Zulmün Devam Eden Yüzü: Gazze, İnsanlık ve Geleceğe Dair Tesbitler
Zulmün Devam Eden Yüzü: Gazze, İnsanlık ve Geleceğe Dair Tesbitler
Geçmişte insanlığın en büyük yaralarından biri olan Nazizm, zulüm ve soykırımın sembolü haline gelmişti. Bugün ise aynı zihniyetin farklı bir kılıfla devam ettiğini, Gazze’de yaşananlarla açıkça görmekteyiz.
Javier Bardem’in “İsrail ordusu Naziler gibi davranıyor” benzetmesi, gerçeğin sanatçılar dilinden ifade edilmiş şeklidir. Ancak bu hakikat yalnızca sanatçıların değil, uluslararası kuruluşların ve vicdan sahibi insanların da seslendirdiği bir çığlığa dönüşmüştür.
Mevcut Durum: Zulmün Fotoğrafı
Altyapının hedef alınması: MSF’nin raporlarına göre 60’tan fazla su arıtma tesisinin devre dışı bırakılması, insanların en temel yaşam hakkı olan suyun kasıtlı şekilde engellenmesi, modern çağın en acımasız savaş suçlarındandır.
Kıtlık politikası: BM raporları Gazze’de resmen kıtlık ilan etti. Bu, insan eliyle oluşturulan ve sistematik olarak yürütülen bir aç bırakma stratejisidir.
Dini kılıf: Bazı hahamların “Gazze’de tek bir can bile bırakmayın” çağrısı, bu savaşın sıradan bir güvenlik meselesi değil; ideolojik ve dini bir nefret üzerinden beslendiğini gösteriyor.
Uluslararası sessizlik: ABD’den Avrupa’ya kadar birçok ülkenin çifte standardı, İsrail’e verilen açık çek, zulmün devamını sağlayan en büyük faktörlerden biridir.
Yayılmacı tehdit: İsrail’in Kıbrıs’tan Yemen’e, Gazze’den Lübnan’a kadar saldırgan politikaları, yalnızca Filistin’i değil bütün bölgeyi ateşe atmaktadır.
Problemler ve Geleceğe Dair Tehlikeler
- İnsanlığın vicdan kaybı: Sessiz kalan dünya, kendi hukukunu ve değerlerini çiğnemektedir. Bu, gelecekte yeni Nazizm benzeri yapıları doğuracaktır.
- İslam dünyasının dağınıklığı: 50 ülkeden 150 âlimin İstanbul’da toplanması önemli olsa da, hâlâ İslam ülkeleri arasında siyasi birliktelik sağlanamamaktadır. Bu da zulmün daha kolay işlenmesine yol açmaktadır.
- İsrail’in geleceği: Gazze’de çocukları aç bırakan bir devlet, kendi çocuklarına kin, korku ve nefret dolu bir dünya hazırlamaktadır. Bu, yalnızca Filistin’i değil İsrail’i de yok oluşa sürükleyecek bir intihardır.
- Bölgesel savaş tehlikesi: Yemen saldırıları, Lübnan ve Suriye gerilimleri, Kıbrıs üzerindeki işaretler, İsrail’in ateşi büyüttüğünü göstermektedir. Bu ateşin, bütün bölgeyi sarma ihtimali çok yüksektir.
Çözüm Yolları
İttihad-ı İslam: İslam dünyasının siyasi, ekonomik ve askerî bir araya gelmesi artık bir tercih değil, zaruret haline gelmiştir.
Uluslararası baskı: Dünya kamuoyu, “Gazze yalnızca Filistinlilerin meselesi değil, bütün insanlığın meselesidir” bilincine ulaşmalıdır. Bunun için sürekli medya, diplomasi ve halk hareketleriyle baskı artırılmalıdır.
İnsani diplomasi: Pakistan’ın gönderdiği yardımlar, Türkiye’deki âlimlerin konferansı gibi adımlar çoğaltılmalı, insani yardımların önü açılmalıdır.
Vicdanların uyanışı: Avrupa’da, Amerika’da seslerini yükselten aydınlar ve sanatçılar desteklenmeli, bu seslerin daha geniş kitlelere ulaşması sağlanmalıdır.
İsrail halkı için farkındalık: Zulmün devamı, İsrail halkını da felakete sürüklemektedir. Barış isteyen Yahudilerle iletişim güçlendirilmeli, “zulüm, sadece mazlumun değil zalimin de sonunu getirir” hakikati onlara anlatılmalıdır.
Sonuç
Gazze bugün yalnızca bir coğrafya değil, insanlığın vicdan aynasıdır. Bu aynaya bakanlar ya kendi insanlığını görecek ya da zulmün ortağı olacaktır. Zulüm geçici, adalet ise kalıcıdır. Tarih göstermiştir ki, Firavunların, Nemrutların, Hitlerin saltanatı yıkılmıştır. Siyonist zulüm de aynı akıbeti yaşayacaktır. Ancak bu akıbetin hızlanması için Müslümanların birlik olması, insanlığın vicdanını ayağa kaldırması şarttır.
Gazze yalnızca bir şehir değil, imanın ve insanlığın sınav noktasıdır. Bu sınavda kim zalimin yanında, kim mazlumun yanında olduğunu gösterecektir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com