UYARILAN PEYGAMBERLER: NEBİLERİN TERBİYESİNDE İLAHÎ HİKMET”

UYARILAN PEYGAMBERLER: NEBİLERİN TERBİYESİNDE İLAHÎ HİKMET”

Peygamberler… Allah’ın seçtiği, vahyin muhatabı, insanlığın en nurlu önderleri.
Fakat Kur’an, onların da bazen uyarıldığını, hatırlatıldığını, terbiye-i İlahiyeden geçtiğini bildirir.
Çünkü peygamberlik, hatasızlık değil; hatada ( Zelle) bile ibret vesilesi olma makamıdır.
Allah, peygamberlerini öyle bir terbiye eder ki, ümmetler o terbiyeden hidayet, hikmet ve edep öğrenirler.
Kur’an’da yer alan bu uyarılar, aslında insanlığa yapılan ikazların en zarif biçimidir.

1. Hz. Âdem: Unutmanın Bedeli ve Tevbenin Hikmeti

İlk insan, ilk peygamber: Âdem (aleyhisselâm).
Cennette bir yasak ağaç… Bir anlık unutuş, bir ebedî ders.
Kur’an şöyle bildirir:
“Andolsun ki daha önce Âdem’e ahit verdik; fakat o unuttu. Biz onda bir kararlılık bulmadık.”
(Tâhâ Sûresi, 20/115)
Ve Allah’ın rahmetiyle tevbesi kabul edildi:
“Derken Âdem, Rabbinden birtakım kelimeler aldı da (onlarla dua etti). Bunun üzerine Rabbi onun tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbesi çok kabul eden, çok merhamet edendir.”
(Bakara Sûresi, 2/37)
Bu uyarı, insan olmanın unutuşla, kurtuluşun ise tevbe ile mümkün olduğunu öğretir.
Âdem’in hatası, düşmanlık değil; insanlık dersi oldu.

2. Hz. Nuh: Merhametin Sınırında İlahi İkaz

Nuh (aleyhisselâm), tufan öncesi iman etmeyen oğluna acıdı, dua etti.
Ama o dua, ilahi hikmetin çizgisini aştı.
“Nuh, Rabbine seslendi: ‘Rabbim! Oğlum da ailemdendir. Senin vaadin elbette gerçektir. Sen hükmedenlerin en adilisin.’
Allah buyurdu: ‘Ey Nuh! O, senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir iş yapmıştır. Öyleyse hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme.’”
(Hûd Sûresi, 11/45-46)
Bu, bir baba yüreğine değil, bir resul kalbine yapılmış ince bir terbiyedir.
Allah, peygamberine bile merhametin ölçüsünü hatırlatmıştır.
Çünkü ilahi adalet, duygudan üstün, hikmetten derindir.

3. Hz. İbrahim: Cehennemlik Kavme Şefkat

İbrahim (aleyhisselâm), kavmine azap geleceği bildirildiğinde, hemen endişelendi:
İbrahim’den korku gidip kendisine müjde gelince, Lût kavmi hakkında (adeta)  bizimle mücadeleye başladı.
Gerçekten de İbrâhim olabildiğince yumuşak huylu ve sabırlı, çokça âh edip inleyen ve kendisini tamâmen Allah’a vermiş birisi idi.
(Melekler dediler ki):  Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin (azap)  emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir!”
(Hûd Sûresi, 11/74-76)
İbrahim, rahmetin zirvesinde bir nebiydi.
Ama bu olay bize şunu öğretir: İlahi emre karşı şefkat, bazen hikmete aykırıdır.
Peygamber bile, Allah’ın hükmü karşısında “susmayı” öğrenir.

4. Hz. Yunus: Aceleciliğin Fırtınası

Yunus (aleyhisselâm), kavminin inkârına dayanamayıp onları terk etti.
Fakat bu ayrılış, emir gelmeden olmuştu.
“Balığın sahibini de an! Hani o öfkeli bir şekilde gitmişti ve kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. Fakat karanlıklar içinde, ‘Senden başka ilah yoktur, Seni tenzih ederim! Gerçekten ben kendime zulmettim’ dedi.”
(Enbiyâ Sûresi, 21/87)
Bir karanlıkta üç karanlık vardı:
Deniz, gece ve balığın karnı…
Ama o karanlıklardan, tevbe ve teslimiyetin nuru doğdu.
Yunus’un hatası, acele etmektir; fakat tevbesi, sabır çağrısı olarak asırlara ışık tutar.

