KAYIP NESİL-KAYIP NESLİN ÇOCUKLARI
KAYIP NESİL-KAYIP NESLİN ÇOCUKLARI
Bu asrın çocukları, asrın kayıp çocuklarıdır.
Madden ve manen defolu, yaralı, özürlü hale getirilen çocuklarıdır.
Başarılı ve sağlıklı olanlar ise gayret, niyet, samimiyet ve iradesiyle kurtulmuş olanlardır.
Bir şekilde aslına, nesline, kök ve değerlerine bağlı kalanlardır.
Bu asrın insanı her kanaldan vuruldu, beslendiği damarlar tıkandı.
Bunların başında önce maneviyat kanalları tıkandı ve yok edilmeye çalışıldı. [1]
Daha sonra ise zehirler enjekte edilmeye çalışıldı.
Üç yüz yıllık bir hesap ve sürekli yenilgilerin neticesinde ortaya konulan planlarla ve planlı olarak.
“Bize bir nazar oldu / Cumamız Pazar oldu.
Ne olduysa hep / bize azar, azar oldu.”
1970 yılları inancımıza, ana trafomuza ilk açıktan saldırı oldu. Dinsiz bir nesil oluşturulmaya çalışıldı.
Zaten yüz yıllık maddi ve manevi kıtlıkla yetişen bu nesil büyük bir şok geçirmeye başladı.
Bu nesil şoklu bir nesildir.
1980 yıllarıyla başlayan görmemişlik, geçmişten gelen açlık ve susuzluk neticesinde zenginlik ve ölçüsüzlük ilk kırılan kapımız oldu.
Görünen o ki; şu anda milletin sıkıntısı darlıktan değil, bolluktan.
-Tek Tv-nin ve arkasından tv-lerin dünyamıza girmesiyle adeta kanalizasyonlara akmayan kanallar, evlerimize akar oldu.
Nesiller kirlenmeye başladı.
“Yeşilçam’ın ‘çirkin’ yılları: Bu tarz filmlerde oynamama imkân yoktu.
Usta oyuncu Ediz Hun’un hayatını anlatan “Film Gibi Geçti” kitabı Yeşilçam’ın kamera arkasına da yıllar sonra ışık tutuyor. 1965’ten 1970’e kadar ortalama yılda 8-9 filmde oynayan Hun, ilerleyen yıllarda ortalıktan kayboldu. Nedeni sektördeki erotik film furyasıydı. Ediz Hun, “Benim bu tarz filmlerde oynamama imkan yoktu” diye açıklıyor.”[2]
Üçüncü bir nesil oluşturulmaya çalışıldı.
Doğumunda ezanla ismi konulan, ölünce cenazesi camiye getirilerek cenaze namazı kılınan ve isterse cumadan cumaya, bayramdan bayrama giderken, akşamdan akşama her haltı yapan bir güruh oluştu. Yani;
Birilerinin Türkiye’de istediği Müslümanlık, istediği zaman içip istediği günahı işleyecek, istediği zamanda bayram namazına gidip, gerekirse kurban kesecek, ömrünün sonuna doğru elden ayaktan düşünce, evde kabul edilmeyince, bir statü kazanmak ve aklanmak içi hacca gidip, gerekirse de namaza başlayacak.
Allah merhametlidir.
Cehennemde yakmaz, nasıl olsa.
O kadar kâfir içinde benimi yakacak.
Ne kadar müslümansa?!
“İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler.”[3]
İki bin yılından itibaren kontrolsüz bir internet nesli çıktı.
Bu büyük nimete kontrolsüz dalındı.
Kayıplar verildi.
İnsanların interneti, bilgisayarı ve telefonu kontrol etmesi gerekirken, onlar insanları kontrol edip, yönlendirmeye başladı.
Üçüncü bir cinsiyetin kapıları açılmaya başladı.
Eşcinsel, lgbt ile zaten ateşin düştüğü evler, yakılmaya çalışıldı. Birde kılıf bulunmaya çalışıldı.
Eskiden bir şey bozulunca tamir edilir. Yırtılınca dikilir. Kırılınca yapıştırıldı.
Şimdilerde ise otomatikman atılıyor. Değiştirme yoluna gidiliyor. Ailelerde öyle olmuş. Boşanmaların sebebi de bu.
Kullan, at…
Beğenmedin, değiştir.
Elektrik almadın, düğme bozuk, şartel kapalı.
-Eşcinsellik doğuştan mıdır?
Allah yaratışı mükemmel yapmaktadır.
Fabrika çıkışı maddi ve manevi gelişmeye müsait, nihayet Kemal ve Cemalde yaratılmaktadır.
Beşerin eli karışmadıkça.
Tinet ve karakter bozulmadıkça.
-“Dünya hayatına dair konuşması senin hoşuna giden, pek azılı düşman iken, kalbinde olana Allah’ı şahid tutan, işbaşına geçince, yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeğe çabalayan insanlar vardır. Allah bozgunculuğu sevmez.”[4]
İnsan erkek ve dişi olarak yaratılmıştır.
-“Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık.”[5]
Bu insanlarda olduğu gibi, hayvan ve bitkilerde de söz konusudur.
Çift cinsliyetli olanlarda zaten iki cinsten biri olmayı seçebilmektedir.
Nitekim bizde iki sanatçı bu özellikte idi.
Toplumun bu noktada zihnini bulandıranlar lgbt propagandası yapıp, gençleri Lut kavminin ahlaksızlığına sevk etmek içindir.[6]
Yoksa böyle bir gen meselesi yok.
Tinet ve karakter meselesi var.
Ehl-i irfân arasında aradım kıldım talep.
Her hüner makbûl imiş, illâ edep, illâ edep.
MEHMET ÖZÇELİK
10-09-2022
[1]https://www.facebook.com/100004347071175/posts/pfbid01BpYHVFF2ejcJPk3PoSXDCYaWSht8yLMtaCLGAapJDM7oR5BEHu45typYpXMwegYl/
[2] https://www.yenisafak.com/hayat/yesilcamin-cirkin-yillari-bu-tarz-filmlerde-oynamama-imkn-yoktu-3836361
[3] Bakara 14.
[4] Bakara-204-205.
[5] Zariyat.48.
[6] http://www.tesbitler.com/2015/07/01/lut-kavmi-geri-geliyortarih-tekerrur-ediyor/