Allah’ın rahmet ve gazabından fazla tahassüs hatadır

Allah’ın rahmet ve gazabından fazla tahassüs hatadır 

   Allah’ın rahmetinden fazla rahmet edilmez. Allah’ın gazabından fazla gazap edilmez.

   Öyle ise işi bırak o Âdil-i Rahîm’e. Fazla şefkat elemdir, fazla gazap zemîme…

* * * 

İsraf sefahetin, sefahet sefaletin kapısıdır 

   Ey müsrifli kardeşim! Tagaddi noktasında bir iken iki lokma; bir lokma bir kuruşa, bir lokma on kuruşa.

   Hem ağza girmeden hem boğazdan geçtikten, müsavi bir olurlar. Yalnız ağızda, o da kaç saniyede bîhuşe verir nûşe.

   Zevkî bir fark bulunur, daim onu aldatır o kuvve-i zaika; bedene hem mideye kapıcı, müfettişe.

   Onun tesiri menfî, müsbet değil! Vazife yalnız kapıcıyı taltif ve memnun etmek! Nûş verirsin o bîhuşe

   Aslî vazifesinde onu müşevveş etmek, tek bir kuruş yerine on bir kuruşu vermek, olur şeytanî pîşe.

   İsrafın en sefihi, tebzirin en sakîmi, bir tarzdır bir çeşidi; heves etme bu işe…

* * * 

1 — Allah’ın rahmet ve gazabından fazla tahassüs hatadır

Metin özeti:

> “Allah’ın rahmetinden fazla rahmet edilmez. Allah’ın gazabından fazla gazap edilmez.”

İzah:

İnsan bazen Allah’ın rahmeti veya gazabı üzerinde kendi takdirini ve müdahalesini artırmak ister. Bu, yani fazla şefkat veya fazla gazap göstermek, hatalı bir tutumdur.

Allah, Âdil ve Rahîmtir; O’nun hikmeti ve ölçüsü, her zaman en doğru ölçüdür. İnsan kendi aşırı tahakküm ve şefkatini kullanırsa, işin doğal akışını bozar, hem kendine hem çevresine zarar verir.

Bu, Risale-i Nur’da sıkça işlenen bir prensiptir: “İşleri Allah’a bırak, O’nun kudreti ve hikmeti yetmez mi?”

Örnekle açıklama:

Bir kişi, başkasına yardım ederken aşırıya kaçarsa, niyeti iyi olsa da sonuçta hem kendisi hem karşısındakiler için zararlı olur.

Aynı şekilde öfke ve gazapta ölçüyü aşmak, hem toplumsal hem ruhsal düzeni bozar.

2 — İsraf: sefahetin ve sefaletin kapısı

Metin özeti:

> “İsraf sefahetin, sefahet sefaletin kapısıdır.”

İzah:

İsraf, gereksiz, ölçüsüz ve hoyratça harcama anlamına gelir.

Risale-i Nur’da özellikle maddî hususlarda ölçülü olmak, hem nefsi hem toplumu korumak açısından önemlidir.

Örneğin, bir lokmanın bir kuruşa veya on kuruşa mal olması, bedende ve mideye etkisi açısından fark yaratmaz, ama müsriflik ve aşırı zevk arayışı insanı yanlış yola sürükler.

Açıklamalar:

İsraf, sadece mal kaybı değildir; aynı zamanda nefsin sefahate yönelmesi ve ruhsal çöküntü kapısını açar.

Bedensel ve maddî ölçü, aslında Allah’ın koyduğu bir düzeni gözetmektir.

Fazla ve gereksiz harcama, hem nefsin zaafını besler hem de şeytani tesirleri artırır.

3 — Fazla şefkat ve gazap, israf ve sefahatin paralelliği

İnsan ölçüyü aşarsa, hem rahmet hem gazap, hem sefahet hem de israf boyutunda hata yapar.

