“Bismillah”ın Derin Anlamı: Hayatın Başlangıç Noktası ve Sonsuz Kaynağı
“Bismillah”ın Derin Anlamı: Hayatın Başlangıç Noktası ve Sonsuz Kaynağı
İnsan, varlık sahnesine gözlerini açtığı andan itibaren bir eylem içerisinde bulur kendini. Yürümek, konuşmak, düşünmek…
Her biri bir başlangıcı ve bir bitişi olan eylemler silsilesidir. Ancak her eylemin bir başlangıç noktası, bir hareket kaynağı olmalıdır. İşte metindeki söz, bu temel hakikati en sade ve en derin şekilde ifade eder:
“Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil ey nefsim, şu mübarek kelime İslâm nişanı olduğu gibi bütün mevcudatın lisan-ı haliyle vird-i zebanidir.”
Bu cümle, sadece bir dil kuralı ya da ritüel olmanın ötesinde, varoluşun en temel sırlarından birini fısıldar.
Hikmetli Bir Bakış: Yaratılışın Lisan-ı Hali
Hikmetli bir bakış açısıyla meseleyi ele aldığımızda, “Bismillah” kelimesinin sadece bir sözden ibaret olmadığını, evrenin kendisinin bir “Bismillah” fısıltısı olduğunu görürüz. Güneşin doğuşu, çiçeğin açışı, kuşun kanat çırpışı… Her bir eylem, bir kudretin, bir rahmetin ve bir nizamın tecellisidir. Mevcudat, yani var olan her şey, adeta kendi “lisan-ı hali” (hal dili) ile “Bismillah” der. Güneş, “Allah’ın kudretiyle doğuyor ve batıyorum” derken; bir tohum, “Allah’ın rahmetiyle çatlıyor ve yeşeriyorum” der. Bu durum, varlıkların kendi ihtiyaçlarını ve sınırlarını bilerek, tüm kuvvet ve kudreti elinde tutan bir yaratıcıya sığınmalarının en açık göstergesidir. İnsan da bu evrensel koronun bir parçası olarak, kendi eylemlerine Allah’ın adıyla başlayarak bu ahenk ve nizam ile uyum sağlar. Bu, insana hem tevazu kazandırır hem de eylemlerine bereket ve anlam katar.
Edebi Bir Düşünce: Kelimenin Şiirsel Gücü
“Bismillah” kelimesi, sadece bir hikmet değil, aynı zamanda edebi bir inceliktir. İki kelimeden oluşan bu mübarek terkip, sonsuz anlamları barındıran bir şiir gibidir. “Bi-ism-illah”, yani “Allah’ın adıyla…” Bu ifade, insanı bir anda kendi benliğinden, nefsani arzularından arındırır ve tüm eylemlerini aşkın bir güce bağlar. Bu, bir sanatçının eserine imzasını atması gibidir. Ressam fırçasını vurduğunda, şair kalemini oynattığında, eğer “Bismillah” ile başlıyorsa, o eser artık sadece onun değil, aynı zamanda o ilahi kudretin bir yansıması haline gelir. Edebiyatta ve sanatta ilahi ilhamın aranması, bu düşüncenin en güzel yansımalarındandır. “Bismillah”, bu anlamda, ustalık için bir çağrı, bir beslenme ve bir başlangıç noktasıdır.
Tarihi ve İbretli Bir Yaklaşım: Medeniyetlerin Başlangıcı
Tarih, bu mübarek kelimenin sadece bireysel hayatları değil, aynı zamanda medeniyetleri de nasıl şekillendirdiğinin en açık isbatıdır. İslam medeniyetinin yükselişi, adeta “Bismillah” ile başlamıştır. Fetihler, ilim ve bilim sahasında yapılan keşifler, mimari eserler, tümü birer “Bismillah” ile atılan adımlardı. Bu kelime, sadece bir savaş çağrısı ya da bir yönetim düşüncesi değil, aynı zamanda bir medeniyetin temelini oluşturan ahlaki ve manevi bir prensip idi. Müslüman ilim adamları, eserlerine “Bismillah” ile başlar, bu sayede çalışmalarına bereket ve rıza ararlardı. Bu başlangıç, bilimin sadece maddeyi değil, aynı zamanda manayı da anlama gayretini taşımasına sebep olmuştur. Batılı tarihçilerin bile hayranlıkla bahsettiği bu ilmi ve kültürel zenginlik, köklerini “Bismillah”ın getirdiği tevazu ve adanmışlıktan almıştır.
Düşündürücü Bir Sonuç: Hayatın Kaynağına Dönüş
Gelelim işin en can alıcı noktasına: “Bismillah”ın sadece bir sözden ibaret olmadığı, aynı zamanda bir yaşam düşüncesi olduğu gerçeğine. Günümüz insanı, “Bismillah”ı hayatından çıkarmış, kendi gücüne, kendi aklına ve kendi nefsine güvenmeyi tercih etmiştir. Bu durum, modern insanın içine düştüğü en büyük bunalımlardan birinin sebebidir. Başarılar, tatminsizlik ve boşluk hissiyle sonuçlanır; çünkü başlangıç noktası yanlış belirlenmiştir.
Metin bize şu soruyu düşündürmeye sevk eder: Eğer her işe “Bismillah” ile başlarsak, o işin bereketi ve sonucu nasıl olur? Bu kelime, insana bir dayanak noktası, bir “nokta-i istinad” sunar. Bir işe başlarken acizliğimizi ve muhtaçlığımızı idrak ederek Allah’a sığınmak, o işin zorluklarına karşı dayanma gücü verir. “Bismillah” ile başlayan, zorluklar karşısında yılmaz; çünkü bilir ki, kendi gücü değil, sonsuz bir kudretin yardımıyla hareket etmektedir. Bu, modern insanın yitirdiği en büyük manevi güçlerden biridir.
Sonuç olarak, “Bismillah”, sadece dillerde söylenecek bir kelime değil, kalplerde yaşanacak bir inanç ve hayatın her alanına yayılacak bir hikmettir. O, varlığın lisan-ı hali, sanatın ilham kaynağı, medeniyetlerin yapı taşı ve insanın manevi sığınağıdır. Her hayrın başlangıcı olduğu gibi, aynı zamanda tüm hayırların kaynağına giden yoldur.
Özet
Bu makale, “Bismillah her hayrın başıdır” sözü üzerine inşa edilmiştir. Makale, bu cümlenin hikmetli, edebi, tarihi ve düşündürücü boyutlarını ele almaktadır. Hikmetli bakış açısıyla, evrendeki her şeyin bir hal diliyle “Bismillah” dediği ve bu evrensel ahengin bir parçası olmanın önemi anlatılır. Edebi açıdan, “Bismillah”ın sadece bir söz değil, aynı zamanda sonsuz anlamları barındıran bir şiir gibi olduğu ve sanatta ilahi ilhamın kaynağı olduğu düşüncesi işlenir. Tarihi ve ibretli bir yaklaşımla, İslam medeniyetinin bu kelimenin getirdiği prensiplerle yükselişi ve modern insanın bu düşünceyi yitirmesinin sonuçları incelenir. Sonuç bölümünde ise, “Bismillah”ın sadece bir kelime değil, aynı zamanda bir yaşam düşüncesi olduğu, insana zorluklar karşısında dayanma gücü verdiği ve gerçek huzurun kaynağına dönüşü sağladığı belirtilir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com