Gazete Manşetlerinin Düşündürdükleri: Gazze’nin Acısı ve İBB’nin Rüşvet Skandalı
Gazete Manşetlerinin Düşündürdükleri: Gazze’nin Acısı ve İBB’nin Rüşvet Skandalı
Bugün gazete manşetlerine göz gezdirdiğimizde iki ana konunun ağırlıklı olarak yer kapladığını görüyoruz:
İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırıları ve
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bünyesindeki rüşvet skandalı.
Farklı gazetelerin bu iki olayı ele alış biçimleri, hem güncel siyasi ve toplumsal durumu yansıtıyor hem de okuyucuya derinlemesine düşünme fırsatı sunuyor.
Gazze konusu, özellikle “Doğru Haber” ve “Yeni Şafak” gibi gazetelerde büyük puntolarla, yürekleri burkan başlıklarla ele alınmış. “Doğru Haber”in “Soykırımı Durdurun!” manşeti, olayın vahametini ve aciliyetini anlatırken, “Yeni Şafak”ın “Bu Zalimleri Kim Durduracak?” başlığı, sadece durumu tesbit etmekle kalmıyor, aynı zamanda uluslararası topluma bir çağrı niteliği taşıyor.
Bu manşetler, Gazze’deki masum insanların yaşadığı dramı, sadece bir haber konusu olmaktan çıkarıp, vicdani bir mesele haline getiriyor. Gazetelerin bu duyarlılığı, okuyucuyu Gazze’deki trajediye karşı kayıtsız kalmamaya ve bir vicdan muhasebesi yapmaya davet ediyor.
Öte yandan, “Akit,” “Milat,” “Sabah” ve “Yeni Şafak” gibi gazeteler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki rüşvet skandalını gündeme taşıyor. “Akit”in “Ekrem Jetle, Adamları Poşetle” manşeti, skandalı ironik ve çarpıcı bir dille özetlerken, “Sabah”ın “İBB’de Rüşvet Poşetlere Sığmadı” başlığı, olayın boyutunun ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor. Bu manşetler, sadece bir yolsuzluk haberini değil, aynı zamanda kamu kaynaklarının nasıl hoyratça kullanıldığını ve güvenin nasıl sarsıldığını da işaret ediyor.
Skandalın detayları, kamuoyunda derin bir hayal kırıklığına ve siyasete olan güvenin sorgulanmasına yol açıyor.
Bu iki olayın aynı günün manşetlerinde yer alması, aslında modern dünyanın çarpıcı bir portresini sunuyor. Bir yanda uluslararası bir krizin, insanlık trajedisinin en şiddetli hali yaşanırken, diğer yanda ülke içinde kamu vicdanını yaralayan bir yolsuzluk skandalı patlak veriyor. Bu durum, bize hem küresel hem de yerel düzeyde ahlaki değerlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Gazze’deki acı, uluslararası hukukun ve insan haklarının ne denli kolayca çiğnenebildiğini gösterirken, İBB’deki rüşvet skandalı, yerel yönetimlerde şeffaflık ve hesap verebilirliğin ne kadar hayati olduğunu ortaya koyuyor.
Bu manşetler, sadece günün haberlerini değil, aynı zamanda geleceğe dair ibretli dersler de barındırıyor. Gazze’deki trajedi, insanlığın ortak bir vicdan etrafında birleşmesinin ne kadar elzem olduğunu gösterirken, İBB’deki skandal, siyasette temiz ellerin ve dürüst yönetimin ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor. Her iki olay da, bize daha adil, daha vicdanlı ve daha dürüst bir dünya inşa etme sorumluluğunu yüklüyor. Gazete manşetlerinin düşündürdükleri, bu tarihi ve ibretli dersleri göz ardı etmememiz gerektiğini haykırıyor.
**********
Özet
Günün gazete manşetlerinde iki olay öne çıkıyor:
- Gazze’deki trajedi – İsrail’in insanlık dışı saldırıları, özellikle “Doğru Haber” ve “Yeni Şafak” tarafından vicdan çağrısı yapan başlıklarla duyuruluyor.
- İBB rüşvet skandalı – “Akit”, “Sabah” gibi gazeteler olayı çarpıcı başlıklarla gündeme taşıyor.
Bu iki olayın aynı anda manşetlerde yer alması, hem küresel hem yerel ahlaki krizleri gözler önüne seriyor. Gazze örneği, insan haklarının nasıl kolay çiğnendiğini; İBB örneği ise yerel yönetimlerde şeffaflık ve dürüstlük ihtiyacını hatırlatıyor. Ortak mesaj: Vicdan, adalet ve dürüstlük hem uluslararası hem de yerel düzeyde vazgeçilmezdir.
Tarihî ve Kur’ânî Bağlantı: Şuayb Peygamber ve Tartıda Hile
Kur’ân-ı Kerim’de Medyen halkına gönderilen Şuayb Peygamber (a.s.), özellikle tartıda ve ölçüde hile yapan, ticarette aldatıcı, ahlaki çöküntü içindeki toplumuna şu çağrıyı yapmıştı:
> “Ölçüyü ve tartıyı tam yapın, insanların eşyasını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.” (A’râf, 85)
Ancak Medyen halkı, hem ekonomik yolsuzluk hem de toplumsal ahlaksızlık içinde ısrar etti. Kazancı putlaştırdılar, adaleti rafa kaldırdılar, yöneticiler haksızlığa göz yumdu. Neticede, şiddetli bir sarsıntı (racfe) ile helak edildiler (A’râf, 91).
