremediğimiz, kavrayamadığımız nice şeyleri yaratmaya kadirdir.
7. İlahi Rahmet ve Lütuf:
Allah, kâinatı insanın yaşamını sürdürebileceği şekilde düzenlemiştir. Güneşin uzaklığı, dünyanın atmosferi, su ve diğer kaynaklar, insanın hayat bulması için hassas dengelerle yaratılmıştır. Bu, Allah’ın insanlara olan rahmetinin ve lütfunun bir ifadesidir. Evrenin büyüklüğü içinde insanı özel olarak yaratması, Allah’ın insanı ne kadar değerli kıldığını gösterir.
8. Evrenin Sonsuzluğu ile Allah’ın Sınırsızlığı Arasındaki Fark:
Evren ne kadar büyük olursa olsun, Allah’ın kudreti yanında sınırlıdır. Kâinat yaratılmıştır ve başlangıcı vardır; oysa Allah ezeli ve ebedidir. Evrenin büyüklüğü Allah’ın büyüklüğü ile kıyaslanamaz; Allah, kâinatı var edendir ve O’nun büyüklüğü hiçbir şeyle ölçülemez.
9. Allah’ın Zaman ve Mekândan Münezzeh Oluşu:
Evrenin genişliği zaman ve mekân boyutunda kavranırken, Allah zaman ve mekândan münezzehtir. Allah, tüm bu zaman ve mekânı yaratan varlık olduğu için bunlardan etkilenmez. Bu da O’nun kudretinin ve zatının insan aklının ötesinde olduğunu gösterir.
10. Kâinatın Faniliği Karşısında Allah’ın Baki Oluşu:
Evren genişlemekte ve bir gün son bulmaya doğru ilerlemektedir. Oysa Allah, varlığı sonsuz olandır. Kâinat bir gün yok olduğunda bile Allah baki kalacaktır. Evrenin sonlu yapısı Allah’ın baki oluşunu ve varlığının asla son bulmayacağını hatırlatır.
Kâinatın büyüklüğü, Allah’ın büyüklüğünü ve kudretini anlamamız için bir vesiledir. Bu büyüklük karşısında insanın kendini ve Allah’ın azametini idrak etmesi, O’na yönelmesine ve ibadetle O’na yakınlaşmasına yol açar. Allah’ın yarattığı bu evren, O’nun isim ve sıfatlarının tecelli ettiği muazzam bir yapıdır ve her bir detay, Allah’ın varlığına ve birliğine işaret etmektedir.
**************
Allahü Ekberin ihtiva ettiği manalar nelerdir?
“Allahü Ekber” ifadesi, “Allah en büyüktür” anlamına gelir ve İslam’ın en temel ve derin anlamlı zikirlerinden biridir. Bu ifade, Allah’ın yüceliğini, kudretini, eşi benzeri olmadığını ve her şeyden üstün olduğunu vurgular. “Allahü Ekber” ifadesiyle Allah’ın büyüklüğü ve üstünlüğü tüm sınırlamalardan, kavrayışlardan ve kıyaslardan bağımsız bir şekilde dile getirilir. İşte “Allahü Ekber” ifadesinin ihtiva ettiği bazı derin manalar:
1. Allah’ın Sınırsız Kudret ve Azamet Sahibi Olduğu:
“Allahü Ekber” ifadesi, Allah’ın sonsuz kudretine işaret eder. Allah her şeyden güçlüdür; evrendeki her şey, her hareket, her olay Allah’ın iradesiyle var olur ve O’nun emriyle gerçekleşir. Allah’ın kudreti, insan aklının ötesindedir ve bu büyüklüğü tanımlamak bile mümkün değildir.
2. Allah’ın Eşi ve Benzeri Olmadığı:
Allah en büyüktür, çünkü O’nun hiçbir eşi, benzeri veya ortağı yoktur. Hiçbir varlık Allah’ın gücüne, kudretine ve yüceliğine denk olamaz. O, mutlak bir varlıktır ve tüm yaratılmışlardan farklıdır. “Allahü Ekber” ifadesi, O’nun tek olduğunu, başka bir varlıkla kıyaslanamayacağını ifade eder.
3. Allah’ın Her Şeyden Üstün Olduğu:
Allah, kâinattaki her varlıktan, tüm ilimlerden, her türlü güç ve kudretten daha üstündür. O’nun büyüklüğü, evrendeki her şeyi ve ötesini kapsar. İnsan, bu dünyada karşılaştığı hiçbir şeyin Allah’tan büyük olmadığını “Allahü Ekber” diyerek hatırlar ve O’nun üstünlüğünü kabul eder.
