KIYAMETİN O DEHŞET ANI

KIYAMETİN O DEHŞET ANI

Kur’ân-ı Kerîm, kıyametin dehşetli kopuşunu hem tasvirî (manzaralı) hem de ikaz edici bir üslûpla anlatır. Bu tasvirler, insanın idrakine hitap eden sarsıcı, düşündürücü ve derûnî beyanlardır.

🌩️ 1. Zilzâl Sûresi (Yer sarsıntısı)
“Yeryüzü şiddetle sarsıldığı zaman,
ve yer, ağırlıklarını dışarı çıkardığı zaman,
ve insan, ‘Ona ne oluyor?’ dediği zaman…”
(Zilzâl, 99/1-3 )
🔹 Muradifler ve İzah:
• Zilzâl (زلزال): Şiddetli sarsıntı, zelzele. Kıyametin dehşetini ifade eder.
Muradifleri: Sarsılma, deprem, titreme.
• Esgaleha (أثقالها): Yükler, ağırlıklar. Yerin içindekileri (ölüleri, madenleri, sırları) dışarı atması.
Bu, dünyanın “emanetini boşaltması” gibidir.
• İnsân (إنسان): Bütün insanlık, şaşkınlık içinde “ne oluyor” diyecek.
Bu ifade, kıyametin beklenmedik anlığını ve dehşetini gösterir.

🌪️ 2. Tekvîr Sûresi (Karanlığa bürünen Güneş)

“Güneş dürülüp karardığı zaman,
yıldızlar dökülüp karardığı zaman,
dağlar yürütüldüğü zaman,
vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman…”
(Tekvîr, 81/1-5 )

🔹 Muradifler ve İzah:

• Kuvviret (كُوِّرَتْ): “Dürülmek” anlamında.
Muradifleri: Kapanmak, bükülmek, sönmek.
Güneşin enerjisinin sönmesi, sistemin çöküşü.
• İnkederat (انكدرَت): Yıldızların dökülmesi.
Muradifleri: Sönmek, dağılmak, düşmek.
• Suyyirat (سُيِّرَت): Dağların yürütülmesi.
Muradifleri: Yerinden kopmak, savrulmak, kaymak.
Bu, dünyanın düzeninin bozulduğunu gösterir.

🌊 3. İnfitar Sûresi (Yarılma)

“Gök yarıldığı zaman,
yıldızlar dökülüp dağıldığı zaman,
denizler kaynatıldığı zaman,
kabirler altüst edilip açıldığı zaman…”
(İnfitar, 82/1-4 )

🔹 Muradifler ve İzah:

• İnfeṭarat (انفطرت): Yarılmak.
Muradifleri: Parçalanmak, çatlamak, açılmak.
• İnteserat (انتثرت): Dağılmak.
Muradifleri: Savrulmak, saçılmak.
• Füccirat (فُجِّرَت): Kaynatılmak, taşmak.
Muradifleri: Kabarma, coşma, fışkırma.
Bu, denizlerin birbirine karışıp taşmasını anlatır.
• Buʿsiret (بُعْثِرَتْ): Altüst edilmek.
Muradifleri: Devrilmek, ters çevrilmek, boşaltılmak.
Kabirlerin açılması, haşir sahnesine işarettir.

🔥 4. İnşikak Sûresi (Yarılma)

“Gök yarıldığı,
ve Rabbine boyun eğip gereğini yaptığı zaman…”
(İnşikak, 84/1-2 )

🔹 Muradifler ve İzah:

• İnşakkat (انشقت): Yırtılmak, parçalanmak.
Muradifleri: Yarılmak, bölünmek, çatlamak.
• Ezinet (أذنت): İtaat etmek, dinlemek.
Göğün, Allah’ın emrine boyun eğmesi mecazîdir; tabiat unsurlarının bile emre râm olduğunu gösterir.

