Hayat-ı ihtilal; mevt-i zekât, hayat-ı ribadan çıkmış

Hayat-ı ihtilal; mevt-i zekât, hayat-ı ribadan çıkmış 

   Bi’l-cümle ihtilalat, bütün herc ü fesadat hem asıl hem madeni; rezail ve seyyiat, bütün fâsid hasletler,

   Muharrik ve menbaı iki kelimedir tek yahut iki kelâmdır. Birincisi şudur ki: “Ben tok olsam, başkalar

   Acından ölse neme lâzım!” İkincisi: “Rahatım için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim. Benden yemek, senden emekler!”

   Birinci kelimede olan semm-i kātili hem kökünü kesecek, şâfî deva olacak tek bir devası vardır.

   O da zekât-ı şer’î ki bir rükn-ü İslâm’dır. İkinci kelimede, zakkum-şecer münderic. Onun ırkını kesecek, ribanın hurmetidir.

   Beşer salah isterse, hayatını severse zekâtı vaz’etmeli, ribayı kaldırmalı.

* * * 

Beşer hayatını isterse enva-ı ribayı öldürmeli 

   Tabaka-i havastan tabaka-i avama sıla-i rahim kopmuştur. Aşağıdan fırlıyor

   Sadâ-yı ihtilalî, vaveylâ-yı intikamî, kin ü hased enîni… Yukarıdan iniyor

   Zulüm ve tahkir ateşi, tekebbürün sıkleti, tahakküm sâıkası… Aşağıdan çıkmalı

   Tahabbüb ve itaat, hürmet ve hem imtisal. Fakat merhamet ve ihsan yukarıdan inmeli,

   Hem şefkat ve terbiye… Beşer bunu isterse sarılmalı zekâta, ribayı tard etmeli.

   Kur’an’ın adaleti bab-ı âlemde durup ribaya der: “Yasaktır! Hakkın yoktur, dönmeli!”

   Dinlemedi bu emri, beşer yedi bir sille. Müdhişini yemeden bu emri dinlemeli.

*******

Bu metin, Bediüzzaman’ın Risale-i Nur üslubuyla sosyal adalet, iktisat ve insanî hayatın ahlâkî temellerini işleyen önemli bir pasajdır.

1 — Hayat-ı ihtilal; mevt-i zekât, hayat-ı ribadan çıkmış

Metin özeti:

> Bi’l-cümle ihtilalat, bütün herc ü fesadat hem asıl hem madeni; rezail ve seyyiat, bütün fâsid hasletler, muharrik ve menbaı iki kelimedir:

  1. “Ben tok olsam, başkaları acından ölse ne mâlâzım!”
  2. “Rahatım için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim. Benden yemek, senden emekler!”

    İzah:

“Hayat-ı ihtilal”: Toplumdaki kaos, anarşi, adaletsizlik ve sosyal huzursuzluk.

“Mevt-i zekât, hayat-ı ribadan çıkmış”: Zekât uygulanmazsa, riba (faiz, haksız kazanç) yayılırsa toplumun hayatı bozulur. Zekât sosyal hayatın “can suyu” iken, riba zehir gibidir.

İki temel kötülük kaynağı:

  1. Bencillik ve egoizm: “Ben tok olsam, başkası acı çekse ne mâlâzım!”

Sosyal sorumluluğun yokluğu; yoksula duyarsızlık.

Çözümü: Zekât ve infak, bireyi bu egoizmden kurtarır.

  1. Haksız kazanç ve sömürü: “Rahatım için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim.”

Toplumsal adaletsizlik, emeğin çalınması, riba ve sömürü.

Çözümü: Ribayı kaldırmak, emeğe saygı göstermek.

Derinlik:

İnsanî hayatın bozulması iki kaynaktan gelir: bireysel bencillik ve yapısal sömürü. Her ikisi de fâsid hasletlerdir; yani hem kötü alışkanlık hem de toplumsal kötülük üretir.

Güncel örnekler:

Gelir adaletsizliği, kapitalist sömürü düzeninde işçiye ödenmeyen haklar.

