BERCESTE VE İZAHI – 106

BERCESTE VE İZAHI – 106

​Hayatın Mana ve Hikmeti Üzerine Bir Enaniyet ve Enbiya Nazarında Bir Tefekkür

​Hayat, insan için bir yolculuktan ibarettir. Bu yolculukta karşımıza türlü sözler, haller ve idrak meseleleri çıkar. Bu meselelere nazar ederken, insanın enesinin ve idrakinin rolü büyük bir ehemmiyet taşır. İnsan, kendi hakikatini ve tabiatın sırlarını keşfettikçe, hayatın manasına daha derin bir açıdan yaklaşır. Bu makalemizde, farklı beyit ve mısranın ihtiva ettiği hikmetlerden yola çıkarak, hayatın hakiki gayesini ve insanın bu gayedeki yerini tasvir etmeye çalışacağız.
​Gayret ve Ulaşma Hikmeti
​İnsanın hedeflerine ulaşmak için göstermesi gereken sebat ve gayreti konu edinir. Beliğ şöyle der:
​Maksûdına sa’y eyle tarîkında bulunca
Deryâya erer âb-ı revân gitse yolunca

​Bu beyit bize, bir gayeye ulaşmak için gösterilmesi gereken gayretin önemini tasvir eder. Şair, bir amaca sahip olan insana, o amacın yolunda çabalamasını ve gayret göstermesini tavsiye eder. Bu tavsiyenin isbatı ise bir su misaliyle verilir. Nasıl ki bir akarsu kendi yolunda sebatla ilerlediğinde muhakkak denize ulaşırsa, insan da kendi gayesi yolunda istikrarlı bir şekilde ilerlediğinde mutlaka hedefine varacaktır. Bu beyit, bir hedefe ulaşmak için sabır, azim ve sürekli bir çabanın gerekli olduğunu vurgular. Tembellik ve atalet, insanı hedeflerinden uzaklaştırır. Bu, aynı zamanda hayatın kendisinin bir seyr ve sülûk olduğunu ve bu yolculukta ilerlemenin bir ön şart olduğunu da ihtiva eder.

​Dünyanın Geçiciliği ve Emel Tuzağı
​Beyitte Lâedri, dünyanın gelip geçiciliğini ve insanı aldatan boş arzulara dikkat çeker:
​Bağlıdır dâmân-ı haşre rîşte-i tûl-ı emel
Hây u hûy-ı ehl-i dünyâ bitmeden dünyâ biter

​Bu beyitte şair, sonsuz arzular ipliğinin kıyamet eteklerine bağlı olduğunu ifade eder. İnsanların bitmek bilmeyen istekleri ve boş uğraşları, onların sonu gelmeyen hayal ve arzularına bağlıdır. Şair, dünya ehlinin hay huyunun, yani boş konuşmalarının ve anlamsız çabalarının daha bitmeden, dünyanın kendisinin sona ereceğini söyler. Bu, insanlara dünyanın geçici bir misafirhane olduğunu ve asıl ahiret hayatına hazırlanmaları gerektiğini hatırlatan bir tenkit ve nasihattir. Dünya malı, makamı ve şöhreti peşinde koşanların, bu arayışları daha tamamlanmadan, kendilerini ebedî bir hayatın kapısında bulacaklarını tasvir eder. Bu beyit, insanları yanılma ve yanlış inançtan uzak durmaya, asıl gayenin ne olduğuna yönelmeye davet eder.

​Ahiret Hazırlığı ve İbadetin Fazileti
​Beyitte Süleyman Çelebi, insanlara hayırlı işler yapmayı ve ahiret için hazırlık yapmayı öğütler:
​Hayr u tâ’ati özüne pîşe kıl
Âhiret ahvâlini endîşe kıl

​Süleyman Çelebi, bu mısralarda insanlara faziletli bir hayat sürmenin yolunu gösterir. İnsan, ahirette başına gelecek olan durumları düşünmeli, bu bakış açısıyla hayırlı işler yapmayı ve ibadeti kendisine bir meslek, bir yaşam biçimi haline getirmelidir. Bu, hayatı sadece bu dünya ile sınırlı görmemek, ebedî hayata hazırlık yapmak demektir. Şair, bu iki mısra ile insanları sadece amel etmeye değil, aynı zamanda bu amellerin neticesini düşünerek şuurlu bir şekilde hayat sürmeye davet eder. Bu, düşünce ve hikmetin sadece teorik bir mesele olmadığını, aynı zamanda pratik bir hayat biçimine dönüşmesi gerektiğini vurgular.

​Gönül Temizliği ve Kaza-i İlahi
​Son beyitte Nigâhî, gönül temizliğinin ehemmiyetine ve Hak’tan gelen her türlü belaya karşı gösterilmesi gereken tavır ve sabırı dile getirir:
​Pâk edüp dil levhini cehd eyle durma âdem ol
Her belâ bir cilvedir Hak’dan bil anı hurrem ol

​Bu beyitte şair, insana önce gönül levhasını temizlemesini ve hakiki bir insan olmayı hedeflemesini öğütler. Gerçek insanlık, iç âlemini nefsani kirlerden arındırmakla başlar. İnsan bu çabayı gösterdikten sonra, başına gelen her belanın Allah’tan gelen bir tecelli ve cilve olduğunu bilmeli, bu durumu bir mutluluk ve huzur vesilesi olarak görmelidir. Bu bakış, bir yanılma değil, imanın bir gereğidir. Kaza-i ilahiyeye rıza göstermek, derûnî bir huzur ve fazilet kaynağıdır. Şair, bu beyitle insanın başına gelen musibetlere karşı zıt bir tavır sergilememesini, aksine onları bir lütuf olarak kabul etmesi gerektiğini tasvir eder. Bu hal, insanın Allah’a olan tevhid ve tevekkül bağını kuvvetlendirir.

​Makalenin Hülasası
​Hayatın manası, derûnî bir yolculuk ve iç terbiye ile ancak anlaşılabilir. Birinci Beyit bir hedefe ulaşmak için sebatın önemini tasvir eder. Ikinci beyit, dünyanın gelip geçici olduğunu ve boş emellerin insanı yoldan çıkardığını tenkit eder. Üçüncü beyit, ahiret hayatına hazırlığın bir fazilet ve hikmet olduğunu vurgular. Son beyit, gönül temizliğinin ve Allah’tan gelen her belaya karşı gösterilecek rızanın, gerçek insanlığın bir delili olduğunu tasvir eder. Bu beyitler, hayatın bir bütün olarak, maddi ve manevi yönleriyle ele alınması gerektiğini ve gerçek mutluluğun, ancak Allah’a yönelmekle bulunabileceğini gösterir. Düşünce ve hikmetin yolunda olan bir insan, hem bu dünyada hem de ahirette huzur ve fazilete ulaşacaktır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
20/10/2025

 

 

Loading

No ResponsesEkim 21st, 2025