Risale-i Nur burada “ölçülü olma, ihsan ve şefkatte aşırılıktan kaçınma” mesajını verir.

İnsan, fazlasını yapmak isterse, zararın ve eksikliğin farkında olmalıdır; çünkü gerçek fayda, ölçülü ve hikmetli davranmakla ortaya çıkar.

4 — Pratik dersler

  1. İşleri Allah’a bırak: İnsan kendi aşırı şefkat veya gazabıyla işleri bozmasın.
  2. Ölçülü olun: Maddî ve bedensel ihtiyaçlarda, ihtiyacın ötesine geçmek sefahate ve sefalete yol açar.
  3. Nefs ve toplum için denge: İsraf hem bireye hem topluma zarar verir; ölçü ve hikmet her zaman kurtarıcıdır.
  4. Aşırılıktan kaçınmak: Fazla şefkat, fazla gazap, fazla israf hepsi hatadır; her birinin ölçüsü Allah tarafından belirlenmiştir.

Özet:

Allah’ın rahmeti ve gazabı, doğru ölçüdedir; insanın kendi aşırı tahakkümü hatadır.

İsraf, hem maddî hem ruhsal sefaletin kapısıdır.

Ölçülü, dengeli ve hikmetli olmak, nefsin, toplumun ve Allah’ın hikmetinin korunmasını sağlar.

Risale-i Nur’un mesajı: Her işte ölçülü ve Allah’a tevekküllü ol, aşırılıktan kaçın.

*****

Metin, iki ana bölüme ayrılıyor:

  1. **Allah’ın rahmet ve gazabından fazla tahassüs hatadır**: Allah’ın rahmet ve gazabını aşacak şekilde aşırı şefkat veya gazap göstermek hatadır; her şeyi Âdil-i Rahîm’e bırakmak gerekir.
    2. **İsraf sefahetin, sefahet sefaletin kapısıdır**: İsrafın, sefahate ve nihayetinde sefalete yol açtığı, özellikle lezzet peşinde koşmanın şeytani bir tuzak olduğu.

Her bir bölümü ayrı ayrı, geniş ve detaylı bir şekilde izah edelim.

### **1. Allah’ın Rahmet ve Gazabından Fazla Tahassüs Hatadır**

**Metin:**
> Allah’ın rahmet ve gazabından fazla tahassüs hatadır
> Allah’ın rahmetinden fazla rahmet edilmez. Allah’ın gazabından fazla gazap edilmez.
> Öyle ise işi bırak o Âdil-i Rahîm’e. Fazla şefkat elemdir, fazla gazap zemîme…

**İzah:**
Bu bölüm, insanın Allah’ın rahmet ve gazabını aşacak şekilde duygularını (tahassüs) aşırıya kaçırmasının hata olduğunu ele alıyor. Müslüman, her şeyi Allah’ın adaletine ve merhametine teslim etmelidir.

  1. **“Allah’ın rahmet ve gazabından fazla tahassüs hatadır”**: Allah’ın rahmet ve gazabına uygun olmayan bir şekilde aşırı hassasiyet göstermek (tahassüs), bir hatadır. İnsan, Allah’ın merhamet ve gazabının sınırlarını aşmamalı, O’nun adaletine uygun davranmalıdır.
  2. **“Allah’ın rahmetinden fazla rahmet edilmez”**: Allah’ın rahmetinden daha fazla merhamet göstermek mümkün değildir. Örneğin, Allah’ın cezalandırmayı uygun gördüğü bir durumda, insan aşırı şefkatle bu cezayı yok saymaya kalkışırsa, bu hata olur ve adaleti zedeler.
  3. **“Allah’ın gazabından fazla gazap edilmez”**: Aynı şekilde, Allah’ın gazabından daha fazla gazap göstermek de yanlıştır. Örneğin, bir suçluya Allah’ın belirlediği cezadan daha ağır bir tepki göstermek, adaletsizliğe ve zulme yol açar.
  4. **“Öyle ise işi bırak o Âdil-i Rahîm’e”**: Müslüman, her şeyi Adil ve Merhametli olan Allah’a (Âdil-i Rahîm) bırakmalıdır. İnsan, kendi duygularıyla değil, Allah’ın adalet ve merhamet ölçüleriyle hareket etmelidir.
  5. **“Fazla şefkat elemdir, fazla gazap zemîme…”**: Aşırı şefkat (fazla şefkat), eleme (üzüntüye) yol açar; çünkü bu, adaleti ihlal edebilir ve yanlış kararlara sebep olabilir. Aşırı gazap (fazla gazap) ise zemîmedir (kınanmış, yerilmiş bir davranıştır), çünkü zulme ve haksızlığa yol açar.

