Kur’an’ın Kendi Kendini Tefsiri: Ayetler Arası Bütünlüğün Temsillerle İzahı

Kur’an’ın Kendi Kendini Tefsiri: Ayetler Arası Bütünlüğün Temsillerle İzahı

​Giriş
​Kur’an-ı Kerim, Allah Teâlâ’nın cihanşümul ve ebedî bir hitabıdır. O, lafzı ve manasıyla bir bütün teşkil eden, ayetleri, sureleri ve hatta kelimeleri arasında fevkalade bir insicam ve tenasüp bulunan mucizevî bir kitaptır. Bu bütünlüğün en mühim isbatlarından biri, “القرآن يفسر بعضه بعضا” (Kur’an’ın bir kısmı diğer bir kısmını tefsir eder) kaide-i esasiyesidir. Bu kaide, Kur’an’ın anlaşılmasında haricî kaynaklardan evvel yine Kur’an’ın kendi metnine müracaat edilmesi gerektiğini ifade eder. Allah Teâlâ, kullarının idrak seviyesini nazar-ı itibara alarak, en derin ve mücerret (soyut) hakikatleri, zihinlerde somut ve kalıcı tesirler bırakacak şekilde “temsiller” yani misaller, kıssalar ve teşbihler vasıtasıyla izah etmiştir. Bu temsiller, Kur’an’ın farklı yerlerinde geçen mücmel (özet) ifadeleri tafsil eder, umumî (genel) hükümleri tahsis eder ve müteşabih (manası kapalı) ayetlere bir ışık tutar.
​Bu makale, Kur’an’ın bu kendi kendini tefsir etme hususiyetinin, bilhassa temsil sanatı üzerinden nasıl tezahür ettiğini misallerle ortaya koymayı gaye edinmektedir.
​1. Temel Esas: Ayetlerin Birbirine Şahitliği
​Kur’an-ı Kerim’in ayetleri, bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Bir ayette kapalı veya kısa bir şekilde ifade edilen bir mana, başka bir suredeki ayetle veya bir temsilî kıssa ile açılır ve vuzuha kavuşur. Bu durum, metnin beşer üstü bir kaynaktan geldiğinin en kuvvetli delillerindendir. Zira yirmi üç senelik bir nüzul sürecinde, farklı hadiselerin ve ihtiyaçların hâsıl olduğu bir zamanda indirilen ayetler arasında bu denli bir ahenk ve bütünlük olması, ancak her şeyi ilmiyle ihata eden bir Zât’ın kelâmı olmakla mümkündür.
​Temsiller, bu ilahî pedagojinin en latif ve en tesirli vasıtalarıdır. Onlar, aklı ikna ederken kalbi de teskin eden, en avam insandan en has alime kadar her tabakaya hitap eden hikmetli pencerelerdir.

​2. Misallerle Temsillerin Tefsir Gücü
​Kur’an’ın külli yapısı içinde temsillerin nasıl birer tefsir vasıtası olduğunu şu misallerle daha yakından görebiliriz:
​a) İman ve Küfrün Mahiyeti: Nur ve Zulûmat Temsili
​Allah Teâlâ, hidayet ve dalalet gibi mücerret hakikatleri, herkesin müşahade ettiği ışık ve karanlık temsiliyle izah eder. “İman” bir nur, “küfür” ise kat kat karanlıklardır. Bu temel temsil, birçok ayetin anlaşılmasında anahtar vazifesi görür.
​Mesela Bakara Suresi’nde şöyle buyrulur:
​”Allah, iman edenlerin velîsidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfredenlerin velîleri ise tâğuttur, onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar. İşte bunlar cehennemliklerdir, orada devamlı kalırlar.” (Bakara 2:257)

​Bu ayette geçen “karanlıklar” (zulûmat) ve “aydınlık” (nur) ifadelerinin mahiyeti nedir? Bu sorunun cevabını, Kur’an’ın en parlak temsillerinden biri olan Nur Ayeti tefsir eder:
​”Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O’nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba bir sırça içindedir; o sırça, sanki inciden bir yıldızdır. Bu lamba, ne doğuya ne de batıya ait, bereketi bol bir zeytin ağacından yakılır. Neredeyse ateşe değmese de yağı ışık verir. Işığı pırıl pırıldır. Allah dilediği kimseyi nûruna iletir. Allah insanlar için temsiller getirir. Allah her şeyi bilir.” (Nur 24:35)

​Bu ayet, hidayetin ve imanın ne kadar parlak, safi ve katmanlı bir hakikat olduğunu; bir mü’minin kalbinin, ilahî nur ile aydınlanmış bir kandil gibi olduğunu tasvir eder. Böylece Bakara Suresi’ndeki “aydınlığa çıkarma” fiilinin ne manaya geldiği, bu muhteşem temsil ile zihinlerde canlanır. İman, sadece bir inanç değil, kalbi ve hayatı aydınlatan katmanlı bir nurdur.