Sosyal yardımlaşmanın yokluğu; zekât veya hayır kurumlarının etkin kullanılmaması sonucu yoksulluk ve suça sebep olabilecek boşluklar.

2 — Beşer hayatını isterse enva-ı ribayı öldürmeli

Metin özeti:

> Tabaka-i havastan tabaka-i avama sıla-i rahim kopmuştur. Aşağıdan fırlıyor kin, haset, intikam… Yukarıdan iniyor zulüm, tekebbür, tahakküm…
Tahabbüb ve itaat, hürmet ve imtisal; merhamet ve ihsan yukarıdan gelmeli.
Beşer bunu isterse sarılmalı zekâta, ribayı tâd etmeli.

İzah:

Sosyal hayat iki yönlüdür:

Aşağıdan yukarıya: Kin, haset, intikam ve sosyal huzursuzluk.

Yukarıdan aşağıya: Zulüm, tekebbür, tahakküm ve adaletsizlik.

Çözüm:

Merhamet ve ihsan, yani “hayır” ve toplumsal sorumluluk yukarıdan aşağıya gelmeli.

Bireyler, zekât ve infak ile bu zinciri kırmalı; riba ve sömürüyü kaldırmalı.

Derinlik:

Ekonomik adalet ve zekât toplumsal barışın temelidir.

Riba ve haksız kazanç sadece bireysel günah değil, toplumsal huzursuzluğun köküdür.

Kur’an’ın emirleri, adaleti temin eden sınırlar koyar: “Yasaktır! Hakkın yoktur, dönmeli!” (Riba yasakları).

Güncel örnekler:

Yolsuzluk ve riba yoluyla zenginleşen elitler → toplumda sosyal nefret ve huzursuzluk artar.

Zekât ve sosyal yardım mekanizmaları, alt tabakaların hayatını kolaylaştırarak adalet zincirini sağlar.

3 — Tefsirî ve hikmetli dersler

  1. Zekâtın sosyal işlevi:

Sadece ibadet değil, toplumun can suyu. Fakir ile zengin arasındaki uçurumu kapatır, kin ve intikamı azaltır.

  1. Riba ve sömürü:

Toplumdaki en ciddi ihtilafların kaynağıdır. İnsanlar emeğe saygı göstermez, bireysel çıkar için başkasını sömürür.

  1. Toplumsal akış:

Aşağıdan yukarıya kin → devlete baskı ve şiddet.

Yukarıdan aşağıya zulüm → halkın fakirleşmesi ve huzursuzluğu.

Çözüm: Merhamet ve adalet yukarıdan inmelidir, bireyler de zekât ve ihsan ile katkıda bulunmalıdır.

  1. Bireysel sorumluluk:

Zengin, sadece tok olmayı düşünmemeli; fakiri gözetmeli.

Çalışan emeğinin karşılığını almalı; sömürü yasaklanmalı.

  1. Toplumsal düzen ve Kur’an emri:

Kur’an zekâtı ve ribayı düzenleyici emirler olarak verir; bunları uygulamak, hem bireysel hem toplumsal huzuru sağlar.

Uymayan toplum, “yedi bir sille” yani acı ve zararla karşılaşır; bunun mecazî ve fiilî boyutu vardır.

4 — Pratik çıkarımlar

Birey: Zekât ve infak ile hem nefsi terbiye eder hem toplumun huzuruna katkı sağlar.

Toplum: Riba ve sömürünün önlenmesi, ekonomik adaletin sağlanması, barışın ve güvenin temeli.

Devlet: Zekât mekanizmalarını etkin kılmalı, riba ve haksız kazancı sınırlamalıdır.

Manevî bakış: Sosyal sorumluluk ve merhamet, sadece bireyden değil, toplumsal zincirden başlar; yöneticiler ve liderler bu adaleti hayata geçirmelidir.

*****

Metin, iki ana bölüme ayrılıyor:

  1. **Hayat-ı ihtilal; mevt-i zekât, hayat-ı ribadan çıkmış**: Toplumsal kargaşa (ihtilal), zekâtın ihmali ve ribanın (faizin) yaygınlaşmasından kaynaklanır.
    2. **Beşer hayatını isterse enva-ı ribayı öldürmeli**: İnsanlık huzur ve adalet istiyorsa, zekâtı uygulamalı ve ribayı kaldırmalıdır.