**Genel Mesaj**: İnsan, Allah’ın rahmet ve gazabını aşacak şekilde duygularını aşırıya kaçırmamalıdır. Her şeyi Allah’ın adaletine ve merhametine teslim etmek, hem bireysel hem toplumsal huzuru sağlar. Aşırı şefkat ve gazap, adaleti bozar ve zararlı sonuçlar doğurur.

### **2. İsraf Sefahetin, Sefahet Sefaletin Kapısıdır**

**Metin:**
> İsraf sefahetin, sefahet sefaletin kapısıdır
> Ey müsrifli kardeşim! Tagaddi noktasında bir iken iki lokma; bir lokma bir kuruşa, bir lokma on kuruşa.
> Hem ağza girmeden hem boğazdan geçtikten, müsavi bir olurlar. Yalnız ağızda, o da kaç saniyede bîhuşe verir nûşe.
> Zevkî bir fark bulunur, daim onu aldatır o kuvve-i zaika; bedene hem mideye kapıcı, müfettişe.
> Onun tesiri menfî, müsbet değil! Vazife yalnız kapıcıyı taltif ve memnun etmek! Nûş verirsin o bîhuşe
> Aslî vazifesinde onu müşevveş etmek, tek bir kuruş yerine on bir kuruşu vermek, olur şeytanî pîşe.
> İsrafın en sefihi, tebzirin en sakîmi, bir tarzdır bir çeşidi; heves etme bu işe…

**İzah:**
Bu bölüm, israfın sefahate (ahlaksızlığa), sefahatin ise sefalete (yoksulluğa) yol açtığını ele alıyor. İnsan, lezzet peşinde koşarak israfa düşer ve bu, şeytani bir tuzaktır. Özellikle tat alma duyusu (kuvve-i zaika) üzerinden israfın anlamsızlığı vurgulanır.

