Gazze’de Aranan Musa

Gazze’de Aranan Musa

Firavun’un sarayında yankılanan o korku, bugün Gazze’nin yıkılmış duvarlarında yeniden dolaşıyor.
Bir zamanlar Nil’in kıyısında “Bir Musa doğacak” diye erkek çocukları katleden zalim, bugün Akdeniz kıyısında aynı korkuyla doğmamış bebekleri hedef alıyor.
O gün kılıçla, bugün füzeyle…
O gün nehirde, bugün enkaz altında…
Değişen sadece araçlar; zulmün özü, korkunun kaynağı aynı.
Firavun, saltanatının sarsılacağından korktu;
Netanyahu ve onun şürekâsı da “hakikat”in yeniden doğmasından korkuyor.
Zira her çağın bir Musa’sı vardır; kimi zaman bir çocuk, kimi zaman bir fikir, kimi zaman bir direniş olarak doğar.
Allah, her zalimin karşısına bir Musa çıkarır.
Ve her Musa, zalimin uykusunu kaçırır.
Kur’ân’da şöyle buyrulur:
“Mûsâ’nın annesine, ‘Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğunda onu denize bırak, korkma, üzülme. Çünkü Biz onu sana geri döndüreceğiz ve onu peygamberlerden yapacağız’ diye ilham ettik.”
(Kasas Sûresi, 28/7)
Mûsâ’nın annesi, evladını suya bırakırken korkmadı.
Çünkü iman edenler bilir ki, bazen “kurtuluş”, teslimiyetin içinde saklıdır.
Nil’in sularına bırakılan o bebek, sarayların duvarlarını yıkacak bir hakikat taşıyordu.
Annesi ağladı, melekler sevinçle bekledi;
Çünkü “Allah’ın muradı” o küçük sandığın içindeydi.
Bugün Gazze’de bir anne, doğmamış çocuğunun karnına inen bombalardan saklanıyor.
Bir anne, enkaz altındaki evladının ismini haykırıyor.
Bir diğeri, “Belki o da bir Musa olurdu…” diyerek gözyaşını yutuyor.
Ve dünya, Firavun’un sofrasında sessizce oturuyor.
Zulüm karşısında susmak, zulme ortak olmaktır.
Firavun, Firavun kalır;
Ama Musa’nın Rabbi, her zaman birdir, ezelîdir, bâkîdir.
Netanyahu, Firavun’un izini takip ediyor;
Ancak unuttuğu bir hakikat var:
Firavun’un cesedi, denizin dibinde ibret olarak kaldı.
O da aynı akıbetten kaçamayacaktır.
Zira tarih, zalimleri unutur gibi görünse de, Hak onları unutturmaz.
Zulüm, bir devrin değil, bir kalbin hastalığıdır.
Lâkin her zulmün sonu, her karanlığın sabahı vardır.
Gazze bugün modern Mısır’dır.
Filistinli anneler, modern Mûsâ’nın anneleridir.
Ve Nil’in sularına bırakılan sandık, bugün Filistin’in sabrıdır.
Zalim, her çağda aynı korkuyla titrer:
“Bir Musa doğmasın!”
Fakat her çağda Allah, yeniden bir Musa gönderir —
Bazen bir çocukta, bazen bir fikirde, bazen bir kıyamda…
Ve her seferinde Firavun kaybeder.
Çünkü Allah, mazlumların yanındadır.

Özet

Makale, Firavun’un Hz. Musa’nın doğumundan korkarak erkek çocukları öldürmesi ile günümüzde Netanyahu’nun Gazze’de uyguladığı zulmü kıyaslar.
Her çağda bir “Firavun” ve bir “Musa” bulunduğunu, zalimlerin hakikatten korktuğunu anlatır.
Gazze anneleri, Musa’nın annesi gibi imanla direnirken, dünya Firavun’un sofralarında sessizdir.
Ancak tarih boyunca Firavun’un akıbeti değişmemiştir:
Zalimler helâk olur, mazlumların duası galip gelir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
01/11/2025

Loading

No ResponsesKasım 2nd, 2025