Gazze: Bir Damarda Akan Kan, Bir Vicdanda Çarpan Sızı

Gazze: Bir Damarda Akan Kan, Bir Vicdanda Çarpan Sızı

Gazze’de yaşanan katliam her geçen gün yeni bir acıyla derinleşiyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son rakamlar yürek dağlıyor: 64 bin 368 şehit, 162 bin 367 yaralı. Bu sayılar, bir istatistiğin ötesinde; her biri bir hayat, bir çocuk gülüşü, bir anne duası, bir baba umudu demektir.

Gazze’nin Çığlığı, Ümmetin Sınavı

Bir yanda Gazze’de göç yollarına düşen, sahil kenarında son sığınağını arayan yüzbinlerce mazlum; diğer yanda İstanbul Üsküdar’da yüz binlerin katıldığı Gazze yürüyüşü… Sumud Filosu’na verilen destek, ümmetin hâlâ vicdanı diri tuttuğunu gösteriyor. Fakat şu da bir hakikat ki: Vicdanı diri tutmak yeterli değildir, adaletin ikamesi ve zulmün durdurulması için fiilî, siyasî ve iktisadî adımlar da gereklidir.

Bir Asır Önce Gelen Uyarı

Bugün yaşanan bu facianın kökleri, bir asır öncesine kadar uzanıyor. Filibeli Ahmed Hilmi 1911’de yazdığı yazılarla Osmanlı’yı ve ümmeti siyonizm tehlikesine karşı uyarmış, Filistin’in hedef alındığını haber vermişti. O gün dinlenmeyen uyarılar, bugün kanlı bir hakikat olarak önümüzde duruyor. Tarih, ibret alınmadığında kendini acı bir şekilde tekrar ediyor.

Tarihin Tekerrürü ve İngiliz İzi

Haydarpaşa Garı’ndaki sabotaj, Filistin-Suriye cephesinin düşmesine sebep olmuştu. Osmanlı, sırtından hançerlenmişti. Bugün de farklı isimlerle, farklı maskelerle fakat aynı zihniyetle benzer planlar yürütülüyor. Bir söz vardır:
“Bir nehirde iki balık kavga ediyorsa, mutlaka oradan uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir.”
Bugün Ortadoğu’daki fitnelerin, savaşların, işgallerin arkasında yine aynı elleri görmek şaşırtıcı değildir.

Ayşenur’un Şahitliği

Ayşenur Ezgi Eygi’nin şehadeti, bu davanın bir “Filistin meselesi” değil, bir “insanlık meselesi” olduğunu gösterdi. Filistin’de zulme uğrayan her mazlum, aslında insanlığın onurunu temsil ediyor. Türkiye’nin onu rahmetle anması, bu davanın sınırları aşan bir vicdan mücadelesi olduğunun delilidir.

İbret ve Hikmet

Gazze’nin çığlığı, sadece bir bölgenin dramı değil; insanlığın aynasıdır. Her rakamın arkasında bir yürek vardır. Her yıkılan bina, aslında insanlığın utancına dikilmiş bir anıttır. Bir zamanlar Osmanlı’nın gölgesinde huzur bulan Kudüs, bugün fitnenin, işgalin ve gözyaşının merkezi olmuştur.

Ama unutulmamalıdır: Zulümle abat olunmaz. Tarih boyunca hangi güç zulmünü kalıcı sanmışsa, sonunda enkazı altında kalmıştır. Firavun’dan Nemrut’a, Haçlılardan Moğollara kadar… Bugün de İsrail, zulmünü ebedîleştireceğini sanıyor. Oysa her zulüm, kendi sonunu hazırlar.

Sonuç: Gazze Bir Sınavdır

Gazze bugün, dünyanın vicdanını imtihan ediyor.

Zulmün karşısında susanlar, zulme ortak oluyor.

Mazlumun yanında duranlar, insanlığın şerefini koruyor.

Bir damarda akan kan, bir vicdanda çarpan sızıya dönüşmeli. Çünkü Gazze’deki her çocuk, insanlığın çocuğudur. Ve şehit olan her can, bize şunu haykırıyor:
“Biz kanla yazıyoruz, siz kalemle devam ettirin.”

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesEylül 7th, 2025