​b) İnfakın Bereketi: Bir Tohum Temsili
​Kur’an, Allah yolunda yapılan harcamanın (infak) zayi olmayıp, bilakis kat kat fazlasıyla geri döneceğini beyan eder. Bu mücerret vaadi, ziraat hayatından alınan canlı bir temsil ile tefsir eder:
​”Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her başağında yüz dane olmak üzere yedi başak veren bir danenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah’ın lutfu geniştir, O her şeyi bilir.” (Bakara 2:261)

​Bu ayet, infakın neticesini bir çiftçinin anlayacağı kesinlikte ve bir yatırımcının göreceği netlikte izah eder. Atılan bir tohumun yedi yüz misliyle geri dönmesi gibi, ihlasla verilen bir sadakanın da Allah katındaki karşılığının ne kadar bereketli olduğu tasvir edilir. Bu temsil, “Allah dilediğine kat kat verir” şeklindeki umumî ifadeyi, somut ve çarpıcı bir misalle tefsir etmiş olur.

​c) Allah’tan Başkasına Güvenmenin Acizliği: Örümcek Evi Temsili
​Tevhid akidesinin zıddı olan şirk, yani Allah’tan başka varlıklara sığınma ve onlardan medet umma fikrinin ne kadar çürük ve temelsiz olduğunu Kur’an, son derece beliğ bir temsil ile izah eder:
​”Allah’tan başka velîler edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Halbuki evlerin en çürüğü şüphesiz örümcek ağıdır. Keşke bilselerdi!” (Ankebût 29:41)

​Bu ayet, Allah’ın kudreti haricinde bir güce dayanmanın, en hafif bir rüzgârla dahi dağılıp gidecek bir örümcek ağına sığınmaktan farksız olduğunu gösterir. Bu temsil, şirkin mantıksızlığını ve acizliğini ispatlamak için haricî delillere ihtiyaç bırakmaz. Temsilin kendisi, en kuvvetli tefsirdir. Şirkin ne olduğunu anlatan diğer bütün ayetler, bu temsilin sunduğu zihnî çerçeve içinde daha net bir şekilde anlaşılır.

​3. Risale-i Nur Nazarında Temsil Metodu
​Asrımızın idrakine Kur’an’ın imanî hakikatlerini ders veren Risale-i Nur Külliyatı, Kur’an’ın bu temsilî izah metodunu esas almıştır. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, en derin imanî ve felsefî meseleleri, “temsilî hikâyecikler” vasıtasıyla izah ederek anlaşılmalarını kolaylaştırmıştır. O’na göre temsiller, hakikatlerin dürbünüdür; uzak ve mücerret hakikatleri yakınlaştırıp müşahhas hale getirirler.

​ Risale-i Nur, Kur’an’ın kendi kendini tefsir etme prensibinin, temsil yoluyla nasıl işlediğini gösteren parlak bir misaldir.
​Netice
​Kur’an-ı Kerim, kendi içinde kapalı, anlaşılmaz bir metin değildir. Bilakis, ayetleri birbirini aydınlatan, mücmelini mufassalıyla, müteşabihini muhkemiyle açıklayan, canlı ve dinamik bir yapıya sahiptir. Bu yapının en mühim unsurlarından biri olan temsiller, ilahî hikmetin birer tecellisi olarak, en derin manaları en sade ve en tesirli surette izah ederler. Bir ayetteki hakikatin kilidini, başka bir suredeki bir temsil açar. Bu durum, Kur’an’ın her bir parçasının, bütünün manasına hizmet ettiğini ve onun Allah kelâmı olduğunu tereddütsüz bir şekilde ispat eder. Kur’an’a bu külli nazarla bakıldığında, her bir temsilin, aslında büyük bir hakikat sarayının kapısını açan hikmetli bir anahtar olduğu görülecektir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
23/10/2025

 

 

Loading

No ResponsesEkim 24th, 2025