Gazze: Ümmetin Vicdanı ve Zamanın İmtihanı

Gazze: Ümmetin Vicdanı ve Zamanın İmtihanı

Gazze… Küçük bir toprak parçası ama büyük bir insanlık sınavı.
Her gün çocukların üzerine yağan bombalar, annelerin kucağında susuzluktan inleyen bebekler, gözyaşıyla yoğrulmuş sokaklar… Gazze aslında bir şehir değil; ümmetin kalbinde açılmış bir yaradır.

Bugün Gazze’de vurulan hastane, yıkılan okul, açlıktan ağlayan bir çocuk yalnızca Filistin’in dramı değildir. O, senin evladının, benim kardeşimin, ümmetin ortak acısıdır. Eğer kalbimiz hâlâ sızlıyorsa, hâlâ bir vicdan kırıntımız vardır demektir. Ama eğer bu zulme sessiz kalıyorsak, işte o zaman asıl kaybeden biziz.

Kur’ân, zalimin sonunu defalarca haber verir:
“Zulmedenler, nasıl bir inkılapla devrileceklerini göreceklerdir.” (Şuarâ, 26/227)
Bugün güçlü sandığımız zalimler, yarın tarihin çöplüğünde bir toz gibi savrulacaklar. Çünkü zulüm baki olamaz. Mazlumun duası Arş-ı Âlâ’ya yükselirken, zalimin sarayı bir gecede harabeye döner.

Ey ümmet!
Gazze’nin yıkık duvarları aslında bize ayna tutuyor.
O aynada ne görüyoruz? Dağınıklığımızı, suskunluğumuzu, acziyetimizi…
Ama aynı zamanda, bir çocuğun avucunda tuttuğu taşta, bir annenin gözyaşında, bir gencin haykırışında yeniden doğacak dirilişimizi de görüyoruz.

Unutma!
Gazze bugün yalnız bırakılırsa, yarın senin kapına gelir bu zulüm.
Gazze’ye sahip çıkmak, sadece bir kardeşlik borcu değil, kendi geleceğini korumaktır.

Bize düşen, sadece öfke kusmak değil; ümmetçe dirilmek, birlik olmak, ekmeğimizi paylaşmak, dilimizle ve kalemimizle mazlumun yanında durmaktır.
Çünkü Gazze’nin çocukları bize şunu haykırıyor:
“Biz sabrediyoruz, peki siz ne yapıyorsunuz?”

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 27th, 2025