Zalimlerin Sonu ve Müslümanların İttihadı

Zalimlerin Sonu ve Müslümanların İttihadı
Gazze’de akan kan, sadece İsrail’in zulmünü değil, aynı zamanda İslam dünyasının dağınıklığını da gözler önüne seriyor. Tarih tekerrürden ibarettir: Dün Firavun, Nemrud, Moğol ve Haçlı vardı; bugün Netanyahu ve arkasındaki Batı. Zulmün yüzü değişti ama karakteri değişmedi.
Kur’an’ın tasviri nettir:
“O, iş başına geçti mi, yeryüzünde fesat çıkarmaya, ekinleri tahrip etmeye ve nesilleri bozup yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.” (Bakara, 205)
Bugün Gazze’de hedef alınan çocuk hastaneleri, dün Moğol’un yaktığı medreselerden farksızdır. Zalimler hep aynı suçu işler, fakat sonunda aynı akıbete uğrar. Firavun denizde boğuldu, Hitler intihar etti, Moğollar İslam’a teslim oldu. Netanyahu’nun sonu da aynı olacaktır.
Asıl mesele, Müslümanların parçalanmışlığıdır. Hz. Peygamber’in (sav) haber verdiği üzere, “çok fakat sel köpüğü gibi dağınık” bir ümmet halindeyiz. Oysa tarih bize Selahaddin Eyyubi’yi, Osmanlı’nın Haçlılara karşı birliğini, Bedir’de saf tutan müminleri hatırlatıyor: Zafer, ittihattadır.
Bugün farz-ı ayın olan görev, İttihad-ı İslam’dır. Siyasi, askerî ve ekonomik bir birlik kurulmadıkça mazlumların gözyaşı dinmeyecek. Bediüzzaman’ın dediği gibi:
“Müslümanların en büyük düşmanı cehalet, zaruret ve ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı marifet, san’at ve ittihadla cihad edeceğiz.”
Unutmayalım: Zalimler birleşmişken, Müslümanların dağınık kalması zilletin sebebidir. Çözüm bellidir: İttihad, ittihad, ittihad…
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesEylül 18th, 2025