BENİM OYLA ÇOBANINKİ BİR Mİ ?
BENİM OYLA ÇOBANINKİ BİR Mİ ?
Ben nere çoban nere?
O bana eşit olur mu?
O kim oluyormuş?
O dağlı, ben şehirli!
O aslı, nesli belli değil.
Ben soylu.
Onun öküzleri var.
Benim fabrika ve paralarım.
En önemlisi de şöhretim.
Ben bu memleketin asilleriyim.
O füruları.
Ben kök, O dalları.
Elbette arada fark, aramızda büyük bir fark var.
Bir uçurum.
-Bu ve benzerleri katı bir cehalet asrının kirli mahsulleridir.
Seviye değil, seviyesizliktir.
-Sa`d İbni Ebû Vakkâs radıyallahu anh şöyle dedi:
Biz altı kişi Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte oturuyorduk. Bu hâli gören müşrikler Peygamber aleyhisselâm’a:
– Şunları yanından def’et! Bize karşı saygısızlık etmeye kalkmasınlar, dediler.
Orada benden başka Abdullah İbni Mes`ûd, Hüzeyl kabilesinden biri, Bilâl ve adlarını vermek istemediğim iki kişi daha vardı.
Müşriklerin bu teklifi üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem’in kalbinden (kendisine kırılmayacağımızdan emin olduğu için) bizleri oradan uzaklaştırma düşüncesi geçti. Bunun üzerine Allah Teâlâ şu âyeti indirdi:
“Sabah akşam Rablerinin rızâsını dileyerek ona yalvaranları huzurundan kovma!”[1]
MEHMET ÖZÇELİK
12-05-2023
[1] [En`âm sûresi (6), 52]. (Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 46.