Hayatın Hikmetli Yansımaları: Gençlikten Kine, Kudretten Tevekküle

Hayatın Hikmetli Yansımaları: Gençlikten Kine, Kudretten Tevekküle

Hayat, karmaşık ve iç içe geçmiş olaylar silsilesidir. Bazen dehşet veren zorluklarla, bazen de fani olanın bakiye dönüşmesi gibi hikmetli hakikatlerle karşılaşırız. Sunulan metinler, işte bu farklı yaşam tecrübelerini, derin manalarla ele almaktadır.

Ağaçların yeniden dirilişinden gençliğin fani meyvelerine, kinden tevekküle kadar uzanan bu konular, insanın hem iç dünyasına hem de dış dünyaya yönelik bir tefekkür yolculuğuna davet etmektedir. Her biri kendi içinde bir ders barındıran bu hakikatler, bir araya geldiğinde, kâmil bir insan olmanın yol haritasını çizer.

  1. Kudretin İsbatı: Ağaçlarda Tezahür Eden Üç Haşir Numunesi
    İlk metin, kainatın en büyük hakikati olan haşir (yeniden diriliş) hakikatini, gözümüzün önündeki en basit örnekle ispat etmektedir. “Ağaçlara bak!” çağrısı, insana adeta bir ders-i ibret vermektedir. Kışın ölmüş kemikler gibi cansızlaşan ağaçların, bahar geldiğinde nasıl yeniden diriltildiğini, yeşillendirildiğini ve her bir ağacın yaprak, çiçek ve meyve cihetiyle üç haşir numunesini birden gösterdiğini anlatır.
    Ağacın kışın cansız halinden baharda yeşillenerek yeniden canlanması, birinci haşir numunesidir. Her bir yaprağın, çiçeğin ve meyvenin kendi içinde taşıdığı sanat ve düzen, Allah’ın sınırsız kudretini isbatlayan birer delildir.
    Bu manzaraya karşı inkâr ile, yani Allah’ın kudretini reddederek meydan okunamaz.
    Bu metin, aklı ve gözü olan her insana, ölümden sonraki hayatın ne kadar mümkün ve kesin olduğunu gösteren somut bir delil sunar.
  2. Fani Gençliğin Baki Meyveleri: Gençliğin Kıymeti

İkinci metin, gençliğin değerini ve nasıl kullanılması gerektiğini hikmetli bir şekilde açıklar.
Gençlik, Cenab-ı Hakk’ın insana bahşettiği güzel bir nimettir. Bu nimete muhabbet duymak, onu israf etmek, sefahate boğup öldürmek değil, onu ibadette sarf etmekle olur. Fani olan bu gençlik, ibadetlerle doldurulduğu zaman, o fani gençlikten baki, yani sonsuzluğa uzanan meyveler elde edilir. İbadetler, gençliğin enerjisini, dinamizmini ve hevesini ahirete yönelik bir sermayeye dönüştürür. Bu, gençliğin sadece anlık heveslerin tatminine yönelik bir dönem olmadığını, aksine ömür boyu sürecek bir saadet için en verimli tarla olduğunu gösterir. Bu metin, gençliğin sadece fiziki bir süreç değil, aynı zamanda manevi bir sorumluluk dönemi olduğu mesajını verir.

  1. Kin: Cehennemin Bir Parçası ve Dinin Düşmanı

Üçüncü metin, Hazreti Mevlâna’nın derin bir hikmetini dile getirir: “Kin’in asıl kaynağı Cehennemdir! İnsanın “kini” ise, onun bir parçası olup dinin düşmanıdır!”
Bu söz, kinin sadece bir duygu olmadığını, aynı zamanda insan ruhunu yakan, yıkıcı bir ateş olduğunu belirtir. Kin, Cenab-ı Hakk’ın rahmetinden uzaklaştıran, insanın kalbini karartan bir hastalıktır. Dinin temelinde sevgi, merhamet ve barış varken, kin bu değerlerin tam karşısında durur. İnsan kalbine yerleşen kin, kişinin kendisine de, çevresine de zarar verir. Bu metin, insanı, kalbini kin ve nefretten arındırmaya, affetmeye ve sevmeye davet eder. Kin duygusunun, ahiretteki karşılığının Cehennem azabıyla eşdeğer olduğu, dolayısıyla bu duygunun dinde yeri olmadığı anlatılır.

  1. Tevekkül: Dehşet Veren Şeylere Karşı Bir Sığınak

Son metin, zorluklar ve dehşet verici olaylar karşısında İbrahim Hakkı Hazretleri’nin;
“Mevlâ Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler” sözüyle öğütler verir. Bu söz, tevekkülün, yani Allah’a tam bir teslimiyetle güvenmenin en güzel ifadesidir. Hayatta karşılaşılan zorluklar, felaketler, musibetler, ilk bakışta kötü gibi görünebilir. Ancak, bu olayların ardında yatan ilahi hikmetin farkına varmak, insana huzur verir. İbrahim Hakkı’nın bu sözü, dehşet veren şeylerin “pencerelerden seyredilmesi” gerektiğini, yani onların dış görünüşüne takılıp kalmamayı, içlerine girip boğulmamayı öğütler. Her şeyin bir hayır ve hikmetle yaratıldığını, Allah’ın her işinin güzel olduğunu bilmek, insana sükunet ve dayanma gücü verir.

Özet
Bu makale, dört farklı kaynaktan gelen hikmetli sözleri bir araya getirerek, insan hayatının çeşitli yönlerini ele almıştır.
İlk olarak, Bediüzzaman Said Nursi’nin ağaçlar üzerinden haşir hakikatini isbatlayan delillerini inceledik.
İkinci olarak, gençlik nimetinin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini ve ibadetlerle gençliğin fani enerjisinin baki meyvelere nasıl dönüştürülebileceğini ele aldık. Üçüncü olarak, Hazreti Mevlâna’nın kinin asıl kaynağının cehennem olduğunu ve kinin dinin düşmanı olduğunu belirten sözünü irdeledik.
Son olarak, İbrahim Hakkı’nın “Mevlâ Görelim Neyler, Neylerse Güzel Eyler” sözü üzerinden, zorluklar ve felaketler karşısında tevekkülün önemini ve hikmetini açıkladık. Bu dört konu, bir bütün olarak, insana hayata iman, ibadet, sevgi ve tevekkül penceresinden bakmayı öğütleyerek, hem bu dünyada hem de ahirette huzur ve saadet arayışında bir rehberlik sunar.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 15th, 2025