TEK BAŞINA YÜRÜYENLER: RUHTAN KABRE, KABİRDEN EBEDİYETE

TEK BAŞINA YÜRÜYENLER: RUHTAN KABRE, KABİRDEN EBEDİYETE

İnsan her ne kadar ictima-i bir varlıkta olsa, herkes kendi yürüyüşünde tektir.
Herkes tekbaşina yola çıkmış, kendi yolunu belirlemiş, bazen arkadaş bulmuş,arkadaş olmuş, ortak noktalar ve havuzlarda bulunmuştur.
Gerçekte yürüyüşünde tektir.
Hedefini belirlemiş, yoluna revan olmuş, yolda yol arkadaşını bulup, onunla yoldaş olmuş.
Sonuç olarak hedefi olan veya olacak olan cennet ve cehennem son durağını bilip seçtiği kendi otobüsü ve koltuğuyla sonlandırmış olmaktadır.
Ruhlar aleminde tek başına sözleşmesinin altına imzasını atmış.
Anne karnında tek başına, bazen kardeşleriyle beraber gelirken hepsi ayrı yolunu belirlemiş, ayrı yollara düşmüşler.
İşte dünyanın farkı; yolların belirlendiği, ayrılıp herkesin yolunu belirleyerek yola ve yoluna revan olduğu imtihan yeri.
Neticede kabre tek başına girilip, tek kişilik bir hesap, sura üfürülmesiyle bölük bölük kabirlerden çıkışlar gerçekleşecektir.
Mahşerde sualde tek başına şahitler huzurunda sorgulanıp, sırat yolculuguyla beraber kendi cennet ve cehennemine gidecek ve girecektir.

******

İnsan, kalabalıklar içinde yaşar, dostlar edinir, cemiyetler kurar, ordularla yürür.
Ama hakikatte, her insan tek başına bir yolcudur.
Doğarken yalnızdır, ölürken yalnızdır; mahşerde hesaba çekilirken de yalnız olacaktır.
İnsan, toplumsal bir varlık olsa da, kendi yürüyüşünde tektir.

1. Ruhlar Âleminde Başlayan Sözleşme

Her insanın hikâyesi, dünyada değil, ezelde başlar.
Ruhlar âleminde Rabbimiz, bütün ruhlara hitap etmişti:
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dediler ki: “Evet, Rabbimizsin, şahit olduk.”
(A’râf Sûresi, 7/172)
İşte orada, herkes kendi imzasını attı.
Hiç kimse bir başkasının yerine “evet” demedi.
O günden beri, her ruh kendi ahdinin yolcusudur.
Bu imza, insanın “tek başına” oluşunun ilk nişanesidir.

2. Anne Karnından Mezara: Ayrılış Başlar

İnsan, ana rahmine düşerken dahi tek bir yolun adayıdır.
Kimi ikiz gelir, kimi üçüz; ama kaderleri ayrı yazılır.
Birinin nefesi diğerine karışmaz, her biri ayrı bir imtihan defteri taşır.
“Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde bir yaratıştan diğerine geçirerek yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur.”
(Zümer Sûresi, 39/6)
Ve o rahimden çıkarken, dünya bir imtihan sahnesidir.
Kimi zengin doğar, kimi yoksul; kimi güçle, kimi zayıflıkla…
Ama her biri tek bir sınav kağıdıyla bu âleme gelir.

3. Dünyada Yol Arkadaşları, Fakat Ayrı Yollar

İnsan, dünyada dostlar edinir, kardeşlerle beraber yürür, cemiyet kurar.
Ama iman, niyet ve yön farklıysa, yol da ayrıdır.
“Her milletin yöneldiği bir kıblesi vardır. Siz hep hayırlı işler yapmada birbirinizle yarışın! Nerede olursanız olun, Allah hepinizi huzurunda bir araya getirecektir. Çünkü Allah’ın her şeye gücü yeter.”
(Bakara Sûresi, 2/148)
Birlikte yürüyenler dahi, kalplerinin yönüne göre ayrılır.
Birinin hedefi rıza-i İlahi, diğerinin hedefi nefistir.
Bu yüzden, yol arkadaşlığı, ancak yön birliğiyle mümkündür.
İnsan, dostlarıyla yoldaş olsa da, hesabında yalnızdır.
“Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkâr, başkasının günah yükünü üslenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz.”
(İsrâ Sûresi, 17/15)

