Gazze: İnsanlığın Vicdanında Kapanmayan Yara

Gazze: İnsanlığın Vicdanında Kapanmayan Yara

• yüzyılın kalbinde, insanlığın gözleri önünde tarihin en büyük utanç sayfalarından biri yazılıyor. Gazze, iki buçuk milyon insanın yaşadığı küçük bir toprak parçası olmaktan öte, çağımızın vicdan terazisidir. Burada yaşananlar yalnızca Filistin halkına değil, tüm insanlığa ayna tutmaktadır.

Çöken Vicdan, Çöken Düzen

Birleşmiş Milletler’in 80. yılında, kuruluş felsefesi olan “barışı korumak” ilkesi, Gazze’nin yıkıntıları altında gömülmüş durumda. BM Raportörü Francesca Albanese’nin raporu, vahşetin büyüklüğünü gözler önüne seriyor: 65 bin kesin ölü, ama akademisyenlere göre gerçekte 680 bin kayıp. Bunların 380 bini beş yaş altı masum bebekler. Bu sayı yalnızca bir istatistik değil; insanlığın kanlı sicilinde bir kara lekedir.
Gazze’de hastaneler yıkılıyor, çocuklar anestezisiz ameliyat ediliyor, yüz binler sakat kalıyor. Evler, camiler, kütüphaneler, hatta zeytin ağaçları dahi hedef alınıyor. İsrail’in uyguladığı bu strateji, “sadece insanı değil, hayatı da yok etme” politikasıdır.

Batı’nın İkiyüzlülüğü

Ne yazık ki bu soykırım sadece İsrail’in suçu değildir. Fon sağlayan, silah gönderen, diplomatik kalkan olan ABD ve Avrupa devletleri de bu suça ortaktır. Holokost’tan ders çıkarıldığını iddia eden Batı, bugün Gazze’deki yeni soykırıma gözlerini kapatmakla kalmıyor, destek veriyor.
Gazze’deki ölümler karşısında sessiz kalanlar, Ruanda ve Bosna’da olduğu gibi tarihin utanç listesine yazılmaktadır. İnsanlığın ortak değerleri, “veto zulmü”nün gölgesinde birer birer yok edilmektedir.

Dünya Çapında Çatlayan Sessizlik

İngiliz müzisyen Alexi Murdoch’un “Game Over Israel” kampanyası, İspanya’nın İsrail’e silah ambargosu, Brezilya’nın soykırım davasına katılması, dünyanın dört bir yanında milyonların sokaklara çıkması… Bunlar, sessizliğin çatladığını gösteren işaretlerdir. Fakat yeterli değildir. Çünkü her geçen gün Gazze’de bir çocuk daha ölmekte, bir anne daha evladını toprağa gömmektedir.

Türkiye’nin Çağrısı: Tarihi Sorumluluk

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki konuşması, “Gazze’de insanlık ölüyor” haykırışı, tarihe bir kayıt olarak geçti. MHP Lideri Bahçeli’nin “askerî seçenek dahil ültimatom zamanı geldi” sözleri, Türkiye’nin sabrının tükendiğini ilan etti. İslam ülkelerine “Kudüs Paktı” önerisi, bölgesel bir güvenlik mimarisi arayışını gündeme taşıdı. Bu, artık sadece Filistin’in değil, bütün İslam dünyasının güvenlik meselesidir.

Sonuç: Gazze İnsanlığın Turnusol Kağıdıdır

Gazze’de olup bitenler bir savaş değil, tek taraflı bir katliamdır. Tarih boyunca Moğol istilaları, Haçlı seferleri, dünya savaşları yaşandı. Fakat bugünkü tablo, insanlığın tüm ilerlemesine rağmen, en vahşi yöntemlerle işlenen bir toplu kıyımı temsil ediyor.
Bugün Gazze’ye sessiz kalanlar, yarın kendi şehirlerinin yıkılışına da sessiz kalacaklardır. Çünkü zulüm, engellenmediğinde yayılır.
Gazze, sadece Filistin’in değil, insanlığın geleceğidir.
Ya insanlık Gazze’de yeniden dirilecek, ya da Gazze insanlığın mezarı olacaktır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

Loading

No ResponsesEylül 24th, 2025