İlahî Kudretin Tecellisi Olarak “Berzah”: İki Denizin Arasındaki Sır

image_pdfimage_print

İlahî Kudretin Tecellisi Olarak “Berzah”: İki Denizin Arasındaki Sır

“O, suyu acı ve tatlı iki denizi birbirine kavuşmak üzere salı­vermiştir.
Fakat aralarında bir engel vardır; onu aşıp da birbirine karış­mazlar.
Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kud­retini yalanlayabilirsiniz?” Rahman.19-21

Rahman Suresi’nin 19-21. ayet-i kerimeleri, Allah Teâlâ’nın tabiatta yarattığı muazzam dengeyi ve kudretini tasvir eden en mühim delillerden biridir. Bu ayetlerde geçen “Berzah” (بَرْزَخ) ifadesi, tefsir ilminin farklı disiplinleri açısından zengin manalar ihtiva etmektedir.
“Berzah” kelimesi, lügatte “iki şey arasındaki engel, perde, ayırıcı sınır veya geçit” manalarına gelir. Ayette, birbirine kavuşan ancak ilahî bir kanunla birbirine “tecavüz etmeyen” (lâ yebgiyân) acı ve tatlı sular arasındaki bu gizemli sınırı ifade eder.
Ayet-i kerimedeki “Berzah” ifadesinin çeşitli tefsir disiplinleri açısından izahı aşağıdadır:

1. Gramer (Nahiv ve Sarf) Açısından Tahlili
Ayetin ilgili kısmı “بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ” (Beynehumâ Berzahun) şeklindedir.
* Kelime Yapısı (Sarf): “Berzah” (بَرْزَخ), “fa’lel” vezninde, dört harfli mücerred (kök harflerinden oluşan) bir isimdir. Aslı itibarıyla “engel” ve “set” manasındadır.
* Cümle Yapısı (Nahiv):
* “Beynehumâ” (İkisinin arasında), zarf olup, öne alınmış (mukaddem) haberdir.
* “Berzahun” (Bir engel), sona bırakılmış (muahhar) mübtedadır.
* Nekrelik (Tenvin): “Berzah” kelimesinin belirli (marife) olarak “el-Berzah” şeklinde değil de, belirsiz (nekre) olarak “Berzahun” şeklinde gelmesi, gramer açısından “tazîm” (yüceltme, büyültme) ifade eder. Manası şudur: “O ikisi arasında sıradan bir engel değil, mahiyeti tam olarak idrak edilemeyen, pek mühim, pek büyük ve ilahî bir kudret engeli vardır.”

2. Belâgat (Edebî Sanatlar) Açısından Tahlili
Bu ayetler, belâgat açısından Kur’an-ı Kerim’in icâzını (az sözle çok mana ifade etme) gösteren parlak misallerdendir.
* Tıbâk (Tezat Sanatı): Ayetin muradiflerinde (Furkan 53) belirtildiği gibi, “azbun furât” (tatlı, içimi kolay) ile “milhun ucâc” (tuzlu ve acı) su arasında bir zıtlık vardır. Bu zıtların bir arada bulunup birbirine karışmaması, kudretin azametini gösterir.
* Tasvir (Canlandırma): “Merace’l-bahreyn” (İki denizi salıverdi) ifadesi, suların başıboş değil, ilahî bir iradeyle ve bir kanun dairesinde hareket ettiğini dinamik bir şekilde tasvir eder.
* Kinaye: “Berzah” kelimesi, Allah’ın koyduğu fizikî kanunlardan (yoğunluk farkı, yüzey gerilimi vb.) kinayedir. Gözle görülmeyen ancak faaliyeti ve neticesi görülen bir “kanun”un “engel” olarak isimlendirilmesi yüksek bir belâgattır.
* İstifhâm-ı Takrîrî: Ayetlerin hemen ardından gelen “Fe bi eyyi âlâi Rabbikumâ tukezzibân?” (Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlarsınız?) sorusu, cevap bekleyen bir soru (istifhâm-ı hakikî) değil, muhatabı ikrara ve tasdike mecbur bırakan bir edebî sanattır.