5. Hâkka Sûresi (Gerçekleşen Olay)

“O vakit Sur’a bir defa üfürülür.
Yeryüzü ve dağlar yerlerinden kaldırılır,
bir defada birbirine çarpılıp darmadağın edilir.”
(Hâkka, 69/13-14 )

🔹 Muradifler ve İzah:

• Nufiha (نُفِخَ): Üflenmek.
Muradifleri: Üflemek, seslenmek, çağrılmak.
İsrafil’in sura üflemesi, kıyametin başlangıç alametidir.
• Dükketa (دُكَّتَا): Parçalanmak, un ufak olmak.
Muradifleri: Ezilmek, ufalanmak, kırılmak.

💥 6. Târiḳ Sûresi ve Kâria Sûresi (Sarsan Çarpış)

“Kâria! O sarsıcı çarpış!
Kâria nedir bilir misin?
O gün insanlar, etrafa dağılmış kelebekler gibi olacak,
dağlar da atılmış yün gibi olacak.”
(Kâria, 101/1-5 )

🔹 Muradifler ve İzah:
• Kâria (القارعة): Vurucu, çarpıcı, sarsıcı olay.
Muradifleri: Tokmak, darb, çarpış.
• Menfuş (منفوش): Atılmış, savrulmuş yün.
Dağların pamuk gibi dağılmasını anlatır; hafiflik ve dağılma mecazıdır.

🌠 7. Tefcîr ve Tasvirin Manası

Kur’an’ın bu sahnelerdeki tasvir gücü, kıyameti sanki bir “göz önüne serilmiş hâdise” gibi anlatır.
Bu ayetler:
• Korku (havf),
• Dehşet (şiddetli korku),
• Sarsıntı (zilzâl),
• Çözülme (infitar, inşikak)
gibi kelimelerle kozmik çöküşü haber verir.

🔹 Netice:

Kur’an’ın kıyameti tasvir eden ayetleri, sadece korkutma gayesi taşımaz;
aynı zamanda inkârı iskat, imanı isbat eder.
İnsana der ki:
“Ey insan! Bu kâinat fânîdir;
seni de, arzı da, göğü de yaratan Allah, onları da seni de yeniden diriltecektir.”

*******

Kur’an-ı Kerîm’de kıyametin dehşetli kopuşunu anlatan ayetlerdeki kelimelerin Arapça kök tahlili (sarf ve asıl kökleri) ve edebî sanat yönleri..
Bu, hem lafızdaki hikmeti, hem de mana derinliğini gösterecektir.

🌋 1. Zilzâl Sûresi (99/1-3)
إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا
“Yeryüzü şiddetle sarsıldığı zaman.”
🔹 Kelime Kökü ve Tahlil:
• زُلْزِلَتْ (zulzilet) → kökü: ز ل ز ل (zelzele)
Bu kök, “tekrarlanan sarsıntı, titreme” anlamındadır.
Arapçada tekit (şiddet ve süreklilik) manası taşır.
Aynı kökten “zelzele” (deprem) kelimesi gelir.
Bu tekrarlı yapı, sarsıntının sürekliliğini ve korkunçluğunu gösterir.
🔹 Edebî Sanat:
• Tecânüs (ses benzerliği): zulzilat zilzâlehâ kelimelerindeki ses tekrarı,
titreme hissini kulakta uyandırır — bu, sesle mananın birleştiği bir belâgat örneğidir.
• Tasvir sanatı: Yerin canlı gibi “sarsılması” ve “ağırlıklarını dışa atması” teşhis (kişileştirme)dir.

