Dünya Bir Misafirhanedir: Hayatın Anlamı ve Sonu
Dünya Bir Misafirhanedir: Hayatın Anlamı ve Sonu
İktibas:
> “Dünya madem fânîdir. Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır. Hem madem dünya sahipsiz değil. Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerim bir Müdebbiri var. Hem madem ne iyilik ve ne fenalık, cezasız kalmayacaktır. Hem madem لاَ يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا sırrınca teklif-i mâlâ yutak yoktur. Hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır. Hem madem dünyevi dostlar ve rütbeler, kabir kapısına kadardır. Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviyeye için bozmasın, malayani şeylerle ömrünü telef etmesin; kendini misafir telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin; selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin.”
> Bediüzzaman Said Nursi / Mektubat – 71
>
İzah ve Açıklama:
Bu kapsamlı metin, insan hayatının temel gerçeklerini ve bu gerçekler doğrultusunda nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini detaylı bir şekilde açıklar.
İlk olarak, dünyanın fani ve ömrün kısa olduğu, ancak yerine getirilmesi gereken lüzumlu vazifelerin çok olduğu belirtilir. Bu, hayatın boşa harcanacak bir oyun alanı olmadığını, aksine ebedi bir hayatın temellerinin atıldığı bir imtihan sahnesi olduğunu vurgular.
İkinci olarak, dünyanın sahipsiz olmadığı, sonsuz hikmet ve cömertlik sahibi bir Müdebbir tarafından idare edildiği ifade edilir. Bu, insanın yaşadığı her şeyin bir anlamı olduğunu ve hiçbir iyiliğin veya kötülüğün cezasız kalmayacağını gösterir. “La yükellifullahu nefsen illa vüs’aha” (Allah hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemez) ayetiyle, ilahi yükümlülüklerin insanı aşan zorluklar olmadığına işaret edilir.
Metnin ana fikri, dünyanın bir misafirhane olduğu ve insanın bu misafirhanede geçici bir misafir olduğu bilincidir. En mutlu ve başarılı kişi, bu gerçeği idrak eden ve hayatını bu doğrultuda şekillendirendir. Böyle bir insan, ahiret için dünyayı, dünyevi hayat için ebedi hayatı feda etmez. Boş ve faydasız şeylerle ömrünü tüketmez, misafirhane sahibinin yani Allah’ın emirlerine göre yaşar. Bu bilinç, kabir kapısını korkuyla değil, selametle açarak ebedi saadete ulaşmanın anahtarıdır.
Çağın Vebası: Fuzulî ve Malayani Meşgaleler
İktibas:
> “MEŞÂGİL-İ DÜNYEVİYE DEDİĞİN, çoğu sana ait olmayan ve fuzuli bir surette karıştığın ve karıştırdığın malayani meşgalelerdir. En elzemini bırakıp güya binler sene ömrün var gibi en lüzumsuz malumat ile vakit geçiriyorsun.”
> (Sözler)
>
İzah ve Açıklama:
Bu söz, modern çağın en büyük problemlerinden biri olan vakit israfını ve gereksiz meşguliyetleri ele alır. “Meşâgil-i dünyeviye” (dünya işleri) olarak adlandırılan bu meşguliyetlerin çoğu, aslında insanın şahsen sorumlu olmadığı veya kendisine bir fayda sağlamayan “fuzulî” ve “malayani” (boş, faydasız) işlerdir. Özellikle günümüzde sosyal medya, internet ve dijital platformlar aracılığıyla insanların, kendileriyle ilgili olmayan binlerce bilgiye boğulduğu, saatlerini bu boş bilgilerle geçirdiği bir çağa işaret eder.
Bu durum, insana verilen en değerli sermayelerden biri olan zamanın nasıl boşa harcandığını gösterir. İnsan, sanki sonsuz bir ömre sahipmiş gibi en lüzumsuz bilgilerle meşgul olurken, aslında kendisine düşen en elzem (en önemli) vazifeleri, yani ibadeti, ahlakı, ilim tahsilini ve hayra hizmeti ihmal eder. Bu söz, okuyucuyu bir nefis muhasebesine davet eder: “Ne ile meşgul oluyorum?”, “Vaktimi neye harcıyorum?” ve “Bu yaptıklarım bana ve ahiretime bir fayda sağlıyor mu?”. Bu sorgulama, insanın hayatına bir yön ve anlam katmasını, lüzumsuz yüklerden arınarak asıl gayesine odaklanmasını sağlar.
Hayat Zorsa, Bir de Bu Fotoğrafa Bak!
