Siyaset, efkârın âleminde bir şeytandır; istiaze edilmeli!

Siyaset, efkârın âleminde bir şeytandır; istiaze edilmeli! 

   Siyaset-i medeni, ekserin rahatına feda eder ekalli. Belki ekall-i zalim, kendine kurban eder ekserîn-i avamı.

   Adalet-i Kur’anî; tek masumun hayatı, kanı heder göremez, onu feda edemez değil ekseriyete, hattâ nev’in umumu…

   Âyet-i

مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ

iki sırr-ı azîmi vaz’ediyor nazara. Biri: Mahz-ı adalet. Bu düstur-u azîmi

   Ki fert ile cemaat, şahıs ile nev-i beşer, kudret nasıl bir görür; adalet-i İlahî, ikisine bir bakar. Bir sünnet-i daimî.

   Şahs-ı vâhid, hakkını kendi feda ediyor. Lâkin feda edilmez, hattâ umum insana. Onun iptal-i hakkı hem irâka-i demi,

   Hem zeval-i ismeti iptal-i hakk-ı nev’in hem ismet-i beşerin mislidir hem naziri. İkinci sırrı budur: Hodgâmî bir âdemî

   Hırs ve heves yolunda bir masumu öldürse, eğer elinden gelse, hevesine mani ise harap eder dünyayı, imha eder benî-Âdem’i.

* * * 

1 — Siyasetin mahiyeti ve tehlikesi

Metin özeti:

> “Siyaset, efkârın âleminde bir şeytandır; istiaze edilmeli!”

İzah:

Burada “siyaset” özellikle modern, medeni siyaset anlamında kullanılmıştır ve çoğunlukla insanların heves ve hırslarıyla yönlendirildiği bir alan olarak tasvir edilmiştir.

Siyaset, çoğunluğun rahatını sağlamak uğruna azınlık haklarını feda edebilir, veya azınlık, çoğunluğa zarar verecek şekilde davranabilir. Bu, adaletsizliğin sistematik hâlini gösterir.

Risale-i Nur’da, siyasetin nefis ve şeytani bir araç olarak kullanılabileceği vurgulanır; insanlar siyaseti hakka ve adalete hizmet için değil, kendi çıkarları için kullanırsa, sonuç felakettir.

Bu nedenle “istiaze edilmeli” ifadesiyle, siyaset konusunda Allah’a sığınmak, yani adaletsizliğe ve zulme karşı korunmak gerektiği hatırlatılır.

2 — Adalet-i Kur’ânî ve fert hakları

Metin özeti:

> Adalet-i Kur’ânî, tek bir masum insanın hayatını veya kanını çoğunluğa veya topluma feda edemez.

İzah:

Metin, Âyet-i Kerime’den:

مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ

(Kim bir canı, kimsesiz bir hak olmadan öldürürse…)

Bu âyet, adaletin mahiyetini ve ferdin haklarının dokunulmazlığını gösterir.

İki sır ortaya konur:

  1. Mahz-ı adalet: Allah, fert ile cemaat arasındaki farkı gözetir; fert hakları asla çoğunluğa feda edilemez.
  2. Hırs ve hevesin tehlikesi: Bir kişi hırs veya hevesi uğruna masumu öldürürse, bu yalnızca o fert için değil, bütün insanlık için felakete sebep olur.

Bu yaklaşım, her fert bir değerdir, bir bireyin hakkı ihlal edilemez ve Allah’ın adaleti, fert ve toplumu eşit şekilde gözetir mesajını taşır.

3 — Fert ve cemaat dengesinin önemi

Metin, ferdin hakkını feda etmesinin sadece bireysel değil, tüm insanlık üzerinde etkisi olduğunu vurgular:

Ferdin hakkının ihlali, nev-i beşer (insanlık türü) açısından da felaket oluşturur.

Siyaset yoluyla çoğunluğa hizmet ederken azınlık haklarının ihmal edilmesi, toplumda adaletsizlik ve huzursuzluğun kaynağı olur.

Bu, toplumun ahlaki dengesi ve Allah’ın adaleti açısından kabul edilemez bir durumdur.

4 — Hırs ve hevesin tehlikesi

Metin, bireysel hırs ve hevesin masum insanlara zarar vermesi durumunu özellikle vurgular:

Hırs yolunda bir masum öldürülürse, bu hem dünyayı harap eder hem insanlığı imha eder.

Bu, siyasetin kontrolsüzlüğüne ve nefis merkezli davranışlara dikkat çekmektedir.

Risale-i Nur perspektifinde, ahlaki ve dini ölçülerden sapmış her siyaset, toplumsal felakete yol açar.

5 — Hikmet ve dersler

  1. Siyaset tehlikeli bir araçtır: İnsanların çıkarına göre şekillenir; bu yüzden Allah’a sığınmak gerekir.
  2. Fert hakları dokunulmazdır: Adalet, sadece çoğunluğun değil, bireylerin de haklarını gözetir.
  3. Hırs ve heves felaket doğurur: Bir kişinin nefsi uğruna yapılan zulüm, toplumu ve insanlığı etkiler.
  4. Kur’anî ölçüler her zaman geçerlidir: Siyasetin, ahlakın ve toplum düzeninin ölçütü Allah’ın adaletidir.