🌠 2. Tekvîr Sûresi (81/1-3)

إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ
“Güneş dürülüp karardığı zaman.”
🔹 Kelime Kökü ve Tahlil:
• كُوِّرَتْ (kuvvirat) → kökü: ك و ر (k-v-r)
“Dürmek, sarmak, toparlamak” anlamındadır.
Araplar sarığı başa dolamaya “tekvîr” derdi.
Burada “güneşin ışığının dürülmesi”, yani nurunun sönmesi, görevini tamamlaması mecazîdir.
🔹 Edebî Sanat:
• İstiare : Güneşin “dürülmesi” bir sarık gibi sarmak benzetmesiyle anlatılmıştır.
• Teşbih: Güneşin son hâli, bir “sönen kandil”e benzetilir.

🌌 3. İnfitar Sûresi (82/1-3)

إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ
“Gök yarıldığı zaman.”
🔹 Kelime Kökü ve Tahlil:
• انْفَطَرَتْ (infatarat) → kökü: ف ط ر (f-t-r)
“Yarmak, çatlatmak, bölmek” anlamındadır.
Aynı kökten fıtrat gelir; “yaratılış” demektir.
Burada gök, ilk yaratılışın tersi olarak yeniden parçalanıyor.
🔹 Edebî Sanat:
• Mecaz-ı mürsel: Gök “yarılıyor” ifadesi, düzenin bozulmasını mecazla anlatır.
• Teşhis: Gök adeta bir “canlı gibi” Allah’ın emrine boyun eğiyor.
• “Yıldızlar dökülüp etrafa saçıldığı zaman,” (82/2).

🌊 4. İnşikâk Sûresi (84/1-2)

إِذَا السَّمَاءُ انشَقَّتْ
“Gök yarıldığı zaman.”
🔹 Kelime Kökü ve Tahlil:
• انشَقَّتْ (inşakkat) → kökü: ش ق ق (ş-q-q)
“Yarmak, ikiye bölmek, parçalamak.”
Aynı kökten şakka (zahmet çekmek), meşakkat (sıkıntı) gelir.
Yani kıyamet ânında göğün parçalanması, büyük bir sıkıntı ve sarsıntı hâlidir.
🔹 Edebî Sanat:
• Tezat (zıtlık): Gök, düzenin sembolüyken burada “yarılması” düzenin bozulmasını gösterir.
• Tashbih: Parçalanan gök, “yırtılmış perde”ye benzetilir.

🔥 5. Hâkka Sûresi (69/13-14)

فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ نَفْخَةٌ وَاحِدَةٌ
“Sur’a bir defa üfürüldüğü zaman.”
🔹 Kelime Kökü ve Tahlil:
• نُفِخَ (nufiha) → kökü: ن ف خ (n-f-h)
“Üflemek, nefes vermek.”
Burada “üflemek”, İsrafil’in sura üflemesiyle hayatın son bulmasını anlatır.
Aynı kökten “nefeha” (nefes) ve “nefes” kelimeleri gelir.
🔹 Edebî Sanat:
• İltifat (hitap değişimi): Önce “yeryüzü” ve “dağlar” anlatılırken, birden “Sur”a geçilir. Bu geçiş, sarsıcı bir etki oluşturur.
• Tecsim (somutlaştırma): Kıyamet, “bir üfleme” gibi kısa ama kudretli bir fiille tasvir edilir.

🌩️ 6. Kâria Sûresi (101/1-5)

الْقَارِعَةُ مَا الْقَارِعَةُ
“O sarsıcı çarpış! Kâria nedir, bilir misin?”
🔹 Kelime Kökü ve Tahlil:
• قَارِعَة (kâria) → kökü: ق ر ع (q-r-ʿ)
“Vurmak, çarpmak, kapıya tokmakla vurmak.”
Kıyametin bu isimle anılması, sarsan ve titreten çarpışma mânâsınadır.
Aynı kökten “kar‘u’l-bâb” (kapı çalmak) gelir.
🔹 Edebî Sanat:
• Tekrar sanatı (tekrir): Kâria, mâ’l-kâria, ve mâ edrâke mâ’l-kâria dizilişi,
dehşet ve bilinmezliği vurgular.
• İstifham (soru üslubu): “Kâria nedir bilir misin?” — bu, tehekküm (şiddetli uyarı) maksadı taşır.

