GEÇMİŞTEN GELECEĞE YOLCULUK
GEÇMİŞTEN GELECEĞE YOLCULUK
Allah insanı bu dünyada o sonsuz olan kosmosa ve Ezeli ve Ebedi olan kendisine celp etmektedir.
Yani insan sonsuzluk yolcusudur.
İnsanı bu dünya okulunda, bu dünya staj yerinde, kabiliyetlerinin açılımı yerinde neşvünema bulacağı adeta bir ekin yeri olaraktan burada talim ettirmekte, öğretip geliştirmektedir.
Yani diğer bir ifade ile bu dünyayı kendisi için yaratmış olduğu bu insana, bu kainatı böylece hazırlamaktadır. Bu dünya insana hazırlanmış, kainatta aynı şekilde insanın kabiliyeti doğrultusunda insan için yaratılmıştır.
Kainat için insandır.
Ezel canibinden yola çıkan ve kainat Allah’ın ilim, irade ve kudretiyle ebede doğru yol alıp gitmektedir.
Zamanın belli bir dilimini ve noktasını, ilk başlangıcını bir iptida noktası düşündüğün zaman, sona doğru, ebediyete doğru gitmektedir.
Her şey önce nokta ile başlar ve neticede kelime ve cümle olur. Sonu yine bir nokta ile bitmiş olur.
Allah’ın ilim, irade ve kudretiyle insan tüm varlıklarla beraber yol alıp gitmektedir.
************
İleride olacak veya olabilecek bazı şeylerin tahmininde bulunmak, gaybı[1] yani geleceği bilmek değildir.
Yukarıya doğru yükselenler elbette başkaları için geçmiş ve gelecek olan şimdiki zaman gibi olur.
Manen yükselenlerde gaybi olan haberleri keşifleriyle önceden tahmin edebilirler.
Tıpkı bir ay öncesinden hatta yıllar öncesinden bazı coğrafik olay, yağmur ve kar olacağını hava tahmin raporlarıyla tahmin etmesi gibi.
Zira bu durum kesin değil, tahmin raporudur.
-Müştâk Baba’nın Ankara’nın başkent olacağını önceden bilmesi gaybı yani geleceği bilmek değildir.
“Müştâk Baba Hazretleri, bir târihde Hacı Bayrâm Velî Hazretlerinin türbesini ziyâret ettiği sırada gönlüne gelen ilâhî bir ilhâm ile Ankara’nın başkent olacağını keşfetmiş ve bu keşfini, pek zarîf remzlerle ve işâretlerle dolu olan şu nutk-i şerîfiyle beyân etmişdir. Bu nutk-i şerîf, 1847 senesinde neşredilen meşhûr dîvânında 73. sıradaki manzûmedir.”[2]
-Rahmetlik babama bir zatın 50 sene öncesinde, 73 yaşında öleceğini söylemesi ve neticesinde aynen hiçbir şeyi yokken 73 yaşında ölmesi bir gaybı bilmek değildir.
Hatta 73 yaşına girdiğinde kendi kendime düşündüm; acaba başı mı, ortası mı, sonu mu?
Ortasında vefat etti.[3]
-Bediüzzaman’ın kendi vefatına tarih düşmesi ki, bunun benzerleri gayet çoktur.[4]
-İstanbul’un fethine tarih düşülmesi gibi.[5]
-Peygamber Efendimizde gelecekle ilgili, İstanbul’un fethi gibi hususlarda doğru haber vermesi gibi.
*Hakeza Ahmet Amiş (1807-20 Şaban 1338-9 Mayıs 1920 Fatih-İstanbul) Efendinin verdiği haberlerde gayb cinsinden değildir.
“· Hazreti Âdem’e bütün diller teklif edildi, ama Türk lisanını seçti. Onun için Türk devleti ilelebet payidâr olur.
· Yerde gökte büyük değişiklikler olacak.
