Çatırdayan Düzen ve Türkiye’ye Yönelen Hücumlar
Çatırdayan Düzen ve Türkiye’ye Yönelen Hücumlar
Son yüzyıldır Türkiye üzerinde oynanan oyunların özü, yalnızca bir ülkenin iç dengelerini sarsmak değil, aynı zamanda İslam dünyasının kalbi sayılabilecek bir milleti yönlendirmek ve kontrol altında tutmaktır. Bugün içeride ve dışarıda görülen saldırıların, entrikaların, kışkırtmaların temelinde bu tarihi arka plan yatmaktadır.
Osmanlı’nın Yıkılışı ve Yeni Düzenin Kuruluşu
Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılışı, yalnızca bir devletin tarihten silinmesi değil, Batı için büyük bir fırsattı. Çünkü Osmanlı’nın çöküşüyle beraber İslam dünyası sahipsiz bırakılacak, Batı merkezli bir düzen kurulacaktı. Bu yeni düzenin temeli laiklik adı altında dine karşı mesafe, İslam düşmanlığı ve milli kimliği zayıflatma üzerine inşa edildi.
Cumhuriyet Dönemi Politikaları: Din ile Halkın Arasına Set
Geçmişte, dini değerleri zayıflatmak adına eğitimden kültüre kadar birçok alanda baskıcı uygulamalar yürürlüğe konuldu. Ezanın Türkçeleştirilmesi, Kur’an öğretiminin yasaklanması, tekkelerin kapatılması ve dindar kesimin dışlanması, aslında milletin ruhunu kurutmayı hedefleyen politikalardı. Bu uygulamalar Batı’nın da desteğiyle yürütüldü; çünkü güçlü bir Türkiye’nin, İslam dünyasının liderliğini yeniden üstlenmesinden endişe ediliyordu.
Soğuk Savaş ve Vesayet Dönemi
Türkiye, NATO’ya girerek Batı’nın askeri ve siyasi kanatları arasına alındı. Ancak bu ittifak, Türkiye’ye güvenlik sağlama kisvesi altında vesayet sistemini derinleştirdi. Darbeler, muhtıralar, ekonomik baskılar hep bu düzenin devamı için devreye sokuldu. Laiklik, irtica, bölücülük gibi kavramlar sürekli ısıtılarak piyasaya sürüldü; toplum sürekli kutuplaştırıldı.
PKK, FETÖ ve Taşeron Yapılar
1980 sonrası Türkiye’nin başına bela edilen PKK, aslında bölgesel bir taşeron örgüttü. Türkiye’nin enerjisini, gücünü, kaynaklarını tüketmek için planlandı. Aynı şekilde FETÖ yapılanması da dini bir cemaat görüntüsü altında Batı’nın “arka kapı operasyonu” olarak büyütüldü. Amaç, gerektiğinde Türkiye’nin en mahrem noktalarını felç edecek bir güç hazırlamaktı.
Bugün: Çatırdayan Düzen
Artık bu yüz yıllık düzen eskisi gibi işlemiyor. Türkiye’nin kendi silahlarını üretmesi, bağımsız dış politika hamleleri, İslam dünyasında yeniden bir merkez olma iddiası, Batı’nın planlarını bozuyor. Bu yüzden saldırılar hem içeriden hem dışarıdan artıyor. İsrail’in, ABD’nin ve Avrupa’daki odakların Türkiye karşıtlığı tesadüf değil; bu, “düzeni kaybetme korkusunun” yansımasıdır.
İbretler ve Dersler
Geçmişte “irtica” diyerek dindar halkın üzerine yürüyenler, bugün aynı senaryoları “terör” ve “radikallik” kavramlarıyla yeniden piyasaya sürüyor. Dün ezanı susturan zihniyet, bugün de aynı ruhla, farklı maskelerle ortaya çıkıyor. Ancak değişmeyen hakikat şudur: Ne laiklik sopasıyla, ne de taşeron örgütlerle Türkiye’yi istedikleri gibi dizayn edemiyorlar.
Sonuç: Direniş ve Uyanış
Bugün yaşanan hücumlar aslında zayıflığın değil, bir direnişin işaretidir. Çünkü çatırdayan düzen, sona yaklaşmıştır. Millet, tarihinden ve imanından aldığı güçle bu oyunları aşma kararlılığını göstermektedir. Bu süreç, yalnızca Türkiye için değil, tüm İslam dünyası için yeni bir uyanış dönemini haber vermektedir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com