4. Dünya ve Maddi Bağlardan Üstün Bir Anlayış:
“Allahü Ekber” ifadesi, dünya hayatına dair her şeyin Allah’ın yanında önemsiz olduğunu, dünya işlerinin O’nun büyüklüğü karşısında bir değer taşımadığını hatırlatır. İnsan için dünya geçicidir, Allah ise baki (sonsuz) olandır. Bu ifade, insanın Allah’a olan bağlılığını artırır ve dünyadan bağımsız bir manevi anlayışa yönlendirir.
5. İbadetlerdeki Tevhit Vurgusu:
Namaz başta olmak üzere birçok ibadette “Allahü Ekber” ifadesi tekrar edilir. Bu, ibadete Allah’ın büyüklüğünü ve yüceliğini kabul ederek başlamayı simgeler. İbadet sırasında bu ifadeyi tekrar etmek, Allah’a teslimiyetin ve O’na olan bağlılığın en önemli sembollerindendir.
6. Allah’ın Her Şeyi Kapsayan İlim Sahibi Olduğu:
Allah’ın büyüklüğü, O’nun ilminin sınırsızlığını da kapsar. Allah, geçmişi, geleceği ve şimdiyi aynı anda bilendir; her şeyden haberdar olandır. “Allahü Ekber” ifadesi, O’nun her şeyi bilen, gören ve işiten bir varlık olduğuna işaret eder.
7. Allah’ın Zaman ve Mekândan Bağımsızlığı:
Allah büyüktür, çünkü O zamandan ve mekândan münezzehtir (bağımsızdır). Yaratılan her şey, zaman ve mekâna bağlıdır; ama Allah bu sınırlamalardan tamamen uzaktır. “Allahü Ekber” demek, Allah’ın her türlü beşerî ve fiziksel sınırdan yüce olduğunu ifade eder.
8. İnsanın Acziyetini ve Kulluk Bilincini Hatırlatması:
Allah’ın büyüklüğü karşısında insanın acizliğini ve sınırlılığını anlamasına vesile olur. “Allahü Ekber” diyerek insan, Allah’ın kudretine karşı kendi zayıflığını kabul eder ve O’na yönelir. Bu ifade, insanın kulluk bilincini güçlendirir ve Allah’a olan teslimiyetini artırır.
9. Allah’ın Tüm Korku ve Endişelerden Daha Büyük Olduğu:
“Allahü Ekber”, tüm korku, endişe ve sıkıntıların üzerinde olan yegâne gücün Allah olduğunu ifade eder. Bu, insanın karşılaştığı zorluklar ve korkular karşısında Allah’a dayanmasını, O’ndan güç almasını sağlar. Allah’ın büyüklüğüne sığınmak, insana huzur ve güven verir.
10. Allah’ın Sadece Kendisine Kulluk Edilmeyi Hak Eden Tek Varlık Olduğu:
“Allahü Ekber”, ibadet edilmeye layık tek varlığın Allah olduğunu ve tüm varlıkların yalnızca O’na ibadet etmekle yükümlü olduğunu ifade eder. Allah’ın büyüklüğü, ibadetlerin sadece O’na yöneltilmesi gerektiğinin altını çizer ve insanı şirkten (Allah’a ortak koşmaktan) uzaklaştırır.
11. Allah’ın İradesinin Mutlaklığı:
Allah büyüktür, çünkü O’nun iradesinin üstünde hiçbir irade yoktur. O’nun hükmü, her şeyin üstündedir ve O’nun dilediği mutlaka gerçekleşir. “Allahü Ekber” demek, Allah’ın iradesine teslim olmayı ve O’nun kaderine razı olmayı kabul etmektir.
12. Allah’ın Her Zaman ve Her Yerde Hâkim Olduğu:
Allah büyüktür ve her şeyin üzerinde hâkimiyet sahibidir. Her olay, her durum, O’nun bilgisi ve kudreti dâhilindedir. Bu da Allah’a güven duymayı, O’na teslim olmayı ve tevekkül etmeyi gerektirir.
Sonuç olarak, “Allahü Ekber” ifadesi, Allah’ın büyüklüğünü, yüceliğini, her şeyin üzerinde ve ötesinde olan mutlak hâkimiyetini ifade eder. Bu kelime, Müslümanlar için hem bir zikir hem de bir teslimiyet ifadesidir. Allah’ın büyüklüğünü kabul etmek, O’na teslim olmayı ve O’na güvenerek yaşamanın önemini vurgular.
*********
Sanma Ki Hakkın Kalır Adem’de,
Kâğıtta Şahittir Yazan Kalemde,
Bırak Ertelensin Tüm Duruşmalar;
Şaşmaz Adalet, İlahi Alemde.
Allah’ın Değirmeni Ağır Döner,
Lakin Ununu İnce İnce Eler.