İrade-Teslimiyet Dengesi: Kur’ân’dan Kıssalarla
İrade-Teslimiyet Dengesi: Kur’ân’dan Kıssalarla
- Hz. Âdem ve Şeytan Kıssası:
Kur’ân’da ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Âdem (as)’ın kıssasında, insanın iradesi ile imtihanı açıkça görülür. Cenâb-ı Hak ona, “Şu ağaca yaklaşmayın” buyurarak irade sınavı vermiştir. Şeytanın vesvesesiyle o irade zedelenmiş, ama ardından gelen tövbe ile teslimiyet yeniden tahkim edilmiştir.
> “Derken Âdem Rabbinden bazı kelimeler aldı da, Rabbi onun tövbesini kabul etti. Şüphesiz O tövbeleri çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” (Bakara, 2/37)
Bu olay, irade ile hata yapılabileceğini ama teslimiyetle doğruluğun yeniden bulunabileceğini gösterir. Burada irade, kulun seçimiyle; teslimiyet ise Rabbin rahmetine yönelme ile ortaya çıkar.
- Hz. İbrahim’in İmtihanları:
Hz. İbrahim (as), hem mantık yürütmeleriyle hakikate ulaşmada aklî iradesini, hem de Rabbinden gelen emirlere kayıtsız şartsız bağlılıkla teslimiyetini en yüksek derecede ortaya koymuştur.
Ateşe atılma hadisesinde:
İradesiyle Hakk’ı seçmiş, “Bunu ateşe atın” diyen kavmine karşı teslimiyetle boyun eğmemiştir.
> “Ey ateş! İbrahim için serin ve selametli ol!” (Enbiyâ, 21/69)
Oğlunu kurban etme emrinde:
En büyük varlığı olan oğlunu Allah emrettiği için kurban etmeye yeltenmiş, oğluyla birlikte teslimiyetin zirvesine ulaşmıştır:
> “Ey babacığım! Emrolunduğun şeyi yap; inşallah beni sabredenlerden bulacaksın.” (Saffât, 37/102)
Bu kıssa, irade ile yönelişin ve teslimiyetle rızanın birleştiği en ulvî örneklerden biridir.
Sahabe Hayatında İrade-Teslimiyet
Sahabe-i kiramın hayatı, Kur’ân’dan aldıkları imanla, irade ve teslimiyetin ahenkle yürüdüğü örneklerle doludur.
- Hz. Ebubekir (ra):
Peygamber Efendimiz (sav)’in hicret yolculuğunda, iradesiyle her türlü riski göze alarak yoldaşı olmuş, mağarada iken korkusunu bastırıp teslimiyetle sükûnet bulmuştur.
> “Korkma! Allah bizimle beraberdir.” (Tevbe, 9/40)
- Hz. Bilâl (ra):
Taşların altında işkence görmesine rağmen, iradesini Allah yolunda sebatla kullanmış ve teslimiyetle yalnızca “Ehad! Ehad!” demiştir. Bu, teslimiyetin göğüs gerdiği zorluğun içinde iradeyle direnmenin örneğidir.
- Uhud’da Okçular:
Resûlullah’ın “yerinizi terk etmeyin” emrine rağmen, ganimet zannıyla iradelerini başka yöne kullanmaları, teslimiyetin zedelendiği bir anı ortaya çıkarmıştır. Sonuç ise büyük bir ibret olmuştur.
Günümüz Dünyasında Uygulamalar
Modern birey, özgürlük, seçim hakkı, bireysellik gibi kavramlarla iradeyi yüceltirken, teslimiyeti çoğu zaman pasiflik veya zayıflık olarak anlamaktadır. Oysa İslam’da teslimiyet, aklı iptal etmek değil, doğru istikamette kullanmaktır.
- Karar Verme Anları:
İnsan bir tercih yaparken Kur’an ve sünnet rehberliğinde, nefsî arzulara teslim olmadan, vicdanıyla istişare ederek iradesini kullanmalı; sonucu Allah’a havale ederek teslimiyeti göstermelidir.
> “İş konusunda azmettiğin zaman Allah’a tevekkül et.” (Âl-i İmrân, 3/159)
- Modern Psikoloji ve Teslimiyet:
Bugün terapi yöntemlerinde “kabullenme”, “şükür”, “anda kalma”, “tevekkül” gibi teslimiyete benzeyen kavramlar yaygınlaşmıştır. Batı’nın yeni yeni keşfettiği bu pratikler, İslâm’ın yüzyıllardır öğrettiği teslimiyetin farklı bir tezahürüdür.
- Dua ve Sabır:
Teslimiyetin en büyük göstergesi duadır. İnsan iradesiyle çalışır, gayret eder, ama neticeyi duayla Allah’tan ister. Dua, hem iradenin hem de teslimiyetin dilidir.
Sonuç ve Değerlendirme
İrade, insanı imtihana götüren anahtardır. Teslimiyet ise imtihanı kazanma yoludur. İrade, seçimde aktif olmaktır; teslimiyet, seçilenin ardından ilahî hikmete razı olmaktır. İkisinin dengesi bozulduğunda insan ya zulme ya da tembelliğe düşer. Denge kurulduğunda ise insan, Hz. İbrahim gibi Halilullah olur; Hz. Bilâl gibi azat olur; Hz. Âdem gibi cennete döner.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com