Hayatın Büyük Sermayesi ve Hikmetin Işığında İbret Dersi

Hayatın Büyük Sermayesi ve Hikmetin Işığında İbret Dersi

Azim Sermaye ve Ebedi Ticaret

Risale-i Nur’dan Lem’alar’da geçen “Azim bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile ebedi daimi bir hayatın saadetine çalışmak için gelmiştir. Onun eline verilen sermaye de ömürdür.” ifadesi, insan hayatının derin bir hikmetle dolu olduğunu hatırlatır. Bu cümle, ömrün bir nimet olarak insana verilmiş en değerli sermaye olduğunu ve bu sermayenin ebedi bir saadet için değerlendirilmesi gerektiğini vurgular. Gelin, bu düşünceyi hikmet, edebiyat, tarih, ibret ve tefekkür penceresinden ele alalım.

#### Hikmet: Bilgiyle Görülen Gerçekler
Hikmet, ilimle şekillenir ve hakikati anlamayı sağlar. “Hikmet ile iş görmek ilim ile olur” ifadesi, insanın ömrünü bilinçli bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini ortaya koyar. Ömür, bir yolculukta harcanan bir sermaye gibi düşünülebilir; her anı bir hikmet taşıyan bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Bu açıdan, insan, ömrünü boş yere tüketmek yerine, ilimle donanarak ve hakikat arayışında bulunarak geçirmelidir. Hikmet, sadece bilgiyi değil, bu bilginin hayatı anlamlandırma sanatını da içerir.

#### Edebiyat: İnayetin ve Lütfun Dili
Edebiyat, insan ruhuna hitap eden bir ayna gibidir. “İnayetkârane, lütufkârane iş gören; elbette bilir ve bilerek yapar” ifadesi, edebi bir üslupla kainatın her bir parçasında bir düzen ve merhamet olduğunu anlatır. Şiirsel bir dille, her yaprakta, her damlada bir ilahi lütuf gizlidir. Ömür, bu lütfu fark ederek ve şükrederek geçirilirse, insan kendi hikayesini ebedi bir güzellikte yazabilir. Edebiyat, bu bilinçle kalbe dokunarak ömrün değerini hissettirir.

#### Tarih: İnsanın Yaratılışındaki Büyük Plan
Tarih, insanlığın ömrünü ve çabalarını gözler önüne seren bir kitaptır. “Makine-i insaniyede yüzler âlet var. Her birinin elemî ayır, lezzetî ayır, vazifesi ayır, mükâfatı ayırdır. Âdetâ insan-ı ekber olan âlemde tecelli eden bütün esmâ-i ilahiye, bir âlem-i asgar olan insanda dahi o esmânın umumiyetle cilveleri var” ifadesi, insanın yaratılışındaki eşsiz tasarımı işaret eder. Tarih boyunca, büyük medeniyetler, bu sermayeyi nasıl kullandıklarıyla anılmıştır. Ömür, tarih sahnesinde bir iz bırakmak için bir fırsattır; bu iz, ilahi isimlerin tecellisiyle anlam kazanır.

#### İbret: Ömür ve Hesap Günü
İbret, geçmişten ders çıkarmaktır. “Kıyamet günü için, Adalet terazileri kuracağız. Öyle ki, hiç bir kimseye, zerre kadar zulmedilmeyecek. Yapılan iş, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirip ortaya koyacağız. Hesap görücü olarak Biz yeteriz” ayeti, ömrün her anının bir gün hesaba çekileceğini hatırlatır. İbret alınmazsa, bu sermaye boşa harcanır. Tarihteki kavimlerin helakı, ömürlerini yanlış yerde kullanmalarının bir sonucudur. Bu, insana derin bir tefekküre davetiye çıkarır.

#### Tefekkür: Latif ve Habir Olan Yaratıcı
Tefekkür, insanın kendi varlığını ve ömrünü sorgulamasıdır. “O, yarattığını bilmez mi? O, Latîf’tir, Habîr’dir” ayeti, her şeyin bir bilginin ve merhametin ürünü olduğunu gösterir. Ömür, bu Latif ve Habir olan Yaratıcı’nın bir emanetidir. Tefekkür eden insan, her nefeste bu emanetin değerini kavrar ve onu ebedi saadet için harcamaya özen gösterir. Doğa, bir ağacın dalları arasında uzanan yol gibi, insanı bu hakikate yönlendirir.

#### Özet
Bu makale, Risale-i Nur’dan alınan “Azim bir sermaye elinde bulunan insan, burada ticaret ile ebedi daimi bir hayatın saadetine çalışmak için gelmiştir. Onun eline verilen sermaye de ömürdür” ifadesini merkeze alarak ömrün hikmetli bir nimet olduğunu ele aldı. Hikmetle ilimle şekillenmesi, edebiyatla ruha dokunması, tarihte bir iz bırakması, ibretle ders çıkarılması ve tefekkürle anlam kazanması gerektiği vurgulandı. Ömür, bilinçli kullanıldığında ebedi saadete giden bir köprü olur; aksi halde, hesaba çekileceği bir yük haline gelir. Bu düşünceler, birbirine uyum içinde, insanı derin bir farkındalığa davet eder.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 18th, 2025