· Semâvatta büyük değişiklikler olacak bir yıldız peyda olacak.
*Paris şehri semavî bir hâdise ile mahvolacak.
*Üçüncü Dünya Harbi çıkacak, Efendim hazretleri buyurdu ki; “Rusya mahvolacak, küçük bir devlet haline gelecek.” Anadolu ahalisine dua ettim, bu badirede onlara ziyan gelmeyecek. Bu esnada avucunu sıkar gibi yaparak “Rusyayı küçülttüm, küçülttüm.”
· İngiltere ve Yunanistan mahva mahkûmdur. İngilizler o zaman Türk donanmasına bakıp gıpta edecekler, hayıflanacaklar.
· Ona memnunum ki sizi çok iyi günler bekliyor. Efendim ( Mehmed Tevfik Efendi Hazretleri nakletti):
60 – 70 sene büyük iyilik olacak. Memleket selâmla idare edilecek. Ben görmem ama sen görürsünüz, buyururlardı. Efendim de ( Hoca Efendi Hazretleri ) orada idi ama kemâlâtından ötürü ona değil bana söylerlerdi.
-Bir sabah Efendimin huzuruna girdiğimde:
“Mustafa ne haberler var ?” diye sordular. O sabahki gazeteler Yunanlıların Bursayı işgal ettiğini yazıyordu. Arz ettim.
“Gelen kitabî, biz değiliz” buyurdular. Gazeteyi kendilerine verdim. Gazetedeki resimde bir Yunan zabiti Orhan Gazi’nin sandukasının üzerine oturmuş, elindeki kamçı ile sandukaya vuruyordu. Bunu görünce mübarek gözleri doldu. Hiddetle:
“Bu kâfirler Anadolu’dan çıkacak! Çıkacak! Çıkacak! Onlar nasıl kaçtıklarını; kovalayan nasıl kovaladığını bilemeyecek” buyurdular. Her bir ‘çıkacak ‘ lâfı bir seneye tekabül etti. Üç yıl sonra Yunanlıları Anadolu’dan kovaladık. Onlar nasıl kaçtıklarını, bizimkiler nasıl kovaladıklarını bilemediler.
· (Bu beyan Mustafa Özeren Efendi’den rivayettir. Nakleden Dr. Hamdi Hizalan Beyefendi’dir.)
1919 da Ahmed Amîş Efendi’ye: İzmir işgal oldu haberi iletilince:
“Muvakattir!” (vakitli, geçici bir zamandır) buyurup, aynı sözü üç defa tekrarlamışlar. Gerçekten İzmir işgali üç sene sürmüş..
… Fatih ile Yavuz Selim Han, İmâmeyn silkindendir. Türk devleti ( bir defasında da: Türk Milleti) ilâ yevmi’l – kıyâme baki kalır, payidar olur. Fakat şekl-i idaresi şekilden şekile tahavvül eder.”[6]
MEHMET ÖZÇELİK
8-6-2022
[1] http://www.tesbitler.com/2015/01/03/gayb/
http://www.tesbitler.com/2021/01/30/kuran-i-kerim-den-ilmi-ve-gaybi-hakikatler/
[2] https://defter-i-ussak.blogspot.com/2018/10/ankaranin-baskent-olacagini-bir-asir-oncesinden-haber-veren-zat-kimdi.html
[3] http://www.tesbitler.com/2020/02/20/41-yasinin-kerameti/
[4] https://www.risalehaber.com/said-nursinin-siirindeki-yikik-mezar-sirri-112713h.htm
[5] http://www.tesbitler.com/2020/07/11/istanbulun-fethi-ve-fatih/
[6] FATİH SERTÜRBEDÂRI TIRNOVALI-Kutbu’l-Ârifîn, Gavsu’l-Vâsilîn
Mürşid-i Kâmil El-Hâc- AHMED AMÎŞ EFENDİ-Kaddesellâhü sırrahu’l azîz)Sh.40-41,43.