Yeryüzünde Cehennem: Gazze, Soykırım ve Küresel İhanet

Yeryüzünde Cehennem: Gazze, Soykırım ve Küresel İhanet

Gazze, iki yıldır süren saldırılarla yeryüzünde bir cehenneme dönüştü. Yüzbinlerce insan açlık, susuzluk, bombardıman ve zorunlu göç arasında ölümle yaşamın en ince çizgisinde kalmış durumda. Birleşmiş Milletler Raportörü Francesca Albanese, İsrail saldırılarında ölenlerin resmi rakamlarla 65 bini bulduğunu, ancak bağımsız araştırmacıların bu sayının 680 bine ulaştığını iddia ettiğini belirterek insanlığın önünde duran soykırım gerçeğini gözler önüne seriyor.
Bu vahşete rağmen, katillerin ortaklığı sürüyor. ABD, işgalci İsrail’e 6 milyar dolarlık yeni silah satışı hazırlığı yapıyor. Apache helikopterleri ve binlerce zırhlı araçla soykırım daha da kurumsallaştırılıyor. Batı dünyasının “demokrasi” maskesi altında zulme nasıl açık çek verdiği artık gizlenemez bir gerçektir.
Öte yandan teknoloji devleri de bu vahşetin finansörleri olarak sahnede. Jerusalem Post gazetesinin ifşasıyla, Sam Altman’dan Zuckerberg’e, Dell’den Sergey Brin’e kadar birçok küresel şirket kurucusunun ve iş insanının İsrail’e milyonlar akıttığı ortaya çıktı. Soykırımın finansmanında parmağı olan bu isimler, insanlığı teknolojileriyle değil, zulme ortaklıklarıyla esir alıyor. Bu tablo bize, modern dünyanın göbekten siyonizme bağlandığını, “dijital medeniyet” adı altında yeni bir kölelik düzeni kurulduğunu gösteriyor.
Bütün bu karanlık tabloya rağmen bir umut ışığı da belirdi: BM Genel Kurulu’nda Fransa, İngiltere, İspanya, Portekiz ve birçok ülke Filistin Devleti’ni resmen tanıdı. Londra’da Filistin bayrağı göndere çekildi, Paris’te Macron tarihi bir karar açıkladı. İsrail temsilcilerinin oturduğu boş ve yırtık koltuklar, işgalci zihniyetin dünyadaki çöküşünü sembolize etti.
Aynı anda Küresel Sumud Filosu, denizleri aşarak Gazze ablukasını kırmaya yelken açtı. Bu, yalnızca bir insani yardım girişimi değil, insanlığın iradesini ortaya koyan büyük bir meydan okumadır. İspanya Başbakanı Sanchez’in BM’de “Soykırım mağduru bir halkla iki devletli çözüm mümkün değildir” sözleri, tarihe düşülen bir kayıt olarak zulmün gerçek yüzünü ifşa etti.
Türkiye’nin UNESCO fonuna ilk destek veren ülke olması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz yalnızca rükûda eğiliriz, secdede diz çökeriz” çıkışı, mazlumların yanında yer almanın sadece siyasi değil, ahlakî bir sorumluluk olduğunu dünyaya hatırlatıyor.
Bugün Gazze’de çocuklar bir ölümden diğerine sürükleniyor; “hızlı ölüm” olan bombardıman ile “yavaş ölüm” olan açlık ve göç arasında seçime zorlanıyor. İnsanlık, bu tablo karşısında ya sessizliğiyle suç ortağı olacak ya da ittihad-ı İslâm ve küresel adalet hareketleriyle bu karanlığı yırtacak.
Tarihin önümüzde açtığı bu sahne nettir:
• Zulmün arkasında Batı ve küresel sermaye var.
• Mazlumun umudu ise dayanışma, adalet ve ittihad-ı İslâm’dadır.
Gazze bize sadece bir coğrafya değil, insanlığın vicdanıdır. Bugün Gazze’de dökülen kan, yarın dünyanın kalbine akacaktır. Eğer insanlık bu soykırıma “dur” demezse, modern medeniyetin bütün vitrini kanlı bir maskeden ibaret kalacaktır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

Loading

No ResponsesEylül 24th, 2025