5. Hz. Muhammed (sav): En Yüce Ahlaka Uyarı

Sevgili Peygamberimiz (aleyhissalâtü vesselâm) de, Kur’an’da zaman zaman uyarılmıştır.
Ama bu uyarılar, kusur değil, kudsiyetin tamamlanmasıdır.
“Rabbinden sana vahyedileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O’nun elçiliğini yerine getirmemiş olursun.”
(Mâide Sûresi, 5/67)
“Rabbinin hükmüne sabret, balığın sahibi gibi olma.”
(Kalem Sûresi, 68/48)
Ve en derin hatırlatma:
“(Rasûlüm! Müşrikler akıllarınca seni kandıracak, sana vahyettiğimizi bıraktırıp, onun yerine başka şeyleri bize isnat etmeni sağlayacaklardı. Ancak böyle yaptığın takdirde seni dost edineceklerdi.
Eğer biz sana tam sebât vermemiş olsaydık, onlara çok küçük de olsa bir meyil gösterebilirdin.
O takdirde biz de sana hem yaşarken hem de ölünce kat kat acılar tattırırdık. Sonra bize karşı sana yardım edecek kimseyi de bulamazdın.”
(İsrâ Sûresi, 17/73-75)
Bu uyarılar, Resulullah’ın değil, ümmetinin kalbini titretmek içindir.
Çünkü Allah’ın en sevdiği kul bile uyarılmışsa, kimse kendini güven içinde saymasın.

6. İlahi Terbiye: Peygamberlerin Ortak Okulu

Kur’an, peygamberlere yapılan bu uyarıları bize göstererek şunu bildirir:
Hiçbir beşer mutlak değildir.
İnsan, ne kadar yüksek olursa olsun, Allah’ın terbiyesinden muaf değildir.
Bu sebepledir ki, Allah, Resulüne şöyle buyurur:
“Sana da senden öncekilere de şu gerçek vahyedildi: “Eğer Allah’a ortak koşarsan bütün amellerin kesinlikle boşa gider ve elbette ziyana uğrayanlardan olursun!.”
(Zümer Sûresi, 39/65)
Bu, ulviyetin içindeki ürpertidir.
Allah’ın en sevgili kulları bile, korku ve ümit arasında yaşar.
İşte bu denge, insanlığı helâkten kurtaran hakikat terazisidir.

Son Söz: Uyarılanlar Kurtulanlardır

Kur’an’da hiçbir peygamber, uyarıdan zarar görmemiştir.
Bilakis, o uyarılarla daha da yücelmiş, ümmetine ışık olmuştur.
Çünkü Allah, sevdiklerini ikaz eder.
Uyarı, sevgisizliğin değil; ilahi rahmetin eseridir.
Nitekim Yüce Kitap buyurur:
“Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından (amellerinin) nûrları aydınlatıp gider de, «Ey Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin» derler.”
(Tahrîm Sûresi, 66/8)
Bu, her müminin kulağında yankılanması gereken çağrıdır:
Peygamberler bile uyarıldıysa, biz kim oluyoruz da uyarılmaktan gocunuyoruz?

ÖZET:

Bu makale, Kur’an’da peygamberlere yapılan uyarı ve hatırlatmaları ele alır.
Hz. Âdem’in unutkanlığı, Hz. Nuh’un şefkati, Hz. İbrahim’in merhameti, Hz. Yunus’un aceleciliği ve Hz. Muhammed’in sabırla ilgili uyarıları, ilahi terbiyenin insanı kemale erdirme süreci olarak yorumlanır.
Sonuç olarak, uyarılan peygamberlerin aslında yüceltilen insanlar olduğu vurgulanır.
Allah’ın sevdiği kullar uyarılır; çünkü uyarı, rahmetin inceliğidir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
05/10/2025

Loading

No ResponsesEkim 6th, 2025