YÖNETİCİDEKİ İRADE YETERSİZLİĞİ
YÖNETİCİDEKİ İRADE YETERSİZLİĞİ
Türkiye’nin önemli problemlerinden biri de; yönetici ve idarecilerdeki irade yetersizliğidir.
Yani yeterli derecede irade ortaya koyamamalarıdır.
Yani inisiyatif alıp da işi çözüme kavuşturmadaki aksamalardır.
Bu da toplumda kaosa, netice alamayıp, işlerin aksayıp sonuçlanamamasına neden olmaktadır.
Maalesef yönetici durumda olan kişi o kadar okumuş, belli kurumun ve emri altındaki birçok kişinin yöneticisi olmuşken, o yukarıya, yukarı daha yukarıya ve en yukarıya gidip onay çıktıktan sonra icra olunmaktadır.
Bir kişinin yapacağını alakasız on kişiye havale etme yetersizliğidir.
Yıllar önce Adıyaman’da doğal gaz için yaptığım müracaatta bu problemi gördüm ve onunla ilgili yazı kaleme aldım.[1]
Adıyaman’da depremde merhum annemi sekiz gün boyunca enkazdan çıkaramamamız hep bu yönetici yetersizliği ve irade yoksunluğudur.
İnsanların sorumluluk almayıp ve de alamayıp, bu sorumluluğu başkalarına yüklemek amacıyla çözüme kavuşturup yapmak değil, adeta yapmamaya yönelik bir davranıştır.
Sekiz gündür sonuç alamazken [2]ve de hala alamayacakken Gürcistan’dan gelen yardım ekibi o performans ve inisiyatifi alarak bir iki saat içinde annemi enkazdan çıkardılar.
-Kız kardeşim ve yeğenim evleri hasarlı olup Bursa-Mudanya’da bir hayır severin yazlığına gidiyor ve durumunu arz etmek için Kaymakama baş vuruyor.
Kaymakam o deprem bölgesinden geldiğine dair bir belge istiyor.
Oysa her şey bir TC numarasıyla kayıtlıdır.
Beyan esastır.
Yanlış emsal olmaz.
Kaymakam beyefendi bir iki yanlış ve hatalar uğruna belki de birçok insanı işte bu yetersizlikten ve irade ortaya koyamamaktan dolayı mağdur ediyor.
Bu bilinen, bir de bilinmeyenler!!!
Hassas dönemde kolaylık gösterilmesi gerekirken, işi yokuşa sürmek yöneticilik değildir.
Neden hala Eski Erzincan Süper Valisi Merhum Recep Yazıcıoğlu rahmet ve minnetle anılmaktadır?
Her yerde yad edilip örnek gösterilmektedir?
Hakkında filim çevrilmektedir.
İkincisini gösterebilir misiniz?
Var mı?
Ne kadar?
İrade ortaya koyabiliyorlar mı?
Onun içindir ki; en önemli temennim; tüm devlet dairelerin girişine şu Hadis-i Şerif’in yazılıp, uygulanır hale gelmesidir.
-“Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz!”[3]
-Bir okuldaki yönetici arkadaşa şunu demiştim;
Madem devlet size bu okulu emanet ediyor, emrinize veriyor. O halde tüm yetkileri de vermesi gerekir.
Bir iş yapılacağı zaman, adeta iş olsun diye okul ilçeye, o ile, o bakanlığa gibi prosedürler işi daha da aksatıyor.
Ama canım ya yanlış yaparlarsa?
Acaba ne derler?
O zaman onu oraya niye atadın?
Güvenmediğin kişiye böyle büyük bir sorumluluğu niye yükledin?
Bir şey olursa kendimi kurtarayım diye, mi?
Yöneticilik olumsuzluklar ve onları düşünme üzerine değil, olumluluklar ve çözümler üzerine bina edilmelidir.
Tekrar ediyorum; Beyan esastır ve yanlış emsal olmaz.
Bu milletin ayak bağlarından kurtarılması gerekir.
Geçmiştekilerin öldürücü derecede bağlar olduğunu yaşadık.
Kısır zihniyetin ürünü olarak.
Ama hala yeterli bağlardan kurtulamadık, teknoloji döneminde olsak da…
Bir nebze katkım olması temennisiyle bu sitemimi ve problemlerimizi dile getirdim.
MEHMET ÖZÇELİK
17-2-2023
[1] Tesbitler – islam bilgi arşivi » Blog Archive » YANLIŞ EMSAL OLMAZ
[2] Tesbitler – islam bilgi arşivi » Blog Archive » YÜCE DOSTA UĞURLADIK
[3] Buharî, 3:72.