Aynı Tas, Aynı Hamam

Aynı Tas, Aynı Hamam

“Tarih, tekerrürden ibarettir; ibret alınsaydı tekerrür etmezdi.”

Tarihten Günümüze Aynı Senaryo

Osmanlı’nın son döneminde Sultan II. Abdülhamid, ümmetin birliğini korumaya çalışırken en çok kendi içinden gelen darbelerle yıkıldı. Batı’nın gözünde “engellenmesi gereken bir adamdı”, içeride ise “istibdatçı” diye yaftalandı. Onu devirmek için kimler yan yana gelmedi ki! Birbirine benzemez fikirler, düşmanlıklarına rağmen aynı masada buluştu: “Yeter ki gitsin, sonrası tufan olsa da önemli değil.”

Bugün aradan yüz yıl geçti ama zihniyet değişmedi. Aynı sözler, aynı körlük, aynı nankörlük… Tek fark: Hedefteki isim değişti. Dün Abdülhamid vardı, bugün Erdoğan.

Körlük ve Nankörlük

İbret alınmadığı için aynı hatalar tekrar ediyor. Dün Abdülhamid’i devirenler, sonrasında Osmanlı’nın yıkılışına göz yumdu. Ülke paramparça oldu, ümmet sahipsiz kaldı. “Sonrasını düşünmeyen” bu kısır zihniyet, bugün de aynı şekilde hareket ediyor:

Proje yok.

Alternatif yok.

Çözüm yok.
Tek slogan: “Gitsin.”

Ya gözlerini kapatmış bir körlük, ya da nimetleri inkâr eden bir nankörlük…

Sosyal ve Siyasî Yön

En hazin tarafı şudur: Dün de bugün de, inançsız görünenlerle inançlı görünenler aynı noktada buluşabiliyor. Zıt fikirler, farklı ideolojiler, hatta şaibeli geçmişler bir yana bırakılıyor, tek hedefte birleşiliyor: “Bu gitsin.”

Böylece aynı kanalizasyonda buluşan bu zihniyet, Türkiye’de değişmeyen hastalığın da özünü gösteriyor. Çünkü bu zihniyetin ne milletin geleceğiyle, ne ümmetin bekasıyla, ne de ahlâkî sorumlulukla ilgisi var.

Ahlâkî ve İbretli Değerlendirme

Hakikat şudur: Hiç kimse hatasız değildir. Hiçbir lider “la yüs’el” değildir. Herkes sorgulanabilir. Fakat mesele; müsbet tenkid ile yol göstermek, hatayı düzeltmeye çalışmak, hakkı hakikati ortaya koymaktır.

Ancak muhalefetin yaptığı gibi; proje üretmeden, alternatif sunmadan, sadece yıkıcı bir söylem geliştirmek, ümmeti birbirine kırdırmaktan başka bir şey değildir. Bu, düşmana cephane vermektir. Müslümanın oku ile Müslümanı vurmasıdır.

Hz. Ali’ye atfedilen söz hatırlatılır:
“Hakkı batılla karıştırarak fitne çıkarırlar. Eğer batılı yalnız gösterselerdi sakınan sakınır, hakkı da saf sunsalardı kimse ondan ayrılmazdı. Ama işte hakla batılı birbirine karıştırırlar.”

Tarihten Ders

Dün Abdülhamid devrildi, ama ümmet de onunla birlikte çöktü.

Bugün de benzer bir oyun sahnelenmek isteniyor.

Tarih tekerrür etmesin diye ibret almak gerekir.

Çünkü Abdülhamid sonrası tufan olmuştu. Eğer aynı zihniyet tekrar ederse, aynı tufanın tekrar etmeyeceğinin hiçbir garantisi yoktur.

Son Söz

Asıl mesele bir kişinin şahsı değildir. Asıl mesele, ümmetin selameti, milletin geleceği, ülkenin bekasıdır. Liderler geçer, ama milletin birlik ruhu kalıcıdır.

Ne yazık ki Türkiye’de yüz yıldır değişmeyen zihniyetin sırrı şudur: “Sonunu düşünmeden, sadece günü kurtarmaya odaklı kısır bir akıl.”

Oysa Rabbimiz buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının, doğru söz söyleyin ki işlerinizi ıslah etsin.” (Ahzâb, 70-71)

Öyleyse, bugün de düşülmemesi gereken tuzak budur:
“Sende mi Brütüs?” sorusunu tarihe bir daha sordurtmamak…

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 30th, 2025