MAHŞERİN DEHŞETİ
MAHŞERİN DEHŞETİ
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ (Yevme yefirrul mer’u min ehîh) ayeti, Kur’ân’da mahşer gününün dehşetini tasvir eden en sarsıcı sahnelerden biridir.
📜 Ayet:
“يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِۙ وَأُمِّهِ وَاَبِيهِۙ وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِۙ لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْن۪يهِۜ”
(Abese, 34-37):
“O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar.
O gün onların her birine, kendine yetecek kadar işi vardır.”
🌋 Ayetin Tasviri:
Bu ayetlerde mahşer meydanının öyle bir dehşetle tasvir edildiğini görüyoruz ki,
insan kendi nefsinden başka hiçbir şeyi düşünemez hale gelir.
Kardeş, ana-baba, evlat, eş…
Dünya hayatında insanın en yakınları olan bu kimselerden, mahşer günü herkes kaçar, uzaklaşır.
• “يَفِرُّ” (yefirrü) kelimesi, kaçmak, uzaklaşmak, sığınacak yer aramak mânâsına gelir.
• Kökü ف ر ر (ferre) olup; korkudan kaçmak, yüz çevirmek, ürküp uzaklaşmak anlamlarını taşır.
• Bu kelimenin muradifleri (eş anlamlıları) arasında şunlar vardır:
• هرب (he-re-be) → kaçmak, firar etmek, kurtulmak
• نَجَا (neca) → kurtulmak, sıyrılmak
• وَلَّى vella) → yüz çevirmek, uzaklaşmak
• تَوَلَّى (tevellâ) → dönüp gitmek, geri çekilmek
Bu fiillerin tümü, insanın dehşet karşısında çaresiz kalışını ve nefsine yönelişini anlatır.
⚡ Mahşer Gününün Dehşetini Tasvir Eden Diğer Ayetler:
1. Hac Sûresi 1-2
يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ اِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَيْءٌ عَظ۪يمٌۜ يَوْمَ تَرَوْنَهَا تَذْهَلُ كُلُّ مُرْضِعَةٍ عَمَّا أَرْضَعَتْ وَتَضَعُ كُلُّ ذَاتِ حَمْلٍ حَمْلَهَا وَتَرَى النَّاسَ سُكَارٰى وَمَا هُمْ بِسُكَارٰى وَلٰكِنَّ عَذَابَ اللّٰهِ شَد۪يدٌ:
“Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Şüphesiz kıyametin sarsıntısı büyük bir şeydir.
Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiğini unutur, her hamile kadın yükünü düşürür, insanları sarhoş görürsün; halbuki onlar sarhoş değildir. Fakat Allah’ın azabı çok şiddetlidir.”
• Burada “زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ” (zelzeletü’s-sâa) — kıyametin sarsıntısı — tabiri,
mahşerin fizikî ve psikolojik dehşetini bir arada anlatır.
• Muradifleri: رجفة (recfe), صاخة (sâhha), قارعة (kâria) — hepsi “şiddetli sarsıntı, çarpış, dehşet veren ses” anlamına gelir.
2. Tekvîr Sûresi 1-14
“İzâ’ş-şemsu kuvviret…”
(Güneş dürülüp karardığında, yıldızlar döküldüğünde, dağlar yürütüldüğünde…)
Bu sûre, kıyametin tabiatın düzeninin çözülmesiyle başlayan safhasını anlatır.
• “كُوِّرَتْ (kuvvirat)” → dürülmek, toplanmak, sönmek
• “انْتَثَرَتْ (inteserât)” → saçılmak, dağılmak
• “سُيِّرَتْ (suyyiret)” → yerinden yürütülmek, kaldırılmak
Bu fiillerin muradifleri:
• طُمِسَتْ (tumiset) → silinmek, yok olmak
• تَبَدَّلَتْ (tebeddelat) → yer değiştirip
başka hâle gelmek
3. Kâria Sûresi 1-5
اَلْقَارِعَةُۙ مَا الْقَارِعَةُۙ وَمَا اَدْرٰيكَ مَا الْقَارِعَةُۜ
“Kâria (çarpan, sarsan felaket)! Kâria nedir, bilir misin? O gün insanlar etrafa saçılmış pervaneler gibi olurlar, dağlar da atılmış yün gibi olur.”
• Kâria kelimesi “şiddetle çarpan, yürekleri sarsan felaket” mânâsına gelir.
• Muradifleri: الصَّاخَّةُ (sâhha), الطَّامَّةُ (tâmme), الزَّلْزَلَةُ (zelzele).
4. İnfitâr Sûresi 1-5
“İzâ’s-semâu’nfatarat…”
(Gök yarıldığı, yıldızlar dağıldığı, denizler fışkırdığı, kabirler alt üst edildiği zaman…)
Burada kozmik düzenin çözülüşü, ölüm sonrası hesap bilincine geçiş anlatılır.
• “اِنْفَطَرَتْ” → yarılmak, çatlamak (muradifi: اِنْشَقَّتْ (inşakkat))
• “اِنْتَثَرَتْ” → saçılmak (muradifi: تَبَدَّدَتْ
(tebeddedet)
💠 Sonuç:
Mahşer ve kıyamet sahneleri Kur’ân’da:
• dehşet (şiddetli korku),
• çözülüş (tabiatın dağılması),
• yalnızlık (herkesin kendi nefsiyle baş başa kalması)
temalarıyla anlatılır.
“يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ” ayeti ise bu sahnelerin en derûnîsidir;
çünkü orada artık ne sevgi, ne şefkat, ne de merhamet kalır; herkes amellerinin hesabıyla baş başadır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
23/10/2025
![]()