### **1. Hayat-ı İhtilal; Mevt-i Zekât, Hayat-ı Ribadan Çıkmış**

**Metin:**
> Hayat-ı ihtilal; mevt-i zekât, hayat-ı ribadan çıkmış
> Bi’l-cümle ihtilalat, bütün herc ü fesadat hem asıl hem madeni; rezail ve seyyiat, bütün fâsid hasletler,
> Muharrik ve menbaı iki kelimedir tek yahut iki kelâmdır. Birincisi şudur ki: “Ben tok olsam, başkalar
> Acından ölse neme lâzım!” İkincisi: “Rahatım için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim. Benden yemek, senden emekler!”
> Birinci kelimede olan semm-i kātili hem kökünü kesecek, şâfî deva olacak tek bir devası vardır.
> O da zekât-ı şer’î ki bir rükn-ü İslâm’dır. İkinci kelimede, zakkum-şecer münderic. Onun ırkını kesecek, ribanın hurmetidir.
> Beşer salah isterse, hayatını severse zekâtı vaz’etmeli, ribayı kaldırmalı.

**İzah:**
Bu bölüm, toplumsal kargaşa ve ahlaki çöküşün (ihtilal, herc ü fesad) temel nedenlerini ele alıyor. Zekâtın ihmali ve ribanın (faizin) yaygınlaşması, bu sorunların ana kaynağı olarak görülüyor. Çözüm ise zekâtın uygulanması ve ribanın kaldırılmasıdır.

  1. **“Hayat-ı ihtilal; mevt-i zekât, hayat-ı ribadan çıkmış”**: Toplumdaki kargaşa ve isyan (hayat-ı ihtilal), zekâtın ölmesi (mevt-i zekât) ve ribanın (faizin) yaygınlaşmasından (hayat-ı riba) kaynaklanır. Zekât, İslam’ın sosyal adalet sisteminin temel taşıdır ve zengin ile fakir arasında denge sağlar. Ancak zekâtın uygulanmaması, toplumda eşitsizlik ve huzursuzluk doğurur. Riba ise servetin belirli ellerde toplanmasına yol açarak adaletsizliği körükler.
  2. **“Bi’l-cümle ihtilalat, bütün herc ü fesadat hem asıl hem madeni; rezail ve seyyiat, bütün fâsid hasletler, muharrik ve menbaı iki kelimedir tek yahut iki kelâmdır”**: Toplumdaki tüm kargaşalar (ihtilalat), düzensizlikler (herc ü fesad), ahlaksızlıklar (rezail) ve kötü huylar (fâsid hasletler), iki temel söz veya düşünceden kaynaklanır. Bu iki kelime, toplumsal sorunların kökenini oluşturur.
  3. **Birinci kelime: “Ben tok olsam, başkalar acından ölse neme lâzım!”**: Bu, bencilliği ve duyarsızlığı ifade eder. Zenginlerin fakirlerin açlığına kayıtsız kalması, toplumsal adaletsizliğin ve kargaşanın temel nedenlerinden biridir. Bu düşünce, zekâtın uygulanmamasının bir yansımasıdır.
  4. **İkinci kelime: “Rahatım için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim. Benden yemek, senden emekler!”**: Bu, sömürüyü ve emeğin istismarını ifade eder. Zenginlerin, fakirlerin emeğini sömürerek rahat bir hayat sürmesi, ribanın (faizin) bir sonucudur. Faiz, emeği değil, parayı çalıştırarak adaletsiz bir kazanç sağlar.
  5. **“Birinci kelimede olan semm-i kātili hem kökünü kesecek, şâfî deva olacak tek bir devası vardır. O da zekât-ı şer’î ki bir rükn-ü İslâm’dır”**: Birinci kelimedeki “öldürücü zehir” (semm-i kâtil), bencillik ve duyarsızlıktır. Bunun çaresi, İslam’ın beş temel şartından biri olan zekâttır. Zekât, zenginlerin mallarını fakirlerle paylaşmasını sağlar, böylece toplumsal dengeyi ve adaleti korur.
  6. **“İkinci kelimede, zakkum-şecer münderic. Onun ırkını kesecek, ribanın hurmetidir”**: İkinci kelimede, “zakkum ağacı” gibi zehirli bir kötülük (sömürü ve faiz) saklıdır. Bunun kökü, ribanın haram kılınmasıyla kesilir. İslam, ribayı kesin bir şekilde yasaklar, çünkü faiz adaletsizliği ve sömürüyü körükler.
  7. **“Beşer salah isterse, hayatını severse zekâtı vaz’etmeli, ribayı kaldırmalı”**: İnsanlık huzur ve selamet (salah) istiyorsa, hayatını sürdürmek ve korumak istiyorsa, zekâtı uygulamalı ve ribayı kaldırmalıdır. Zekât, toplumsal dayanışmayı sağlar; riba ise toplumu böler ve eşitsizliği artırır.