6 — Özet

Siyaset, çoğunluğun çıkarı uğruna azınlığı feda edebilecek bir güçtür; bu nedenle dikkatle yaklaşılmalıdır.

Allah’ın adaleti, fert ve cemaatin haklarını eşit ve dokunulmaz kabul eder.

Hırs ve hevesle yapılan her ihlal, yalnızca bireysel değil, toplumsal ve tür olarak felakete yol açar.

Şeriat ve Kur’an ölçüleri, siyaseti ve toplum düzenini adalet ve hakkaniyetle yönetmek için bir rehberdir.

*****

Metin, siyasetin şeytani bir doğası olduğunu ve Kur’an’ın adalet anlayışının, modern siyasetin adaletsizliğine üstün olduğunu ele alıyor. Ana tema, siyasetin çoğunluğun rahatı için azınlığı feda etmesi ve bireyin hırsı uğruna masumların hayatına zarar vermesi gibi sorunlara karşı, Kur’an’ın mahz-ı adalet (tam adalet) anlayışını vurgulamaktır.

### **Siyaset, Efkârın Âleminde Bir Şeytandır; İstiaze Edilmeli!**

**Metin:**
> Siyaset, efkârın âleminde bir şeytandır; istiaze edilmeli!
> Siyaset-i medeni, ekserin rahatına feda eder ekalli. Belki ekall-i zalim, kendine kurban eder ekserîn-i avamı.
> Adalet-i Kur’anî; tek masumun hayatı, kanı heder göremez, onu feda edemez değil ekseriyete, hattâ nev’in umumu…
> Âyet-i
> مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ
> iki sırr-ı azîmi vaz’ediyor nazara. Biri: Mahz-ı adalet. Bu düstur-u azîmi
> Ki fert ile cemaat, şahıs ile nev-i beşer, kudret nasıl bir görür; adalet-i İlahî, ikisine bir bakar. Bir sünnet-i daimî.
> Şahs-ı vâhid, hakkını kendi feda ediyor. Lâkin feda edilmez, hattâ umum insana. Onun iptal-i hakkı hem irâka-i demi,
> Hem zeval-i ismeti iptal-i hakk-ı nev’in hem ismet-i beşerin mislidir hem naziri. İkinci sırrı budur: Hodgâmî bir âdemî
> Hırs ve heves yolunda bir masumu öldürse, eğer elinden gelse, hevesine mani ise harap eder dünyayı, imha eder benî-Âdem’i.

**İzah:**
Bu bölüm, siyasetin şeytani bir doğası olduğunu, modern medeni siyasetin adaletsizliğini ve Kur’an’ın adalet anlayışının üstünlüğünü ele alıyor. Kur’an’daki bir ayet üzerinden, bireyin hayatının ve masumiyetinin kutsal olduğu, hiçbir gerekçeyle feda edilemeyeceği vurgulanıyor.

