VİCDAN KAZANDI – İSRAİL KAYBETTİ
VİCDAN KAZANDI – İSRAİL KAYBETTİ
İsrail yenildi. Geriye büyük bir enkaz ve nefret bırakarak.
Tarihinin en büyük zilletini yaşayarak.
Gazze izzet ve onurunu daha da yüceltti.
İslam’ın ve Müslümanların izzetini korudu, kan ve gözyaşıyla bedel ödeyerek..
Müslümanların ve dünyanın gözünü açıp uyanmasını sağladı.
Dünya vicdanı kazandı.
Dünya ve insanlar tarafını belli etti.
Dünya yeni bir hakikate gebe.
Israil Dünyadan tecrid edildi.
Dünya Yahudi hakimiyeti kırıldı.
Zincirler çözüldü.
Maskeler düştü.
Bin yılda temizleyemeyeceği bir soykırım leke, kan ve gözyaşını geride bıraktı.
Tarihte bir daha lanetle anılmayı hak etti.
İlahi gazabı tescil etti.
70 yıllık işgal anlaşma ile sonlandı,eğer tinetindeki ihaneti tekrar ortaya çıkarmazsa.
******
İSRAİL YENİLDİ: TARİHİN YÜZÜNE ÇALINAN ZİLLETİN BELGESİ
1. “İsrail yenildi.”
Bu cümle yalnızca askerî bir mağlubiyetin değil, ilahî adaletin tecellisinin ilanıdır.
Kur’an buyurur:
“Zalimler nasıl bir inkılapla devrileceklerini yakında bileceklerdir.”
(Şuarâ, 227)
Zulümle yükselen hiçbir güç, adaletin güneşi doğduğunda ayakta kalamaz.
İsrail yenildi; çünkü silahı güçlüydü ama kalbi ölüydü.
Gazze’nin taşları, çocukların sabrı ve annelerin duası karşısında yenildi.
Bu, ilahî bir hesaplaşmanın sessiz zaferidir.
2. “Geriye büyük bir enkaz ve nefret bırakarak.”
Bu enkaz sadece yıkılmış binalar değil, vicdanların harabeye dönmesidir.
İsrail’in zulmü, kendi propagandasını, kendi mitini, kendi “masumiyet” perdesini yıktı.
Artık dünya o “acımasız devleti” değil, “ahlaksız bir gücü” görüyor.
Nefret, onların ruhuna sinen ateştir; o ateş, dışarıda değil, içlerinde yanacaktır.
3. “Tarihinin en büyük zilletini yaşayarak.”
Kur’an, kibirle yürüyen toplumların akıbetini haber verir:
“Allah dilediğini yüceltir, dilediğini alçaltır.”
(Âl-i İmrân, 26)
Zillet, yalnızca yenilgi değildir; hakikatten kopuşun son perdesidir.
İsrail, tanklarının gölgesinde zilleti tattı; çünkü mazluma galebe çalmak değil, mazlumun duasına hedef olmak en büyük hezimettir.
Onlar zafer sandıklarını aslında bir utanç mezarına çevirdiler.
4. “Gazze izzet ve onurunu daha da yüceltti.”
Gazze, modern çağın Kerbelâ’sıdır.
Her damla kanıyla, onurun imanla beslendiğini ispatladı.
Gazze’nin direnişi, “küçük bir belde”nin değil, imanla dolu bir kalbin direnişidir.
Bediüzzaman’ın ifadesiyle:
“İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hadisatın tazyikatından kurtulabilir..
” (Sözler, 23. Söz)
Gazze, işte bu imanın çağımızdaki örneğidir.
5. “İslam’ın ve Müslümanların izzetini korudu, kan ve gözyaşıyla bedel ödeyerek.”
Bazen bir milletin izzeti, bir avuç mü’minin sabrına bağlanır.
Gazze’deki çocuklar, ümmetin onurunu omuzladı.
Kan, o izzetin mühürleridir.
Her şehit, ümmetin alnına çekilmiş bir **“izzet çizgisi”**dir.
Gazze, sadece toprak değil; ümmetin yeniden doğuş rahmidir.
6. “Müslümanların ve dünyanın gözünü açıp uyanmasını sağladı.”
Her musibet bir ikazdır, her zulüm bir uyanışa davettir.
Gazze, İslam dünyasına şunu haykırdı:
“Uykuda kaldığınız her an, bir çocuk daha ölür.”
Artık gaflet perdesi yırtıldı.
Batı’nın çifte standardı, insanlığın önünde teşhir oldu.
Vicdanı olan herkes artık kim zalim, kim mazlum biliyor.
7. “Dünya vicdanı kazandı.”