**Genel Mesaj**: Toplumdaki kargaşa, ahlaki çöküş ve adaletsizlik, zekâtın ihmali ve ribanın yaygınlaşmasından kaynaklanır. Bu sorunların kökeni, bencillik (“Ben tok olsam, başkalar acından ölse neme lâzım”) ve sömürü (“Sen çalış, ben yiyeyim”) düşünceleridir. Çözüm, zekâtı uygulamak ve ribayı kaldırmaktır.

### **2. Beşer Hayatını İsterse Enva-ı Ribayı Öldürmeli**

**Metin:**
> Beşer hayatını isterse enva-ı ribayı öldürmeli
> Tabaka-i havastan tabaka-i avama sıla-i rahim kopmuştur. Aşağıdan fırlıyor
> Sadâ-yı ihtilalî, vaveylâ-yı intikamî, kin ü hased enîni… Yukarıdan iniyor
> Zulüm ve tahkir ateşi, tekebbürün sıkleti, tahakküm sâıkası… Aşağıdan çıkmalı
> Tahabbüb ve itaat, hürmet ve hem imtisal. Fakat merhamet ve ihsan yukarıdan inmeli,
> Hem şefkat ve terbiye… Beşer bunu isterse sarılmalı zekâta, ribayı tard etmeli.
> Kur’an’ın adaleti bab-ı âlemde durup ribaya der: “Yasaktır! Hakkın yoktur, dönmeli!”
> Dinlemedi bu emri, beşer yedi bir sille. (*) Müdhişini yemeden bu emri dinlemeli.

**İzah:**
Bu bölüm, toplumsal sınıflar arasındaki kopukluğu, bu kopukluğun yol açtığı kargaşayı ve çözüm olarak zekâtı uygulama ve ribayı kaldırma gerekliliğini ele alıyor. Ana fikir, Kur’an’ın adaletinin ribayı yasakladığını ve insanlığın bu emre uyması gerektiğini vurgulamaktır.

