BERCESTE VE İZAHI – 126–

BERCESTE VE İZAHI – 126–

1. Fitnat Hanım’dan Mağrur Olmama Hikmeti
​Mihrin görür kemâlde her gün zevâlini / Âkıl felekde câh ile mağrûr olur mu hiç
​Bu beyit, güneşin her gün en yüksek noktasına ulaştıktan sonra batışını ve alçalışını görmenin, akıllı bir insana ders olması gerektiğini vurgular. Fitnat Hanım, bu cihan şümul bakış ile insanı, elde ettiği makam, mevki veya rütbe ile gururlanmaktan ve kibirlenmekten tenkit eder. Zira en yüksek noktaya ulaşan güneş bile her gün batmaya mahkûmdur.
​Bu beyit, hayatın geçiciliğini ve her yükselişin bir düşüşü de ihtiva ettiğini anlatır. İnsan, dünya hayatındaki makamların ve maddi varlıkların geçici olduğunu anlamalıdır. Tıpkı güneşin doğuş ve batış döngüsü gibi, hayat da bir yükseliş ve alçalış bağlantısında ilerler. Gurur ve kibir, insanın kendi enaniyetinin esiri olmasıdır. Gerçek akıl sahibi olanlar, bu dünya hayatının geçici olduğunu bildikleri için makam ve mevki ile mağrur olmazlar. Onlar, en yüksek noktaya çıksalar bile, bu yükselişin bir imtihan olduğunu, bir gün batacaklarını ve her şeyin asıl sahibine döneceğini idrak ederler. Tarihte nice kudretli sultanların, nice zenginlerin ve nice alimlerin en yüksek mertebelere ulaştıktan sonra zevale uğradığı görülmüştür. Bu durum, bu mısraların hakikatini isbat eder.

​2. Ebû Sa’îd Ebu’l-Hayr’dan Tevhid Açıları
​Yâ Rab der-i halk tekyegâhem nekonî / Muhtâc-ı gedâ vü pâdişâhem nekonî
Mûy-i siyehem sefîd kerdî be-kerem / Bâ-mûy-i sefîd rû-siyâhem nekonî
​Bu beyitler, tevhid düşüncesinin ve yalnız Allah’a tevekkül etmenin en güzel tasvirlerinden biridir. Şair, insanlara, yani halkın kapısına muhtaç olmamayı diler. Ne bir dilenciye ne de bir padişaha muhtaç olmak ister. Bu, insanın yalnızca Allah’a itimat etmesi gerektiğini vurgular. İkinci beyitte ise, “Ey Rabbim! Lütfunla saçımı ak eyledin. Yarın mahşerde ak saçımla yüzümü kara eyleme” der. Bu, insanın yaşlılık ile gelen ak saçları bir nimet olarak görmesi ve hayatın son demlerinde günahlar ile yüzünün kararmaması için Allah’tan niyazda bulunmasıdır.
​Bu mısralar, tasavvuf ve irfan düşüncesinde önemli bir yer tutan ‘başkasına muhtaç olmama’ ilkesini ön plana çıkarır. Gerçek fazilet, kalbi yalnızca Allah’a bağlamak ve rızkı, kudreti, kuvveti yalnızca O’ndan bilmektir. İnsan, fıtratı gereği bir şeylere dayanma ihtiyacı hisseder. Ancak bu dayanma, bir başka insana olursa, o zaman zillet baş gösterir. Saçı aklaşan, yani yaşlanan bir insanın hayatının sonuna yaklaşması, ahiret hesabına daha çok odaklanması gereken bir dönemin başlangıcıdır. Şairin niyazı, bu yaşlılık döneminde günahlardan uzak durarak, hayatın sonunda yüzünün ak olması, yani ahirette utanca düşmemesidir. Bu beyitler, hem dünya hayatında izzetli bir duruşu hem de ahirette kurtuluşu hedefleyen derin bir düşünceyi ihtiva eder.

​Makale Özeti
​Bu makale, farklı beyit üzerinden hayatın çeşitli açılarını ele almaktadır. Fitnat Hanım’ın beyti, güneşin batışından ders alarak makam ve mevki ile kibirlenmenin anlamsızlığını anlatır ve tevazuun faziletini vurgular. Ebû Sa’îd Ebu’l-Hayr’ın beyitleri, kulun yalnız Allah’a tevekkül etmesi gerektiğini, yaşlılıkta bile günahlardan uzak durarak ahirette yüzünün ak olmasını diler. Bu beyitler, insan hayatının geçiciliği, tevazu, tevekkül ve samimiyet gibi temel konularda derin hikmetler ihtiva eden bir bütünlük arz eder.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
25/10/2025

Loading

No ResponsesEkim 25th, 2025