DENENMİŞ DENENMEZ
DENENMİŞ DENENMEZ
Evet, denenmiş denenmez.
Hele de bir asırdır, onlarca defadır deneniyor ise.
Ne şehit ve gaziler yurdu bu memleket birilerinin çiftliği, ne de birilerinin deneme tahtası değildir.
Hele hele bu denemeler bu milletin sadece dünya hayatının kaybıyla ilgili olmayıp, ebedi hayatını kaybettiren aldatmacalar, münafıklıklar ve yalanlar ise…
Evet, bu millet deneme tahtası mı?
Yüz yıldır önüne gelen denemeye çalışıyor.
Bir Müslüman bir delikten iki kere ısırılmaz.
Eğer Müslümansa ve samimiyse!
Veya ne kadar?
-Sayın Erdoğan’a oy verenler onun yaptıklarıyla ona oy vermekte ve takdir edip sevmektedirler. Arkasında durup, dua etmektedirler.
Ama diğer 6 muhalif parti ile beraber 7. HDP ile muhalif olanlara baktığınız zaman onlara oy verenler; Sayın Erdoğan’a muhalefetten dolayı vermektedirler. Yoksa yaptıklarından, becerilerinden, öne çıkan özelliklerinden, farklılıklarından, minnet duyulacak özelliklerinden dolayı onlara vermemekte, arkalarında durmamaktadırlar. Tüm meseleleri proje üretmek değil de, proje üreten Sayın Erdoğan’ı yıkmak üzerine her şeylerini bina etmişlerdir.
– Bugün başta Alevilere haklarının verilmesindeki gecikmenin en önemli sebebi, Sünni olan çoğunluk kendi hakkını bile almamış ve de alamamıştı ki, başkasının hakkını verme yetkisine sahip olmuş olsun’
Yeni yeni haklar elde edilmektedir.
“Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız.“( Yani her insan yaptığı işten sorumludur.)”[1]
Peygamberler Mucize, Evliya Keramet, Mümin Feraset, Günahkar ve Sapık İstidrac, Kafir Sihir yapar ve gösterir.
*************
Dünyanın bir ucundan öbür ucuna giden bir insan, elbette ki o yolculuğu esnasında; ya hu şurada bir büyük yatırım yapayım, diye düşünmez. Düşünmesi gereken dünyanın bir ucundan, öbür ucuna da olsa bir yolcu olduğudur.
Bizlerde bir yolcuyuz ve uzun bir seferdeyiz. Biz burada kalmak için değil, konaklamak için geçici olarak bir han gibi, kısa bir süre kalmak için, Efendimizin ifadesi ile; yola giden bir insanın, bir ağacın altında oturup, sofrasını açıp, bir şeyler yiyip dinlendikten sonra, yoluna devam edip revan olmasıdır.
Bizlerde yolcu olduğumuzu unutup, kalıcı olduğumuzu düşünerek ona göre yaşamaktayız.
-Oldum elem-i cürm ile bî-çâre ilâhî
Sensin verecek merhemi bî-mâre ilâhî
Yansın dil ü cân âteş-i aşkınla kül olsun
Mahşerde yüzüm görmeyeler kâre ilâhî
Al benliğimi kayd-ı sivâdan beni kurtar
Tâ vâsıl olam rü’yet-i dîdâre ilâhî
Sen ister isen kullarını mağfiret etmek
Duzâhda döner yerleri gülzâre ilâhî. Ziver Paşa.
-Tefekkür tezekkürden önce gelir.
Önce tefekkür et, sonra tezekkür.
En sonda teşekkür.
MEHMET ÖZÇELİK
25-10-2022
[1] İsra 13.