3. Rivayet Tefsiri Açısından İzahı
Rivayet tefsirleri, ayetlerin manasını başta Peygamber Efendimiz (s.a.v.) olmak üzere Sahabe ve Tabiin sözleriyle açıklar.
* Başta İbn Abbas (r.a.) olmak üzere Mücâhid, Katâde ve Dahhâk gibi ilk müfessirler, bu “iki deniz”i, Fırat ve Dicle gibi büyük tatlı su nehirlerinin denize (tuzlu suya) döküldüğü yerler olarak tefsir etmişlerdir. Özellikle Basra Körfezi’nde bu durumun gözle görülebildiğini belirtmişlerdir.
* “Berzah”ı ise, “Allah’ın kudretinden bir perde”, “gözle görülmeyen bir sınır” veya “O’nun iki suyun birbirine galebe çalmasını engelleyen emri” olarak yorumlamışlardır.
* Bazı rivayetlerde ise bu iki denizden birinin “sema denizi” (yağmur, tatlı su) diğeri “arz denizi” (tuzlu su) olduğu veya yer altındaki tatlı su kaynakları ile denizler arasındaki perde olduğu şeklinde yorumlar mevcuttur.

4. Dirayet Tefsiri Açısından İzahı
Dirayet (veya Re’y) tefsirleri, ayetleri dil, mantık, hikmet ve aklî deliller ışığında yorumlar.
* Fahreddîn er-Râzî gibi müfessirler, “Berzah”ın fiziki bir kara parçası (kıstak) olmasının şart olmadığını belirtir. Allah’ın kudretinin, bu iki farklı yapıdaki sıvının arasına, kendi özelliklerini korumalarını sağlayan bir “kanun” koyduğunu ifade ederler.
* Bu tefsirlere göre “berzah”, ilahî bir nizamdır (Sünnetullah). Eğer bu nizam olmasaydı, tuzlu sular tatlı suları istila eder, nehirler ve pınarlar kurur, yeryüzündeki hayat nizamı bozulurdu.
* Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili tefsirinde, bu berzahın “iki suyun hacimleri, ağırlıkları (yoğunlukları), hareketleri ve kimyevî bileşimleri arasındaki farklardan kaynaklanan ve birbirlerine tecavüz etmelerini önleyen ilahî bir kanun” olduğunu vurgular. Bu, dirayet ile bilimsel tefsirin kesiştiği bir noktadır.

5. Bilimsel (Kevnî) Tefsir Açısından İzahı
Bilimsel tefsir, Kur’an’ın kevnî (tabiatla ilgili) ayetlerini modern bilimin verileriyle ilişkilendirir.
* Modern Oşinografi (Deniz Bilimi), tatlı ve tuzlu suların karşılaştığı bölgelerde (haliçler veya Cebelitarık Boğazı gibi farklı denizlerin birleştiği yerler) suların hemen birbirine karışmadığını isbat etmiştir.
* Bunun sebebi, iki su kütlesi arasındaki “yoğunluk (dansite) farkı” ve buna bağlı olarak gelişen **”yüzey gerilimi”**dir.
* Daha az yoğun olan tatlı su, daha yoğun olan tuzlu suyun üzerinde bir müddet ayrı bir tabaka halinde akar. Bu fizikî sınıra bilimsel literatürde “haloklin” (tuzluluk sınırı) denir.
* Kur’an-ı Kerim’in 14 asır evvel, deniz biliminin bilinmediği bir dönemde, bu hassas fizikî hadiseyi “Berzah” (engel) ve “lâ yebgiyân” (birbirine tecavüz etmezler) şeklinde tasvir etmesi, onun ilahî aslına dair bir delil olarak kabul edilir.

