İsrail’de Yıkım ve İçten Çöküş Başladı

İsrail’de Yıkım ve İçten Çöküş Başladı

Tarih boyunca zulümle abat olmuş hiçbir milletin, zalimlikle payidar kaldığı görülmemiştir. Firavun’un denizde boğulması, Nemrut’un sinekle helâk edilmesi, Roma’nın ihtişam içinde çözüp gitmesi,  Hepsi birer ibret tablosu. Bugün ise gözlerimizin önünde başka bir tarih yazılıyor: İsrail’in içeriden çözülüşü, dışarıdan tecridi.

Zulmün Taşıyamadığı Yük

Gazze topraklarında yıllardır süren işgal ve saldırılar artık sadece bir savaş değil; insanlığın vicdanına açılmış bir yara. Açlıktan ölen bebekler, yıkılan evler, kuşatma altında nefessiz kalan masumlar… İsrail, zulmün taşını öyle ağır yükledi ki, artık bu yük kendi sırtını çökertmeye başladı.

Nitekim Hollanda’da yaşanan gelişme bunun işaret fişeği oldu. Dışişleri Bakanı ve beraberindeki 8 bakan, İsrail’e yaptırımları engelleyen hükümet politikalarına isyan ederek istifa etti. Avrupa’nın kalbinde bu çatlak, sadece siyasî bir gelişme değil; aynı zamanda insanlığın vicdanından yükselen bir haykırıştır. İsrail şirketlerine kapılar kapanıyor, diplomasi masaları birer birer daralıyor.

Dünyadan Tecrit

Zalimlerin kaderi, gittikleri her yerden kovulmak olmuştur. Yahudi tarihinde de bu gerçeği görmek mümkündür: Babil sürgünü, Roma dağıtımı, Orta Çağ Avrupa’sındaki kovulmalar… Ve şimdi modern çağda yine aynı akıbet beliriyor: İsrail, tecrit ediliyor.

Mossad ve CIA’nin ahtapot kollarıyla dünyayı sarması, artık eskisi kadar etkili değil. Çünkü hakikat güneşi, yalanın perdesini yırtıyor. Dünya artık İsrail’den, ABD’den ve “beşten” büyüktür.

Direniş ve Umut

Yemen’den fırlatılan bir füze, Tel Aviv semalarında sirenleri çaldırdı. Bu sadece bir askerî saldırı değil, aynı zamanda “Sen yenilmez değilsin” mesajıdır. Öte yandan Londra’da yüzbinlerce insan, polis engeline rağmen Filistin için haykırıyor. İstanbul’da 50 ülkeden âlimler bir araya gelip Gazze’nin sadece Filistin’in değil, bütün insanlığın davası olduğunu ilan ediyor. İspanya’dan ve Tunus’tan yola çıkacak “Küresel Sumud Filosu” ise, denizlerde vicdanın bayrağını dalgalandırmaya hazırlanıyor.

En Büyük Çöküş: Zulmün İçten Çürümesi

İsrail’in asıl yıkımı, tanklarla, füzelerle olmayacak. Zulmün çeliği dışarıdan görünse de, çürüme içeriden başlar. Kendi içinde ahlâkî, siyasî ve toplumsal bir çözülme yaşayan İsrail, her gün yeni bir utançla karşı karşıya. Açlıktan ölen bir bebeğin naaşı, bütün insanlığa “zalimler için yaşasın cehennem” dedirtiyor.

Trump’ın sözleri de ibretliktir: “Ukrayna savaşını bitirmek beni cennete götürebilir.” Gazze’nin kanını akıtırken, cennet ümidiyle konuşmak, Firavun’un son nefeste “Ben Musa’nın Rabbine iman ettim” sözünü hatırlatıyor. Lakin, “Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.” Kanla kirlenmiş ellerle cennetin kapısı çalınmaz.

Tarihin Hakemliği

Bugün Gazze’de akan kan, yarın insanlığın vicdanına yazılacak kara bir lekedir. Ama bu leke İsrail’in alnına kazınacak. Zalimler bir gün mutlaka tarih sahnesinden silinir; fakat mazlumların duası asırlarca yankılanır.

İsrail’in içten çöküşü, Hollanda’daki istifalarda, sokaklardaki protestolarda, Yemen’den yükselen füzelerde, İstanbul’da buluşan âlimlerde şimdiden görünmektedir. Artık hiçbir zulüm gölgesi, hakikat güneşini örtemeyecek.

Sonuç:

İsrail’in çöküşü, sadece bir devletin sonu değil; zulmün akıbetine dair ilâhî bir kanunun yeniden tecellisidir.
Dünya, İsrail’den büyüktür. Dünya, ABD’den büyüktür. Dünya, beşten büyüktür.
Ve en büyük gerçek şudur: Gazze, insanlığın ortak davasıdır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 23rd, 2025