Hakkı Susturan Zulüm: Sessizliğin Suçu

Hakkı Susturan Zulüm: Sessizliğin Suçu

“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.”
(M. Akif)

Zulüm, sadece yapanı değil; onu alkışlayanı, seyredeni ve hakkında susanı da içine alarak büyür.
Zalim, cesaretini mazlumun sessizliğinden alır. Sustukça büyür, büyüdükçe zehir saçar. İşte bu noktada sessizlik, artık bir masumiyet değil, bir suç hâline gelir.

Zulme zımnî bir rıza, yani “zulme açıkça karşı çıkmamak” dahi insanı mesul eder. Bediüzzaman, “Zulme rıza zulümdür” hakikatini defalarca işler. Çünkü zulüm karşısında tarafsız kalmak, zalimin tarafında yer almaktır.

> “Zalimler için yaşasın cehennem!” der.

Bu cümle, yalnız bir beddua değil, aynı zamanda hakkın sesi, susmayan vicdanın haykırışıdır. Bediüzzaman, bu sözüyle hakikati susturmaya çalışanlara karşı, mazlumların hakkını savunmanın ilahî bir vazife olduğunu haykırır.

Kur’ân da zulme karşı susmayı kabul etmez:

> “Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa size ateş dokunur…”
(Hûd, 113)

Bu ayet, sadece zalime yardım etmeyi değil, ona meyletmeyi, ona karşı sessiz kalmayı dahi cezaya müstahak kılar.

Bugün Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken, gözümüzün önünde kadınlar, yaşlılar, hastalar bombalarla katledilirken susmak; sadece bir acz değil, ahlaki bir çöküştür. Sessiz kalan dünya, bu zulmün suç ortağıdır.

Evet, zulüm karşısında konuşmayan dil, yazmayan kalem, görmeyen göz; zalimin değirmenine su taşır. Çünkü hakikat sustuğunda yalan konuşmaya başlar, adalet çekildiğinde zulüm yerini doldurur.

Söz, sadakat ister; susmak bazen ihanettir.

📌 ÖZET

Zulme sessiz kalmak, zımnî bir rıza ve büyük bir vebaldir.

Risale-i Nur’da ve Kur’an’da zalime meyil dahi ağır şekilde uyarılmıştır.

Sessizlik, kimi zaman tarafsızlık değil, zalimle ortaklık anlamına gelir.

Mazluma sahip çıkmak, susan dillerin değil; hakkı haykıran yüreklerin işidir.

Bugünün en büyük günahlarından biri: sessiz kalan vicdanlardır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 15th, 2025