🌌 7. Edebî ve Belâgatî Tablonun Özeti
Edebî Sanat / Ayet Örneği / Mana Etkisi
Teşbih (benzetme) /Dağlar, atılmış yün (Kâria 101/5) /Hafiflik, dağılma, çöküş
İstiare (mecaz) / Güneşin dürülmesi (Tekvîr 81/1) /Kozmik son, kapanış
Tecânüs (ses uyumu) / zulzilat / zilzalehâ / Sarsıntının ses etkisi
Tekrir (tekrar) / mâ’l-kâria /
Dehşeti pekiştirme
Teşhis (canlandırma) / Yerin ağırlıklarını atması (Zilzâl 99/2) / Canlı bir tasvir
İltifat / Gökten yere geçiş (İnfitar, İnşikak) / Dramatik anlatım geçişi

🔹 Netice:
Kur’an’ın kıyamet tasvirleri, sadece bir dehşet sahnesi değil;
tefekkür, ikaz ve imanî bir tecellîdir.
Her kelimesi seçilmiş, ses olarak da mana olarak da insanın ruhunda yankılanır.

******

Şimdi kıyamet sahnelerini Kur’an’ın tabiat unsurları üzerinden — yani güneş, gök, dağ, deniz ve arz (yeryüzü) unsurlarının bilimsel ve hikmetî değişim süreciyle Kur’anî açıdan inceleyelim.
Bu, hem ayetlerin zahirî (dış) hem de derûnî (iç) manasını ortaya koyar.

🌞 1. Güneşin Kararması – (Tekvîr 81/1)

“Güneş dürülüp karardığı zaman.”
(Tekvîr, 81/1 )

🔹 Kur’anî Tasvir:
Güneşin “dürülmesi” (كُوِّرَتْ – kuvvirat) kelimesiyle anlatılır.
Bu, ışığının söndürülmesi, nurlarının toplanması demektir.
🔹 Hikmet ve Bilimsel Yön:
• Güneş’in içinde hidrojen – helyum füzyonu vardır.
Kıyamet vakti geldiğinde, bu enerji dengesi bozulacak ve yıldız kendi içine çökecektir (astrofizikte “white dwarf” veya “black hole” süreci).
• Kur’an’ın “dürülmesi” tabiri, bu çökme (collapse) hâlini tam manasıyla anlatır.
Adeta bir lamba sönmesi gibi nur perdelenir.

• Güneşin sönmesi, zamanın perdesinin kapanmasıdır.
Çünkü “gündüz” güneşle, “gece” onun gizlenmesiyle bilinir.
O kaybolunca, vakit kavramı da yok olur.
Yani ebediyet âleminin başlangıcı olur.

🌌 2. Göklerin Yarılması – (İnfitar 82/1, İnşikak 84/1)
“Gök yarıldığı zaman.”
🔹 Kur’anî Tasvir:
• İnfitar (yarılma) ve inşikak (çatlama) fiilleriyle, semavî düzenin bozulması anlatılır.
• Gökyüzü “itaat eder” (İnşikak 84/2), yani Allah’ın emrine râm olur.
🔹 Hikmet ve Bilimsel Yön:
• Kozmolojide, kâinatın yapısı genişleme üzerinedir (Big Bang).
• “Göğü, gücümüzle Biz kurduk; şüphesiz biz onu genişleticiyiz.” Zâriyât Sûresi(51) 47. Ayet
Kur’an, Enbiyâ 21/30’da “gök ile yer bitişikti, Biz ayırdık” buyurur.
Kıyamet ise bunun tersi, yani çöküş ve kapanma (Big Crunch) sürecidir.
• Semanın “yarılması”, uzay dokusunun parçalanması, çekim alanlarının dağılması manasına gelir.
🔹 Hikmetî Yön:
• Gök, insan için emniyet kubbesidir (Enbiyâ 21/32).
Onun yarılması, bu emniyetin kalkmasıdır.
Böylece mahlûkat, İlâhî kudretin çıplak tecellîsiyle karşılaşır.