4. Kabir: Tek Kişilik Menzil

Ne zenginlik, ne dostluk, ne şöhret…
Hepsi kabir kapısında kalır.
İnsan, geldiği gibi tek başına gider.
“Andolsun ki, sizi başta nasıl tek tek yaratmışsak, şimdi de tek tek yapayalnız huzurumuza geldiniz ve dünyada size verip hayaline daldırdığımız her şeyi arkanızda bıraktınız. Hani işlerinizi tanzimde Allah’ın ortakları olduğunu ileri sürdüğünüz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz! Onlarla aranızdaki bütün bağlar kopmuş ve sizi kurtaracaklarını sandığınız sahte tanrılar yanınızdan kaybolup gitmiştir.”
(En’âm Sûresi, 6/94)
O kabir, dünyada kiminle olursa olsun, tek kişiliktir.
Yanına yalnızca amelleri girer.
İşte o an, herkes kendi yolculuğunun meyvesini tadacaktır.

5. Sûr Üfürülünce: Bölük Bölük Diriliş

Bir gün, sessizliği bir ses bölecek: Sûr.
Ve her ruh, tek başına dirilecek.
“Sûra ikinci kez üflendi: İşte onlar kabirlerden kalkmış, Rablerinin huzuruna doğru akın akın koşuyorlar.”
(Yâsîn Sûresi, 36/51)
O gün herkes “bölük bölük” değil, tek tek hesaba çağrılacaktır.
Kimi nurlu yüzlerle, kimi kararmış alınlarla yürüyecek.
“Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bağladık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.”
(İsrâ Sûresi, 17/13)
O kitap, ne başkasının elinden alınır, ne de başkasına verilir.
O, kendi yolunun kitabıdır.

6. Mahşer ve Sırat: Tek Başına Yürüyüşün Zirvesi

Mahşer günü, herkes Rabbine dönerken, kimse kimseyi kurtaramaz.
“Öyle ki, o günün dehşetinden dost dostun hâlini sormaz.
Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.”
(Meâric Sûresi, 70/10-14)
O büyük kalabalıkta bile, insan yalnızdır.
Çünkü kurtuluş şahsîdir.
Sırat köprüsü de öyle…
Kiminin geçişi şimşek gibidir, kimininki adım adım, kimininki ise karanlığa düşüş.
“O gün onlardan her birinin başından aşkın bir işi, kendine yetecek bir derdi ve belâsı vardır.”
(Abese Sûresi, 80/37)
Ve nihayet, herkes seçtiği yolun sonuna ulaşır:
Cennet veya cehennem…
O yolun biletini, dünyada kendi elleriyle almıştır.

7. Tekliğin Hikmeti: Hesabın Adaleti

İnsanın bu tek başınalığı, yalnızlık değil; adaletin gereğidir.
Çünkü toplu hesaba çekilseydi, kim haklı kim suçlu belli olmazdı.
Allah, her kulunu kendi vicdanıyla, kendi ameliyle karşılaştıracaktır.
“Her nefis kazandığına karşılık bir rehindir.”
(Müddessir Sûresi, 74/38)
Ve o gün, kimse kimsenin yerine secde edemeyecek.
Ne baba evladını, ne evlat babasını kurtarabilecektir.
“O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar.”
(Abese Sûresi, 80/34-36)
Çünkü o gün, herkes kendi koltuğunda oturacaktır;
dünyada bindiği “hayat otobüsünün” son durağında:
ya Cennet, ya Cehennem.

Son Söz: Tek Başına Yürüyen, Allah’a Dayansın

İnsan, tek başına yürüyecektir; ama yalnız değildir.
Yanında Rabbi, önünde hesabı, ardında emaneti vardır.
“Gerçek şu ki, biz insanı yarattık ve nefsinin ona fısıldadıklarını biliriz. Biz ona şah damarından daha yakınız.”
(Kâf Sûresi, 50/16)
İşte bu yakınlık, yolun ışığıdır.
Kişi, Allah’a dayandığı sürece tek başına yürüse bile yalnız kalmaz.
Çünkü hakiki dost, kalabalıklarda değil, sırat üzerinde elinden tutandır.

ÖZET:

Bu makale, insanın hayat yolculuğunu tek başınalık hakikatiyle anlatır.
Ruhlar âlemindeki sözleşmeden mahşere kadar insan, topluluk içinde yaşasa da, imtihanında, hesabında, kararında yapyalnızdır.
Kur’an ayetleriyle desteklenen bu yürüyüş; tevhid, sorumluluk ve adalet temelleri üzerine kuruludur.
Sonuç olarak:
“İnsan kalabalıklarda yaşar ama ebedî yalnızlığında Allah’la buluşur.”

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
05/10/2025

Loading

No ResponsesEkim 6th, 2025