  1. **“Beşer hayatını isterse enva-ı ribayı öldürmeli”**: İnsanlık, huzurlu bir hayat istiyorsa, her türden ribayı (faizi) ortadan kaldırmalıdır. Riba, toplumsal adaletsizliğin ve eşitsizliğin temel nedenlerinden biridir.
  2. **“Tabaka-i havastan tabaka-i avama sıla-i rahim kopmuştur”**: Seçkinler (havas) ile halk (avam) arasındaki bağ (sıla-i rahim) kopmuştur. Bu, toplumsal sınıflar arasında dayanışma ve kardeşliğin kaybolduğunu ifade eder. Zenginler ve fakirler arasındaki uçurum, toplumsal huzursuzluğa yol açar.
  3. **“Aşağıdan fırlıyor sadâ-yı ihtilalî, vaveylâ-yı intikamî, kin ü hased enîni”**: Fakirlerden (aşağıdan) isyan sesleri (sadâ-yı ihtilalî), intikam çığlıkları (vaveylâ-yı intikamî) ve kin ile hasedin inlemeleri yükselir. Bu, ezilen kesimlerin adaletsizliğe karşı öfkeli bir tepki gösterdiğini ifade eder.
  4. **“Yukarıdan iniyor zulüm ve tahkir ateşi, tekebbürün sıkleti, tahakküm sâıkası”**: Zenginlerden ve seçkinlerden (yukarıdan) ise zulüm, aşağılama (tahkir), kibir (tekebbür) ve baskı (tahakküm) iner. Bu, seçkinlerin halkı ezdiğini ve kibirli bir tavır sergilediğini gösterir.
  5. **“Aşağıdan çıkmalı tahabbüb ve itaat, hürmet ve hem imtisal. Fakat merhamet ve ihsan yukarıdan inmeli, hem şefkat ve terbiye”**: Toplumun düzeni için fakirler (aşağıdan) sevgi (tahabbüb), itaat, hürmet ve uyma (imtisal) göstermelidir. Ancak zenginler ve seçkinler (yukarıdan) merhamet, ihsan (iyilik), şefkat ve terbiye sunmalıdır. Bu, karşılıklı bir toplumsal dengeyi ifade eder: Fakirler saygı gösterir, zenginler ise yardım ve şefkatle yaklaşır.
  6. **“Beşer bunu isterse sarılmalı zekâta, ribayı tard etmeli”**: İnsanlık bu düzeni istiyorsa, zekâta sarılmalı ve ribayı kovmalıdır (tard etmeli). Zekât, zengin ile fakir arasında köprü kurar; riba ise bu köprüyü yıkar.
  7. **“Kur’an’ın adaleti bab-ı âlemde durup ribaya der: ‘Yasaktır! Hakkın yoktur, dönmeli!’”**: Kur’an’ın adaleti, dünyanın kapısında durur ve ribaya “Yasaktır! Senin hakkın yok, geri dön!” der. Kur’an, ribayı açıkça haram kılmış ve adaletsiz olduğunu ilan etmiştir.
  8. **“Dinlemedi bu emri, beşer yedi bir sille. (*) Müdhişini yemeden bu emri dinlemeli”**: İnsanlık, Kur’an’ın ribayı yasaklama emrine uymadı ve bunun sonucunda bir “sille” (cezalandırma) yedi. Daha büyük ve korkunç bir ceza (müdhiş sille) gelmeden, insanlık bu emre uymalıdır. Bu, ribanın yol açtığı ekonomik ve toplumsal krizlere işaret eder.

**Genel Mesaj**: Toplumdaki sınıfsal kopukluk, isyan ve adaletsizlik, zekâtın ihmali ve ribanın yaygınlaşmasından kaynaklanır. Kur’an, ribayı yasaklar ve zekâtı emreder. İnsanlık, huzur ve adalet istiyorsa, bu ilahi emirlere uymalıdır. Aksi takdirde, ribanın yol açtığı krizler ve cezalar kaçınılmazdır.

### **Genel Değerlendirme ve Sonuç**
Bu metin, Risale-i Nur’un temel temalarını yansıtan derin bir tefekkür sunar:
1. **Zekât ve Riba**: Toplumsal kargaşa ve ahlaki çöküş, zekâtın ihmali ve ribanın yaygınlaşmasından kaynaklanır. Zekât, bencilliği ve adaletsizliği önler; riba ise sömürüyü ve eşitsizliği körükler.
2. **Toplumsal Denge**: Seçkinler ile avam arasında kopan bağ, isyan ve zulme yol açar. Fakirler saygı ve itaat göstermeli, zenginler ise merhamet ve ihsan sunmalıdır. Bu denge, zekâtla sağlanır ve ribayla bozulur.
3. **Kur’an’ın Adaleti**: Kur’an, ribayı yasaklayarak adaleti emreder. İnsanlık, bu emre uymazsa cezalandırılır.

Bu metin, Müslümanlara zekâtın ve ribanın toplumsal etkilerini anlamayı, Kur’an’ın adalet sistemine uymayı ve bencillik ile sömürüden sakınmayı öğütler. Aynı zamanda, modern dünyanın faiz temelli ekonomik sistemine karşı bir eleştiri sunar ve İslam’ın sosyal adalet modelini vurgular.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesEylül 17th, 2025