🏔️ 3. Dağların Yürütülmesi – (Tekvîr 81/3, Tâhâ 20/105-107)
“Dağlar yürütüldüğü zaman.”
(Tekvîr, 81/3)
“Dağlar savrulup toz duman hâline gelir, yeryüzü dümdüz olur.”
(Tâhâ, 20/105-107 )
🔹 Kur’anî Tasvir:
• Dağlar önce yerlerinden koparılır, sonra savrulur.
• Kimi ayette “atılmış yün gibi” (Kâria 101/5), kimi ayette “duman gibi” (Vâkia 56/5) olur.
🔹 Hikmet ve Bilimsel Yön:
• Dağlar, yer kabuğunun sabitleyicileridir (Nebe 78/6-7).
Yer sarsıntısını dengeler.
Kıyamet anında yer kabuğu kırılacağı için bu denge unsurları da uçucu toz hâline gelir.
• Dağların “yürütülmesi”, tektonik tabakaların tamamen yer değiştirmesi ve kabuk yapısının çözülmesi demektir.
🔹 Hikmetî Yön:
• Dağların kalkması, dünya misafirhanesinin kapatılmasıdır.
Çünkü dağ, istikrar sembolüdür; o gidince fânilik mutlaklaşır.

🌊 4. Denizlerin Kaynatılması – (İnfitar 82/3, Tekvîr 81/6)
“Denizler kaynatıldığı zaman.”
(İnfitar, 82/3 )
🔹 Kur’anî Tasvir:
“Füccirat” fiili kullanılır; fışkırmak, taşmak, kaynamak demektir.
🔹 Hikmet ve Bilimsel Yön:
• Denizlerin kaynaması, yerin ısısının artması, magma tabakasının yüzeye çıkması anlamına gelir.
Bu, jeotermal dengenin tamamen bozulmasıdır.
• Aynı zamanda kutup buzlarının çözülmesi, suların birbirine karışması olarak da yorumlanır.
🔹 Hikmetî Yön:
• Deniz, hayatın kaynağıdır; onun kaynaması, hayatın bitmesidir.
Yani suyun tabiatı (rahmet), artık azaba dönüşmüştür.

🌍 5. Yeryüzünün Devrilmesi ve Ağırlıklarını Atması – (Zilzâl 99/1-2)
“Yeryüzü şiddetle sarsıldığı zaman, ağırlıklarını dışarı çıkardığı zaman.”
🔹 Kur’anî Tasvir:
Yerin “ağırlıkları” (eskâlehâ) — yani ölüler, madenler, sırlar — dışarı atılır.
🔹 Hikmet ve Bilimsel Yön:
• Bu, yerkürenin merkezinde bir enerji patlaması veya çekirdek dengesinin bozulması demektir.
• Depremler, kıyametin küçük misalleridir;
Zilzâl Sûresi, bu “küçük kıyametlerin” bir numûne-i kübrâya dönüşeceğini bildirir.
Büyük kıyamet başlar.
🔹 Hikmetî Yön:
• Dünya, insanı barındıran bir rahim gibidir;
kıyamet günü onu doğurur ve ahirete teslim eder.

🌟 Sonuç:

Kur’an’ın kıyamet tasvirleri, hem fizikî çöküşü hem de metafizik uyanışı anlatır.
Bu sahneler:
• Bilimsel olarak evrenin termodinamik sonunu,
• İmanî olarak ise dünyanın fânîliğini ve ahiretin ebedîliğini gösterir.
“O gün yer, haberlerini anlatır.” (Zilzâl 99/4)
Çünkü o da Allah’ın emriyle konuşur.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
23/10/2025

 

 

Loading

No ResponsesEkim 24th, 2025