6. Tasavvufi (İşârî) Tefsir Açısından İzahı
Tasavvuf ehli müfessirler, ayetlerin zahirî manalarının yanı sıra, insanın derûnî (bâtınî) âlemine bakan işârî manaları üzerinde durmuşlardır.
* İki Deniz: Bu yorumda “iki deniz”, insanın derûnî yapısındaki iki zıt kuvveti temsil eder:
* Tatlı Deniz (Azbun Furât): Kalp, ruh ve akıldır. Burası ilim, iman, marifetullah ve ilahî feyizlerin tecelli ettiği yerdir.
* Tuzlu ve Acı Deniz (Milhun Ucâc): Nefs-i emmâredir. Şehvet, gazap, cehalet, kibr, enaniyet ve dünyevi arzuların kaynağıdır.
* Berzah: Bu iki denizin arasındaki “engel”dir. Bu engel:
* Şeriat: Allah’ın emir ve yasaklarıdır. Şeriat, nefsin (tuzlu su) kalbi (tatlı su) istila etmesine, imanı ve marifeti bozmasına engel olan ilahî bir sınırdır.
* Akl-ı Selim ve Vicdan: İnsanı kötülükten alıkoyan, kalbin nurunu koruyan derûnî kuvvettir.
* “Lâ Yebğiyân” (Karışmazlar): Müminin kalbinde iman ve küfür bir arada bulunmaz. Allah’ın lütfuyla, şeriat berzahı sayesinde, kalp iman üzere sabit kalır ve nefsin tuzlu suları ona galebe çalamaz.
Konunun Muradifi (Benzer Manadaki) Ayetler
“Berzah” ve “iki denizin ayrılması” konusunun Kur’an-ı Kerim’deki en yakın muradifleri (benzerleri) şunlardır:
* Furkan Suresi, 53. Ayet:
> “O, iki denizi birbirine salıverendir; Biri tatlı, susuzluğu giderici, diğeri tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına bir berzah (engel) ve (karışmalarını önleyen) hicran mehcûrâ (aşılmaz bir perde) koymuştur.” (Furkan 25/53 )
> * Bu ayet, Rahman Suresi’ndeki manayı “Hicran Mehcûrâ” (kesin olarak yasaklanmış, aşılmaz bir engel) ifadesiyle daha da kuvvetlendirir.
>
* Neml Suresi, 61. Ayet:
> “Yahut yeryüzünü bir karar yeri kılan, arasında ırmaklar akıtan, onun için sabit dağlar yaratan ve iki deniz arasına bir engel (Hâciz) koyan kim? Allah ile birlikte başka bir ilah mı? Hayır, onların çoğu bilmiyorlar.” (Neml 27/61)
> * Burada “Berzah” yerine, yakın manalı olan “Hâciz” (حَاجِزًا) kelimesi kullanılmıştır, bu da “ayırıcı, engel” demektir.
>
📖 Özet
Rahman Suresi’nde geçen “Berzah” kelimesi, Allah’ın kudretinin ve nizamının hem zahirî (fizikî) hem de derûnî (bâtınî) âlemdeki bir tecellisidir.
* Lügat Manası: Engel, perde, sınır.
* Gramer ve Belâgat: İlahî kudretin büyüklüğünü (tazîm) ve zıtları bir arada tutma sanatını gösterir.
* Rivayet Tefsiri: İlk müfessirlerce, nehirlerin denize döküldüğü yerlerdeki ilahî perde olarak anlaşılmıştır.
* Dirayet Tefsiri: Suların birbirine karışmasını önleyen “ilahî kanun” ve “nizam” (Sünnetullah) olarak yorumlanmıştır.
* Bilimsel Tefsir: Modern oşinografinin “yoğunluk farkı” ve “yüzey gerilimi” (Haloklin) olarak isimlendirdiği fizikî hadisenin 14 asır evvelki tasviridir.
* Tasavvufi Tefsir: İnsanın iç âleminde, kalp (iman) ile nefs (şehvet) arasındaki “şeriat” veya “akıl” engelini temsil eder.
Netice olarak “Berzah”, Allah’ın mülkünde hiçbir şeyin başıboş ve tesadüfî olmadığını, her şeyin hassas bir ölçü ve ilahî bir kanunla idare edildiğini gösteren muazzam bir kudret nişanıdır.

Daha detaylı izah için bakınız:
https://tesbitler.com/index.php?s=Berzah+

Hazırlayan: Mehmet Özçelik www.tesbitler.com
07/11/2025

 

 

Loading

No ResponsesKasım 8th, 2025