  1. **“İsraf sefahetin, sefahet sefaletin kapısıdır”**: İsraf, sefahatin (nefsin hazlarına düşkünlük, ahlaksızlık) kapısını açar; sefahat ise sefalete (yoksulluk, perişanlık) yol açar. İsraf, insanın maddi ve manevi kaynaklarını heba ederek ahlaki çöküşe ve nihayetinde yoksulluğa sürükler.
  2. **“Ey müsrifli kardeşim! Tagaddi noktasında bir iken iki lokma; bir lokma bir kuruşa, bir lokma on kuruşa”**: İsraf eden kardeşine (müsrifli kardeşim) seslenerek, beslenme (tagaddi) konusunda bir lokmanın bir kuruş, diğerinin on kuruş olduğu belirtiliyor. Bu, bir lokmanın ihtiyaç için, diğerinin ise lüks ve israf için olduğunu ifade eder.
  3. **“Hem ağza girmeden hem boğazdan geçtikten, müsavi bir olurlar”**: Lokmalar, ağza girmeden önce ve boğazdan geçtikten sonra eşittir (müsavi). Yani, pahalı veya ucuz olmasının bir farkı yoktur; her iki lokma da aynı biyolojik ihtiyacı karşılar.
  4. **“Yalnız ağızda, o da kaç saniyede bîhuşe verir nûşe”**: Lokmalar arasındaki fark, sadece ağızda, o da birkaç saniyelik bir lezzet (nûşe) anında hissedilir. Bu lezzet, bilinçsizce (bîhuşe) alınır ve geçicidir.
  5. **“Zevkî bir fark bulunur, daim onu aldatır o kuvve-i zaika; bedene hem mideye kapıcı, müfettişe”**: Tat alma duyusu (kuvve-i zaika), bu geçici lezzet farkıyla insanı aldatır. Tat alma duyusu, bedene ve mideye sadece bir kapıcı ve denetçi (müfettişe) gibidir; asıl amacı, bedeni beslemektir, lezzet peşinde koşmak değil.
  6. **“Onun tesiri menfî, müsbet değil! Vazife yalnız kapıcıyı taltif ve memnun etmek!”**: Tat alma duyusunun peşinden koşmanın etkisi olumsuzdur (menfî), olumlu (müsbet) değildir. Bu duyunun görevi, sadece kapıcıyı (ağzı) memnun etmek değil, bedeni beslemektir. Lezzet peşinde koşmak, bu asli vazifeyi bozar.
  7. **“Nûş verirsin o bîhuşe aslî vazifesinde onu müşevveş etmek, tek bir kuruş yerine on bir kuruşu vermek, olur şeytanî pîşe”**: Bilinçsizce lezzet (nûş) peşinde koşmak, tat alma duyusunun asli vazifesini karıştırır (müşevveş). Bir kuruşluk lokma yerine on bir kuruşluk lokma harcamak, şeytani bir iş (pîşe) ve tuzaktır.
  8. **“İsrafın en sefihi, tebzirin en sakîmi, bir tarzdır bir çeşidi; heves etme bu işe…”**: En ahmakça israf (israfın en sefihi) ve en düşük savurganlık (tebzirin en sakîmi), lezzet peşinde koşarak yapılan harcamalardır. Müslüman, bu işe heves etmemelidir.

**Genel Mesaj**: İsraf, sefahate ve sefalete yol açar. İnsan, tat alma duyusunun geçici lezzetlerine aldanarak israfa düşmemelidir. Bir lokmanın pahalı veya ucuz olması, bedene fayda açısından fark etmez; bu nedenle lezzet peşinde koşmak şeytani bir tuzaktır. Müslümanlar, ihtiyaç kadar tüketmeli ve israftan kaçınmalıdır.

### **Genel Değerlendirme ve Sonuç**
Bu metin, Risale-i Nur’un temel temalarından birini, yani adalet, itidal ve iktisat anlayışını ele alır. Ana noktalar şunlardır:
1. **Adalet ve Teslimiyet**: İnsan, Allah’ın rahmet ve gazabını aşacak şekilde aşırı şefkat veya gazap göstermemelidir. Her şeyi Âdil-i Rahîm’e bırakmak, huzur ve adaleti sağlar.
2. **İsrafın Zararları**: İsraf, sefahate ve sefalete yol açar. Tat alma duyusunun geçici lezzetlerine aldanarak yapılan harcamalar, şeytani bir tuzaktır ve ahmakça bir savurganlıktır.
3. **İtidal ve İktisat**: Müslüman, her konuda itidalli olmalı, ihtiyaç kadar tüketmeli ve lezzet peşinde koşarak israfa düşmemelidir.

Bu metin, Müslümanlara Allah’a teslimiyeti, adaletle hareket etmeyi ve israftan kaçınmayı öğütler. Aşırı şefkat ve gazabın, adaleti bozabileceği gibi; israfın da ahlaki ve maddi çöküşe yol açabileceği vurgulanır. Müslüman, her şeyde ölçülü (mutedil) olmalı ve Allah’ın nizamına uygun bir hayat sürmelidir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesEylül 17th, 2025