YARIM KALAN HAYATLAR – SON NEFES –
YARIM KALAN HAYATLAR – SON NEFES –
Aslında tamamlanmış olan var mı ki?
Hep yarım değil mi?
Demek burası sürekli kalma ve sonsuzu tamamlama yeri değil.
Kalıcı değil, göçücü.
Daimi değil, fani
Bekaya açılan kapı.
Yönü ve hedefi belirleyen yol ve köprü.
******
Yarım Kalan Hayatlar – Son Nefesin Sırrı
İnsan hayatına baktığımızda, aslında hiçbir şeyin tam manasıyla tamamlanmadığını görürüz. Kimisi genç yaşta hayallerini yarıda bırakır, kimisi ihtiyarlıkta projelerini bitiremeden göçer. Birinin ilmi yarım kalır, birinin hedefi, birinin yolculuğu, birinin duası… Hangi insana bakılsa, hep yarım kalmış bir hikâye vardır.
Demek ki bu dünya, tamamlanmışlık yeri değildir. Burada hiçbir şey kemâl bulmaz. Çünkü burası fânîdir, geçicidir, bir gölge ve bir misafirhanedir. İnsanın içindeki sonsuzluk arzusu, buradaki yarım kalmışlıklarla törpülenir ve ona şu dersi verir:
“Ey insan! Sen burası için yaratılmadın. Senin kalbinin ebed arzusu, ancak bâkî bir diyarla dolar.”
Kur’ân, bu hakikati hatırlatır:
“Her nefis ölümü tadacaktır. Sonra ancak yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, işte o kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı ise aldatıcı bir metadan başka bir şey değildir.” (Âl-i İmrân, 185)
İnsanın son nefesi, aslında bir son değil, bir başlangıçtır. Buradaki yarım kalan her şey, orada tamam olacaktır. Çünkü burası yol, orası menzil; burası köprü, orası mekân; burası imtihan, orası mükâfat veya ceza yeridir.
Dünyada yapılan hiçbir iş, ne kadar ihtişamlı olursa olsun, tam değildir. Çünkü insanın kalbi, sınırsız bir mutluluğu, bitmez bir huzuru, ebedî bir saadeti ister. İşte bu sonsuzluk isteği, bize fânîliğin damgasını vurur. Bir çocuk oyuncağını yarım bırakır, bir genç ideallerini yarım bırakır, bir ihtiyar ömrünü yarım bırakır. Fakat iman ehli bilir ki: Ahirette yarım kalmış hiçbir şey olmayacaktır. Orada kavuşmalar tam, sevinçler tam, vuslatlar tam olacaktır.
Ölüm, bir “yarım bırakma” değil, bir “tamamlama”dır. Bir ömürlük çabanın meyvesi, son nefeste Rabbine kavuşmakla kemâle erer. Ölüm, hakikatte bir “terhis”tir; vazifeden azat edilip asıl yurda dönmektir.
İbret şudur:
Dünya, yarım kalmış hikâyelerin sergilendiği bir pazardır. Tamamını görmek isteyen, ahirete yönelmelidir. Gerçek mutluluk, son nefesi imanla verip, ebediyet yurduna yürüyebilmektedir. Çünkü asıl hayat, kabirle açılan kapının ardındadır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com