Yolsuzluk ile Helak Arasındaki Benzerlik
Gazze olayı, güç sahiplerinin zulmünü, masumların kanını hiçe saymasını gösteriyor. Bu, Kur’ân’da “yeryüzünde fesat çıkarmak” olarak nitelenen suçun en büyüğüdür.
İBB rüşvet skandalı, Şuayb (a.s.) kavminin ölçü ve tartıda hile yapmasına benzer bir kamu malını eksiltme suçudur. Farkı şu ki: Tartı hilesi bir terazide olur, rüşvet hilesi ise kamu bütçesinde. Ama ikisi de “emanete ihanet”tir.
Tarih boyunca milletlerin çöküş sebepleri arasında ahlaki yozlaşma ve yolsuzluk en başta gelir. Roma’nın, Endülüs’ün, Osmanlı’nın bazı dönemlerinde ahlakın bozulması ve rüşvetin yayılması, devletin çözülmesini hızlandırmıştır.
Kur’ân’dan İkaz
> “Ey iman edenler! Birbirinizin mallarını batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaret müstesna. Kendinizi öldürmeyin. Allah size karşı çok merhametlidir.” (Nisâ, 29)
> “Ölçü ve tartıda haksızlık edenlerin vay haline!” (Mutaffifîn, 1)
Bu ayetler gösteriyor ki, ister terazide, ister kamu ihalesinde, ister diplomatik ilişkide olsun; hile, yolsuzluk ve zulüm Allah katında büyük günah ve toplumsal felaket sebebidir.
Sonuç ve İbret
Gazze’nin acısı ve İBB skandalı, iki farklı sahnede aynı hakikati gösteriyor: Zulüm ve yolsuzluk, toplumu da devleti de çökerten zehirdir. Şuayb (a.s.)’ın kavmi bu zehrin pençesinde helak oldu. Bugün bizler, aynı akıbeti yaşamamak için adalet, dürüstlük ve emanete riayeti yeniden ihya etmek zorundayız.
**********
Gazze’den Medyen’e: Zulüm ve Yolsuzluğun Ortak Sonu
Günün gazete manşetleri, iki farklı ama aynı kökten beslenen büyük ahlaki çöküşü gözler önüne seriyor:
Gazze’deki insanlık dramı – Masum halkın bombalar altında yaşam mücadelesi.
İstanbul’daki rüşvet skandalı – Kamu malının hoyratça talanı ve emanete ihanet.
Biri küresel bir zulüm, diğeri yerel bir yolsuzluk… Ama ikisinin de kaynağı aynı: Ahlaki değerlerin çökmesi, adaletin yok sayılması ve menfaatin ilah hâline getirilmesi.
Tarihî ve Kur’ânî Perspektif
Kur’ân-ı Kerim’de Şuayb Peygamber’in (a.s.) kıssası, bu iki olayın ortak noktasını ortaya koyar. Medyen halkı, ticarette ölçü ve tartıyı eksiltir, insanların hakkını gasp eder, yeryüzünde fesat çıkarırdı. Şuayb (a.s.) onları uyardı:
> “Ölçüyü ve tartıyı tam yapın, insanların hakkını eksiltmeyin, yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” (A’râf, 85)
Ama halk ısrarla zulme devam etti. Neticede şiddetli bir sarsıntı ile helak oldular (A’râf, 91).
Buradaki ölçü ve tartı hilesi, sadece terazide gram eksiltmek değildir; bugün bu, ihale oyunlarıyla, rüşvetle, kamu malını kişisel çıkar için kullanmakla aynı anlama gelir. Zulüm ise sadece savaş meydanlarında değil; adaletin çiğnendiği her yerde ortaya çıkar.
Gazze ile Medyen’in Ortak Noktası
Gazze’deki zulüm, Kur’ân’da “yeryüzünde fesat çıkarmak” olarak nitelenen büyük bir suçtur.
İBB skandalı, kamu malını çalmak, emanete ihanet etmek ve toplumsal güveni yok etmektir.
Her iki durumda da güç sahipleri kendi çıkarları uğruna halkın hakkını gasp etmekte, adaleti ayaklar altına almaktadır.
Tarih Boyunca İbretler
Tarih, yolsuzluğun ve zulmün sonunun çöküş olduğunu tekrar tekrar göstermiştir:
Roma İmparatorluğu, ahlaki yozlaşma ve rüşvetle çöktü.
Endülüs, iç fitneler ve emanetin zedelenmesiyle zayıfladı.
Osmanlı’nın son dönemlerinde yolsuzluk, devleti zayıflatan faktörlerden biri oldu.
Kur’ân’dan Uyarılar
> “Ey iman edenler! Birbirinizin mallarını batıl yollarla yemeyin…” (Nisâ, 29)
“Ölçü ve tartıda haksızlık edenlerin vay haline!” (Mutaffifîn, 1)
Kur’ân’a göre, ister savaşta zulüm, ister ticarette hile olsun; her ikisi de Allah’ın gazabına yol açan büyük suçlardır.
Sonuç ve Davet
Gazze’nin acısı bize insanlığın vicdanını; İBB skandalı ise ülkemizin ahlaki değerlerini sorgulatıyor. İkisi de bize daha adil, daha dürüst ve daha vicdanlı bir düzen inşa etme zorunluluğunu hatırlatıyor.
Bugün bizler, Şuayb (a.s.)’ın kavminin helak sebeplerinden ders almalı, emaneti korumak, adaleti tesis etmek ve haksız kazançtan uzak durmak için üzerimize düşeni yapmalıyız.
“Tartıda hile yapan toplum çöker; zulüm eden devlet yıkılır. Gazze’nin gözyaşı ile İstanbul’daki rüşvet aynı kitabın uyarısında buluşuyor.”
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com