İktibas:
> “hayat çok zor derse ona bu fotoğrafı göster.”
>
İzah ve Açıklama:
Bu ifade, hayatın zorluklarından şikâyet edenlere, perspektiflerini değiştirmeyi öğütleyen basit ama etkili bir mesajdır. Mesela bir kişi, yağmur altında, zorlu şartlar altında bir araba dolusu meyveyi itmeye çalışan bir çalışanı tasvir eder. Bu hal, hayatın zorluğunu deneyimleyen ancak pes etmeyen, sabırla ve dirençle ayakta kalmaya çalışan bir insanın sembolüdür.
Bu mesaj, kişiye kendi zorluklarının göreceli olduğunu hatırlatır. Başkalarının daha büyük zorluklar altında nasıl bir mücadele verdiğini görmek, insanın kendi sıkıntıları karşısında şükretmesine ve daha güçlü bir iradeyle direnç göstermesine vesile olur. Hayatın zorluğu kişiden kişiye değişir, ancak mücadele etme ve ayakta kalma iradesi evrensel bir erdemdir.
Bu hal ve tasvir, bir anda kelimelerin anlatamadığı bir ibret dersi sunar: “Senin zor dediğin, belki bir başkasının hayali veya günlük mücadelesidir. Asıl önemli olan, zorluklar karşısında pes etmek değil, o zorluğa karşı dimdik durmaktır.”
Ümmetin Reçetesi: İttihad-ı İslâm
İktibas:
> “Azametli bahtsız bir kıt’anın, şanlı tali’siz bir devletin, değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi; ittihad-ı islâmdır.”
> Mektubat – 468 – Risale-i Nur
>
İzah ve Açıklama:
Bu söz, İslam coğrafyasının ve Müslüman milletlerin içinde bulunduğu durumun derin bir analizini yapar ve kurtuluş reçetesini sunar. “Azametli bahtsız bir kıta,” İslam dünyasını coğrafi ve tarihi olarak kapsayan Asya ve Afrika’yı; “şanlı talihsiz bir devlet,” Osmanlı İmparatorluğu’nu ve mirasçısı olan diğer İslam devletlerini; “değerli sahipsiz bir kavim” ise, sahip olduğu manevi ve kültürel değerlere rağmen günümüzde siyasi ve ekonomik olarak parçalanmış İslam ümmetini ifade eder. Bu üç tabir, geçmişteki ihtişamın ve mevcut sefaletin acı bir resmini çizer.
Ancak, söz sadece tespitle kalmaz, bir de çözüm sunar: “İttihad-ı İslâm”, yani İslam Birliği. Bu birlik, sadece siyasi veya askeri bir birlik değil, aynı zamanda manevi, kültürel ve ahlaki bir birliktir. Müslümanların mezhep, meşrep ve etnik farklılıklarını bir kenara bırakarak, ortak değerler etrafında birleşmeleri ve birlikte hareket etmeleri gerektiği vurgulanır. Bu birlik, Batı’nın ve küresel güçlerin zulmüne, siyasi ve ekonomik sömürüsüne karşı durmanın yegâne yoludur. Söz, bu reçetenin sadece bir öneri değil, içinde bulunulan zor durumdan çıkmanın tek çıkış yolu olduğunu gösterir.
Makale Özeti
Bu makale serisi, farklı metinlerden ilham alarak insan hayatının fani ve ebedi yönlerini, dünya meşgalelerinin tehlikelerini, liderlik ahlakını ve toplumsal sorunlara çözüm önerilerini ele almaktadır. İlk bölümde, dünya hayatının geçiciliği ve asıl amacın ebedi saadete ulaşmak olduğu vurgulanmıştır. İnsan ömrünün kısa, ancak yerine getirilmesi gereken vazifelerin çok olduğu belirtilmiş, bu açıdan rızık gibi konuların ardındaki ilahi hikmet ve rahmet izah edilmiştir.
Diğer kısımda ise, siyasi ve dış cereyanların tefrika oluşturmasına karşı birlik olmanın önemi ve ahireti inkar etmenin mantıksızlığına değinilmiştir.
Son olarak, bu bölümde, dünya hayatının bir misafirhane olduğu, zamanın boş işlerle harcanmaması gerektiği ve İslam dünyasının kurtuluş reçetesinin “İttihad-ı İslâm” olduğu dile getirilmiştir. Makale, tüm bu konuları bir araya getirerek, okuyucuya hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bir bilinç ve sorumluluk aşılamayı amaçlamaktadır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com