Bir topluluk mazlum olunca, hakikat onun tarafına geçer.
Gazze’nin yıkımı, insanlığın kalbinde bir diriliş başlattı.
Artık dünya, hakkı savunmanın, insan kalmanın ne olduğunu yeniden hatırlıyor.
Bu zafer, silahla değil, vicdanla kazanılan bir zaferdir.
8. “Dünya ve insanlar tarafını belli etti.”
Artık tarafsızlık bir yalandır.
Ya zulmün yanında, ya mazlumun safında olacaksın.
Gazze, insanlığa bir ayna tuttu:
Kimde insanlık var, kimde çıkar.
Kur’an buyurur:
“Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun.”
(Nisâ, 135)
9. “Dünya yeni bir hakikate gebe.”
Her enkaz, bir dirilişin beşiğidir.
Gazze’nin yıkımı, yeni bir dünyanın doğum sancısıdır.
Bu doğumda acı vardır, kan vardır; ama sonunda adaletin, merhametin ve tevhidin sabahı vardır.
Zulüm duvarları yıkılırken, hakikat güneşi doğuyor.
10. “İsrail dünyadan tecrid edildi.”
Yalanın maskesi düşünce, yalnızlık başlar.
İsrail artık sadece bir devlet değil; zulmün sembolü olarak anılacak.
Ne diplomasi ne medya artık onu temize çıkaramaz.
İnsanlık, onun elinden soğuk bir taş gibi çekiliyor.
11. “Dünya Yahudi hakimiyeti kırıldı.”
Bu, ırka değil, sisteme dair bir cümledir.
Kapitalizmin, medyanın, siyasetin iplerini elinde tutan küresel tahakküm çatladı.
Gazze’nin minarelerinden yükselen ezan, o tahakkümün üzerine manevî bir yıldırım gibi düştü.
Hakimiyet artık para ve propaganda ile değil, hakikat ve sabırla şekillenecek.
12. “Zincirler çözüldü.”
Korku zincirleri…
Sessizlik zincirleri…
Menfaat zincirleri…
Gazze’nin sabrı, bu zincirleri kırdı.
Artık kimse “güçlüye boyun eğmek kaderdir” diyemiyor.
Kader, Allah’a teslimiyetle şekillenir.
13. “Maskeler düştü.”
Her maske, bir hakikati gizlemek içindi.
İnsan hakları, özgürlük, demokrasi diyenlerin yüzü, Gazze’deki çocukların cesetleriyle açığa çıktı.
Artık kimse “medeniyet”i bu kirle örtüp saklayamaz.
Dünya, sahte putlarını kaybetti.
14. “Bin yılda temizleyemeyeceği bir soykırım leke, kan ve gözyaşını geride bıraktı.”
Bu leke, sadece ellerinde değil, ruhlarında kaldı.
O kan, toprağa değil; tarihe işlendi.
Bu soykırım, kendi meşruiyetini kendi eliyle yok etti.
Hiçbir propaganda, o lekeleri silemeyecek.
15. “Tarihte bir daha lanetle anılmayı hak etti.”
Kur’an’da buyurulur:
“Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir.”
(Hûd, 18)
Bu lanet, sadece bir beddua değil; ilahi bir hükümdür.
Firavun’un, Nemrut’un, Ebu Cehil’in kaderi neyse,
artık o da aynı satırda yazılıdır.
16. “İlahi gazabı tescil etti.”
Gazap, zulmün kaçınılmaz sonucudur.
İlahi adalet, gecikse de şaşmaz.
Gazze’deki mazlumların duası, arşa çıkmış, ve Arş’tan cevap gelmiştir:
“ Kafirler (Zalimler) için hazırlanan ateşten sakının.” (Âl-i İmrân, 131 )
Bu, artık tarih değil, kaderin mühürlenmiş sayfasıdır.
17. “70 yıllık işgal anlaşma ile sonlandı, eğer tinetindeki ihaneti tekrar ortaya çıkarmazsa.”
Bu, zahirde bir “barış”tır; ama hakikatte bir imtihan dönümüdür.
Tarihte nice milletler, sözle imtihan oldu, ama niyetleriyle hüküm giydi.
Eğer İsrail tekrar o tinetine dönerse, bu sefer sadece toprak değil, köküyle birlikte kazınacaktır.
Çünkü zulümle abat olan, adaletle imha edilir.
Sonuç:
Gazze kazandı; çünkü iman kazandı.
İsrail yenildi; çünkü zulüm yıkılır.
Dünya değişti; çünkü hakikat yeniden doğdu.
Ve tarih artık yeni bir sahife açtı:
“Zalimlerin saltanatı bitti; mazlumların duası galip geldi.”
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
09/10/2025