Kur’ân’da “Galibiyet ve Üstünlük” İfade Eden Kelimeler
Kur’ân’da “Galibiyet ve Üstünlük” İfade Eden Kelimeler
Kur’ân-ı Kerîm’de galebe, gâlibiyet, üstünlük, izzet, zafer mânâsını ifade eden birçok kelime ve bunların müradifleri vardır. Bunlar sadece bir “üstün gelme” ifadesi değil, aynı zamanda hak-bâtıl mücadelesinde Allah’ın yardımını, imanın kudretini ve ilahî hikmeti de gösterir.
- غلب – galebe
“Üstün gelmek, yenmek, hâkim olmak” anlamındadır.
🔹 رُوم / Rum Suresi, 2-4:
> “Rumlar yenildi. Onlar, bu yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip geleceklerdir. Ve o gün mü’minler de sevineceklerdir. Allah’ın yardımıyla. O, dilediğine yardım eder. O Azîz’dir, Rahîm’dir.”
➡ Burada “غَلَبَت” (yenildi) ve “سَيَغْلِبُونَ” (galip gelecekler) kullanılmıştır. Hikmeti: Allah, dünya siyasetinde dahi mü’minlerin kalbini teselli edecek galibiyetler yaratır.
- غالب – gâlib
“Daima üstün gelen, mağlup edilmeyen.”
🔹 يوسف / Yusuf Suresi, 21:
> “…Allah, işinde gâliptir (غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ), fakat insanların çoğu bunu bilmez.”
➡ Burada “gâlib” sıfatı, Allah’ın mutlak irade ve takdirde daima üstün olduğunu anlatır. İnsanlar zâhirde sebepleri görür, ama galibiyetin hakiki faili Allah’tır.
- عز – izzet
“Üstünlük, güç, onur” mânâsına gelir.
🔹 فاطر / Fâtır Suresi, 10:
> “Kim izzet istiyorsa bilsin ki, bütün izzet Allah’ındır.”
➡ İnsan izzeti dünyevî makamda arar, fakat Kur’ân hakikati bildirir: hakikî üstünlük yalnız Allah katındadır.
🔹 منافقون / Münâfikûn Suresi, 8:
> “İzzet Allah’ın, Resulünün ve mü’minlerindir. Fakat münafıklar bilmezler.”
➡ Burada izzetin üç merkeze verildiği anlatılır: Allah, Resulü ve mü’minler.
- نصر – nusret
“Yardım, zafer, üstünlük.”
🔹 صف / Saff Suresi, 13:
> “…Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah’tan bir yardım (نَصْرٌ) ve yakın bir fetih. Mü’minleri müjdele.”
➡ Galibiyetin ilahî yardım olmadan mümkün olmayacağı anlatılır.
🔹 فتح / Fetih Suresi, 1:
> “Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.”
➡ Buradaki fetih, nusretin sonucu olan zaferdir.
- فوز – fevz
“Kurtuluş, en büyük başarı, üstünlük.”
🔹 احزاب / Ahzâb Suresi, 71:
> “Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, işte onlar en büyük başarıya (فَوْزًا عَظِيمًا) ermiş olanlardır.”
➡ Galibiyet sadece dünyevî zafer değil, uhrevî kurtuluştur.
- علو – uluvv
“Yükselmek, üstün olmak.”
🔹 قصص / Kasas Suresi, 4:
> “Şüphesiz Firavun, yeryüzünde büyüklük tasladı (عَلَا فِي الْأَرْضِ) ve halkını fırkalara ayırdı…”
➡ Buradaki “uluvv”, haksız, zalimâne bir üstünlük iddiasıdır. Bu, hakiki galibiyet değil, geçici bir hegemonyadır.
🧠 Hikmet ve Kullanım Yerleri
- Hak-bâtıl mücadelesinde:
Kur’ân’da galibiyet, çoğunlukla iman ile küfür arasındaki mücadelede Allah’ın yardımını göstermek için kullanılır. (Rum, Bedir, Hendek). - İlâhî kudretin tecellisi:
Yusuf Suresi 21’deki gibi, insanlar başka şey zannederken Allah’ın takdiri gâlib gelir. - Dünyevî – Uhrevî ayrımı:
Dünyada galibiyet bazen zahiren kâfirlerde olabilir (Firavun, Nemrut). Ama hakiki üstünlük ve kalıcı zafer iman ve izzette olur. - İzzet ve şeref kaynağı:
Mü’minler için izzetin yalnız Allah’a dayanması gerektiği anlatılır. Dünyevî üstünlük geçicidir, ilahî izzet ise ebedîdir. - Teselli ve müjde:
“Galibiyet Allah’ındır” ifadesi, özellikle sıkıntı ve mağlubiyet dönemlerinde mü’minlere moral ve sabır vermek için yer alır (Uhud sonrası, Hendek, Hudeybiye süreci).
📌 Özetle:
Kur’ân’da galebe, gâlib, izzet, nusret, fevz, ulûvv gibi kavramlarla üstünlük ifade edilir. Bunların hikmeti, sadece zahirî zaferi anlatmak değil, hakikî üstünlüğün Allah’a, Resulüne ve mü’minlere ait olduğunu, dünyadaki mağlubiyetlerin ise geçici olduğunu öğretmektir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com