  1. **“Siyaset, efkârın âleminde bir şeytandır; istiaze edilmeli!”**: Siyaset, fikirlerin ve düşüncelerin dünyasında (efkârın âleminde) bir şeytandır ve ondan Allah’a sığınılmalıdır (istiaze edilmeli). Bu ifade, siyasetin genellikle hile, çıkar çatışması ve adaletsizlikle dolu olduğunu ve insanı hakikatten saptırabileceğini belirtir. Müslümanlar, siyasetin aldatıcı cazibesinden korunmak için Allah’a sığınmalıdır.
  2. **“Siyaset-i medeni, ekserin rahatına feda eder ekalli”**: Modern medeni siyaset, çoğunluğun (ekserin) rahatı için azınlığı (ekalli) feda eder. Bu, modern siyasetin pragmatik yaklaşımını eleştirir; çoğunluğun çıkarı için bireylerin hakları göz ardı edilir.
  3. **“Belki ekall-i zalim, kendine kurban eder ekserîn-i avamı”**: Daha kötüsü, zalim bir azınlık (ekall-i zalim), kendi çıkarları için halkın çoğunluğunu (ekserîn-i avam) kurban edebilir. Bu, modern siyasi sistemlerdeki elitist ve sömürücü yapıyı eleştirir. Güçlü bir azınlık, halkı kendi menfaatleri için kullanır.
  4. **“Adalet-i Kur’anî; tek masumun hayatı, kanı heder göremez, onu feda edemez değil ekseriyete, hattâ nev’in umumu…”**: Kur’an’ın adaleti (adalet-i Kur’anî), tek bir masumun hayatını ve kanını heder (boşa) göremez. Bu masum, ne çoğunluk (ekseriyet) için ne de insanlığın bütünü (nev’in umumu) için feda edilebilir. Kur’an, bireyin hayatını kutsal sayar ve hiçbir gerekçeyle feda edilmesine izin vermez.
  5. **“Âyet-i مَنْ قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ iki sırr-ı azîmi vaz’ediyor nazara”**: Maide Suresi 32. ayet, “Kim, bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış bir nefsi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir” anlamıyla iki büyük sırrı ortaya koyar:
    – **Birinci sır: Mahz-ı adalet (tam adalet)**: İlahi adalet, fert ile cemaati, birey ile insanlığı aynı şekilde görür. Allah’ın kudreti, birey ile toplumu eşit tutar; bir sünnet-i daimî (sürekli bir ilahi kanun) olarak, bir masumun hayatı, insanlığın tümü kadar değerlidir.
    – **İkinci sır: Hodgâmlık ve hırsın tehlikesi**: Bireyin bencilliği (hodgâmlık) ve hevesi uğruna bir masumu öldürmesi, eğer mümkün olsaydı, dünyayı harap edecek ve insanlığı yok edecek bir felakete yol açardı.
  6. **“Ki fert ile cemaat, şahıs ile nev-i beşer, kudret nasıl bir görür; adalet-i İlahî, ikisine bir bakar. Bir sünnet-i daimî”**: Allah’ın kudreti ve adaleti, bireyi (fert) ve toplumu (cemaat), şahsı ve insanlığı (nev-i beşer) eşit görür. Bu, ilahi adaletin evrensel bir kanunudur (sünnet-i daimî). Bir masumun hayatı, tüm insanlık kadar önemlidir.
  7. **“Şahs-ı vâhid, hakkını kendi feda ediyor. Lâkin feda edilmez, hattâ umum insana”**: Bir birey, kendi hakkını gönüllü olarak feda edebilir (örneğin, Allah yolunda şehadet). Ancak başkası, onun hakkını veya hayatını, insanlığın tümü için bile olsa feda edemez. Bu, bireyin hayatının ve masumiyetinin kutsal olduğunu gösterir.
  8. **“Onun iptal-i hakkı hem irâka-i demi, hem zeval-i ismeti iptal-i hakk-ı nev’in hem ismet-i beşerin mislidir hem naziri”**: Bir masumun hakkının iptali, kanının dökülmesi (irâka-i demi) ve masumiyetinin yok edilmesi (zeval-i ismeti), insanlığın tümünün hakkının ve masumiyetinin iptali gibidir. Bu, bireyin hayatının, insanlığın tümüyle eşdeğer olduğunu vurgular.
  9. **“İkinci sırrı budur: Hodgâmî bir âdemî hırs ve heves yolunda bir masumu öldürse, eğer elinden gelse, hevesine mani ise harap eder dünyayı, imha eder benî-Âdem’i”**: İkinci sır, bencilliğin (hodgâmlık) ve hırsın tehlikesidir. Bir insan, hevesi uğruna bir masumu öldürürse, bu bencillik, eğer engellenmezse, dünyayı harap edecek ve insanlığı yok edecek bir felakete dönüşebilir. Bu, bireysel bencilliğin toplumsal yıkıma yol açabileceğini gösterir.

**Genel Mesaj**: Siyaset, fikir dünyasında bir şeytan gibidir ve ondan Allah’a sığınmak gerekir. Modern medeni siyaset, çoğunluğun rahatı için azınlığı, hatta zalim bir azınlık için halkı feda eder. Ancak Kur’an’ın adaleti, tek bir masumun hayatını bile feda edilemez görür. Maide Suresi 32. ayet, bu adaleti ve bencilliğin tehlikesini ortaya koyar. Müslümanlar, siyasetin aldatıcı doğasından uzak durmalı ve Kur’an’ın adalet anlayışına bağlı kalmalıdır.

### **Genel Değerlendirme ve Sonuç**
Bu metin, Risale-i Nur’un temel temalarından birini, yani Kur’an’ın adalet anlayışını ve modern siyasetin adaletsizliğini ele alır. Ana noktalar şunlardır:
1. **Siyasetin Şeytani Doğası**: Siyaset, fikir dünyasında bir şeytan gibidir ve çoğunluğun rahatı için azınlığı, hatta zalim bir azınlık için halkı feda eder. Müslümanlar, siyasetin bu aldatıcı doğasından Allah’a sığınmalıdır.
2. **Kur’an’ın Adaleti**: Kur’an, tek bir masumun hayatını insanlığın tümü kadar değerli görür. Maide Suresi 32. ayet, bu mahz-ı adaleti (tam adaleti) ve bencilliğin tehlikesini ortaya koyar.
3. **Bencilliğin Felaketi**: Hodgâmlık ve hırs, bir masumun hayatına kıymaya yol açarsa, bu, dünyayı harap edecek bir felakete dönüşebilir.

Bu metin, Müslümanlara siyasetin tehlikelerinden uzak durmayı, Kur’an’ın adalet anlayışına bağlı kalmayı ve bireysel bencillikten sakınmayı öğütler. Modern siyasetin pragmatik ve adaletsiz yapısına karşı, Kur’an’ın bireyin hayatını kutsal sayan evrensel adalet anlayışını öne çıkarır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesEylül 17th, 2025