DÜNYAYI BİTİREN KANSER HÜCRESİ FAİZDİR

DÜNYAYI BİTİREN KANSER HÜCRESİ FAİZDİR

Evet, gercekten de dünyayı bitiren kanser hücresi faizdir.
Dünyada en büyük savaş ve en büyük yıkım faizin bir sarmal halinde dünyayı sarması ve sarmalamasıdır.
Faiz dünyayı kanser hücresi gibi içten içe bitirmekte ve eritmektedir.
Dünyanın, öyleki Rus-Ukrayna savaşının bitmesinden daha önemli alması gereken çözümü, faizin bitirilmesidir.

Bundan 25 yıl kadar önce orta bir şehir olan Adıyaman’ın bankalarında bir yakınım 30 trilyon paranın olduğunu söylemişti.
Kendisine, bunun 1 trilyonu piyasaya çıksa ne olur, dediğimde;
Çıldırır, demişti.

Şimdi mi?
Varın siz düşünün!

Bunu birde tüm Türkiye,  İslam dünyası ve tüm insanlık dünyası için düşünün.
Azında azınlığı olan bir kesim dünyanın sülük gibi kanını emmektedir.

*****

Dünyayı Sülük Gibi Emen Faiz

İnsanlık tarihi boyunca nice savaşlar, nice istilalar, nice yıkımlar yaşandı. Topların, tüfeklerin, orduların yapamadığını kimi zaman bir kalem darbesi, kimi zaman bir faiz oyunu yaptı. Çünkü faiz, görünmez bir savaşın en tehlikeli silahıdır. Kan dökmez ama kanı emer; şehirleri yakmaz ama şehirlerin kalbini söndürür; bombalar patlatmaz ama toplumları sessiz sedasız çökertir.

Faiz, adeta bir kanser hücresi gibidir. Bedenin sağlıklı hücrelerine sızar, onların gıdasını emer, çoğalır, büyür ve sonunda bütün vücudu esir alır. Bugün dünyanın içine sürüklendiği ekonomik krizlerin, borç batağının, enflasyonun, açlık ve sefaletin kökünde işte bu faiz illetini görmek mümkündür.

Sessiz Savaşın Silahı

Günümüz dünyası, görünürde savaşlarla meşgul. Ukrayna-Rusya savaşı, Gazze’deki katliamlar, Afrika’daki iç çatışmalar gündemi meşgul ediyor. Fakat perde arkasında daha büyük ve küresel bir savaş sürüyor: Faiz savaşı.
Devletler borç batağına sürükleniyor, şirketler zincirleme iflas ediyor, milletlerin alın teri faiz çarkında öğütülüyor. Sadece zenginlerin daha zengin, fakirlerin daha fakir olduğu bir düzene kapı aralanıyor.

Adıyaman’dan Dünyaya

Bundan 25 yıl kadar önce orta ölçekli bir şehir olan Adıyaman’ın bankalarında, bir yakınımın anlattığına göre 30 trilyon lira mevduat vardı. Ona, “Bunun yalnızca 1 trilyonu piyasaya çıksa ne olur?” diye sorduğumda, aldığım cevap çarpıcıydı:
— “Çıldırır!”
Bu, sadece bir şehrin ekonomisi için geçerliydi. Bugün Türkiye genelinde, İslam dünyasında ve bütün kürede bu rakamların neye tekabül ettiğini düşünün. Sülük gibi yapışmış bir azınlık, milyarlarca insanın kanını emiyor.

Kur’ân’ın İkazı

Kur’ân-ı Kerim, faizi açık bir şekilde yasaklamış, faizle uğraşmayı Allah ve Resulü’ne savaş açmakla eş tutmuştur:

> “Eğer faizcilikten vazgeçmezseniz, artık Allah ve Rasûlü’ne karşı savaş açtığınızı, onların da size savaş açtığını bilin. Eğer tevbe ederseniz anaparanız sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz..” (Bakara, 279)
Bu tehdit, faizin sadece bir ekonomik tercih değil, aynı zamanda insanlık için ölümcül bir hastalık olduğunu haber veriyor.

Çözüm Nerede?

Savaşların bitmesi, barış masalarının kurulması elbette önemlidir. Ancak asıl barışı sağlayacak olan, insanlığı faiz prangalarından kurtarmaktır. Çünkü faiz bitmeden adalet, üretim, bereket, paylaşım ve gerçek özgürlük de olmayacaktır.
Adaletin temeli, alın teri ve emeğe hakkını vermektir. Faiz ise emeğin hakkını sömürür, üretimi baltalar, tembelliği teşvik eder. O yüzden faizle mücadele, sadece ekonomik bir reform değil, aynı zamanda insanlığın onur mücadelesidir.

Sonuç

Bugün dünyanın en büyük meselesi, savaşlardan daha yakıcı, krizlerden daha sarsıcı, açlıktan daha tehlikeli olan faiz belasından kurtulmaktır. Faiz zincirini kırmadan, toplumların huzur bulması mümkün değildir. Çünkü faiz, dünyayı sülük gibi emen, kanser gibi büyüyen görünmez bir savaştır.
Savaş kanı akıtırken, faiz kanı emmektedir.
İkisinin de hedefinde insan hayatını bitirme vardır.
Biri maddi hayatı bitirirken, faiz maddi ve manevi hayatı bitirmektedir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesEylül 12th, 2025