İsrail ve ABD: Yalnızlaşmanın Eşiğinde Bir Ortaklık

İsrail ve ABD: Yalnızlaşmanın Eşiğinde Bir Ortaklık

Gazze’de aylardır süren katliamlar, işgal ve zorunlu göç politikaları, İsrail’i yalnızca bölge halklarının değil, dünya kamuoyunun da vicdanında mahkûm etmiştir. ABD ise bu zulmün en büyük destekçisi olarak aynı kaderi paylaşmaktadır. Gün geçtikçe artan uluslararası tepkiler, İsrail ve ABD’yi yalnızlaştırmakta; içeride ise toplumsal çalkantılar giderek büyümektedir.

Kudüs ve İşgal Politikaları

İsrail’in son olarak Batı Şeria’da bazı köy ve mahallelere giriş-çıkışları Filistinliler için izne bağlaması, işgalin yeni bir boyutunu gözler önüne sermektedir. Kudüs üzerindeki bu baskıcı uygulamalar, “kutsal şehri” uluslararası çatışmaların merkezine taşımaktadır.

Türkiye Faktörü ve İsrail’in Yeni Tehdit Algısı

ABD’li eski istihbarat subayı Scott Ritter’ın açıklamaları, İsrail’in artık en büyük tehdit olarak İran’ı değil, Türkiye’yi gördüğünü ortaya koymaktadır. Suriye’de bir “tampon bölge” planı ise, İsrail’in Türkiye ile doğrudan bir karşılaşmadan korktuğunu göstermektedir. Bu durum, Türkiye’nin bölgesel güç olarak yükselişini teyit eden bir gelişmedir.

Toplumsal Tepkiler ve Sanat Dünyası

Gazze’deki soykırıma karşı yalnızca siyaset değil, sanat ve toplum da tepki göstermektedir. Bingöl’de sahne alan sanatçı Alişan’ın, Hülya Koçyiğit’in ve yüzlerce doktorun sabah namazı buluşmasının ortak mesajı aynıdır: Zulme karşı sessiz kalmamak. Bu tepkiler, dünyanın dört bir yanında vicdanların harekete geçtiğinin göstergesidir.

İsrail ve ABD’nin İçeriden Çöküşü

Tel Aviv’de savaşın son bulması için yapılan protestolar, İsrail’deki huzursuzluğu ortaya koymaktadır. ABD’de ise Gazze politikasına karşı giderek büyüyen toplumsal muhalefet dikkat çekmektedir. Zulme ortaklık, yalnızca dışarıda değil içeride de büyük bir çürüme doğurmaktadır.

Teknoloji Şirketleri ve Propaganda

Google’ın İsrail ile yaptığı propaganda anlaşması, teknolojinin nasıl bir “savaş aracı” olarak kullanıldığını ortaya koymaktadır. Ancak bu girişimler, gerçeği gizleyememektedir. Zira Gazze’de yaşananlar, dünyanın dört bir yanında milyonların gözleri önündedir.

Erdoğan ve BM Genel Kurulu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’de Gazze soykırımını gündeme taşıyacak olması, Türkiye’nin diplomatik alanda da Filistin’in en güçlü savunucusu haline geldiğini göstermektedir. Bu süreçte Filistin’i tanıyan devletlerin artması beklenmektedir.

Sonuç: İlahi Adalet ve Tarihî Dönüm Noktası

Gazze’de katledilen bebeklerin, açlığa mahkûm edilen halkın feryadı arşa yükselmiştir. Tarih, zulüm imparatorluklarının çöktüğüne defalarca şahit olmuştur. İsrail ve ABD’nin içine düştüğü yalnızlaşma ve çürüme, bu zulmün bedelinin ağır olacağının işaretidir. Ebâbil kuşları misali, mazlumların duası ve sebatı, zalimlerin sonunu getirecektir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

Loading

No ResponsesEylül 22nd, 2025