Halifetullah ve Gazze: Meleklerin Endişesi, Hakikatin Tezahürü

Halifetullah ve Gazze: Meleklerin Endişesi, Hakikatin Tezahürü

Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hakk’ın meleklere hitaben:

> “Hani Rabbin meleklere, ‘Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım’ demişti. Onlar, ‘Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Hâlbuki biz seni tesbih ve takdis ediyoruz’ dediler. Allah da buyurdu: ‘Ben sizin bilmediklerinizi bilirim.’”
(Bakara, 2/30)

Bu âyet, insanın yaratılışındaki sır ve hikmeti açan temel bir düsturdur. Meleklerin korkusu boşuna değildi; çünkü insanda üç kuvve (akıl, şehvet, gadap) sınırsız bırakılmış, terbiye edilmezse büyük fesatlara yol açacağı bildirilmişti.

Meleklerin Endişesi

Meleklerin “fesat ve kan dökme” endişesi üç kaynaktan doğuyordu:

  1. Levhi Mahfuz’da yazılı mukadderat – İnsanlığın tarihinde işlenecek zulümler, cinayetler ve savaşların bilgisi.
  2. Cinlerin tecrübesi – İnsanlardan önce yaratılan cinler, fesat çıkarıp kan dökmüş, helâk edilmişti. İnsan ise onlardan üç kat daha gelişmiş bir yapıya sahipti.
  3. İnsanın duygularının sınırsızlığı – Özellikle gadap, kin, şiddet, ihtiras ve nefret duygularının terbiye edilmediğinde yeryüzünü kana bulayacağı hakikati.

Bu yüzden melekler sormuştu. Fakat Allah Teâlâ’nın “Ben sizin bilmediklerinizi bilirim” cevabı, insanın sadece fesat potansiyeli değil, aynı zamanda iman, marifet, adalet ve ubudiyet ile meleklere bile üstün olacak bir makam kazanabileceğini beyan ediyordu.

Tarihin Şahitliği

İnsanlık tarihi, meleklerin endişesini haklı çıkaran sayısız kanlı sahneyle doludur. Firavunların zulmü, Nemrutların kibri, zalim kralların ve diktatörlerin kanlı saltanatları hep bu ayetin bir yansımasıdır.

Nitekim İsrailoğulları’nın tarihte defalarca peygamberlerine isyanı, fitne ve fesatla nice belalara dûçar oluşları, meleklerin işaret ettiği endişenin canlı misalleridir. Hz. Musa’ya çektirdikleri sıkıntılar, dokuz defa başlarına bela gelen ilahî ikazlar bunun delilidir (A‘raf, 7/133).

Ve bugün Gazze’de, gözlerimizin önünde yaşanan soykırım; masumların kanını döken bir zihniyetin, meleklerin asırlar önce sorduğu sorunun acı bir cevabı gibidir.

Kur’ân’ın İkazı

Kur’ân, yeryüzünde fesat çıkaranları şöyle tasvir eder:

“Arkasını dönüp gidince veya bir işin başına geçince yeryüzünde bozgunculuk yapmak, ürünleri ve nesileri yok etmek için koşturur durur. Oysa Allah, bozgunculuğu asla sevmez.” (Bakara, 2/205)

“Kim bir canı haksız yere öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur.” (Mâide, 5/32)

“İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde karışıklık ortaya çıktı, düzen bozuldu. Böylece Allah, belki doğru yola dönerler diye, yaptıklarından bir kısmının kötü sonuçlarını onlara tattırıyor.” (Rum, 30/41)

Bugün Gazze’de akan kan, işte bu ayetlerin somut bir tefsiri gibidir.

Hikmet ve İbret

Melekler insanın fesat potansiyelini görmüştü. Allah ise insanın marifet, adalet, şefkat ve ubudiyetle yükselişini murad etmişti. İnsanın şerefi, fesadı değil; emaneti yüklenmesi, hakka teslimiyeti ve mazlumun yanında durmasıdır.

Gazze’de akan kan, zalimlerin fesadını gösterse de; direnen, sabreden ve şehadetle yücelen müminler, insanoğlunun en yüksek mertebesini ispat etmektedir. İşte bu, meleklerin bilmediği; Allah’ın bildiği sırdır.

Sonuç

Evet, meleklerin korkusu tahakkuk etti: İnsan yeryüzünde kan döktü. Ama aynı insan, peygamberlerle, velilerle, şehitlerle, mazlumların sebatıyla meleklere rahmet dersi verdi. Gazze’nin direnişi bu hakikatin canlı şahididir.

> “Allah, iman edenleri, inanıp ikrar ettikleri o değişmez söz sebebiyle dünyada da âhirette de sapasağlam tutar ve ayaklarını kaydırmaz. Zâlimleri ise şaşırtır, onların doğru yoldan çıkmasına fırsat verir. Allah dilediğini yapar.”
(İbrahim, 14/27)

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesEylül 10th, 2025