Kâinatın Kayyûmiyetle Kaim Oluşu: Bir Anlık İrtibatın Kesmeyle Gelen Yok Oluş
Kâinatın Kayyûmiyetle Kaim Oluşu: Bir Anlık İrtibatın Kesmeyle Gelen Yok Oluş
“Eğer kâinattan bir dakikacık olsun o nisbet-i kayyûmiyet kesilse, kâinat mahvolur.” (Lem’alar. 341)
Kâinatın varlığı, düzeni, devamı ve işleyişi tesadüfe veya kendi kendine oluşa değil, mutlak bir iradeye, sonsuz bir kudrete ve her şeyi kuşatan bir ilme dayanmaktadır. Bu dayanak, Kur’ân’da “Kayyûm” ismiyle ifade edilir. Yani Allah, her şeyi varlıkta tutan, ayakta tutan, devam ettiren ve idare eden Zât’tır.
Risale-i Nur’un bu veciz ifadesiyle, “nisbet-i kayyûmiyetin” bir anlığına kesilmesi halinde kâinatın mahvolacağını belirtmesi, sadece bir teolojik dogma değil; derin hikmetler, ilmî tesbitler ve aklî temellere dayanan bir hakikattir.
- Kayyûmiyet Nedir?
“El-Hayyü’l-Kayyûm” ismi Kur’ân’da üç defa geçer:
“Allah, O’ndan başka ilâh yoktur; hayy (diri) ve kayyûm (kâinatı ayakta tutan) O’dur.”
(Bakara, 2/255 – Ayetü’l-Kürsî)
(Âl-i İmrân, 3/2),
(Tâhâ, 20/111)
Kayyûm, varlığı kendinden olan ve bütün mevcudatın varlığını ve devamını kendisine bağlı kılan demektir. Her şey, her an, Allah’ın varlıkta tutmasıyla vardır. O irtibat kesilse, her şey aslına döner: “Yokluk”.
- Neden ve Niçin Mahvolur?
Çünkü hiçbir şey kendi kendine varlığını sürdüremez. Atomdan galaksiye kadar her şey, bir düzenle ve ölçüyle durmakta, hareket etmekte ve görev yapmaktadır.
Fizikî ve biyolojik sistemler kendiliğinden işlemez. Meselâ kalbin çalışması, DNA’nın onarımı, gezegenlerin yörüngesi… Bunlar hep süreklilik ister. Bu sürekliliğin kaynağı “bizzat işleyen bir kudret”tir. O kudret çekilirse, sistem dağılır.
Bediüzzaman’ın ifadesiyle:
> “Her bir şeyin vücudu, binlerce imkânat içinde bir tek ihtimale bakar. Adem ise, bir tek imkânla binlerce yoldan gelebilir.”
(Sözler, Yirmi Üçüncü Söz)
Yani: Var olmak, özel şartlara bağlıdır. Yokluk ise, serbesttir.
Bu sebeple o ilâhî bağ bir an kesilse, yokluk anında hâkim olur.
- Tarihî Misallerle Anlatım
Nemrud’un ateşi, Hz. İbrahim’i yakmamıştır. Çünkü ateşin yakıcılığı Allah’ın dilemesiyle işler. Dileme çekilince ateş, yakamamıştır.
> “Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve selametli ol!” (Enbiyâ, 69)
Firavun’un boğulması, denizin bir anda onun için mahvoluşa dönmesi de bu bağın çekilmesindendir.
Denizin kaldırma kuvveti çalışmayıverdiği anda, bir hükümdar boğulur.
- İlmî ve Bilimsel Açıklama ile Bakış
Modern Fizik:
Kuantum seviyesinde parçacıklar boşlukta kaybolmaz; bir bağlayıcı enerji alanı içinde sabit kalır. “Bozon alanları” gibi teoriler, maddenin varlıkta kalabilmesi için bir zemin gerektirdiğini göstermektedir.
Termodinamik Kanunları:
Entropi ilkesi, evrenin başıboş bırakılırsa düzensizliğe ve çöküşe meylettiğini ortaya koyar. Bu da sürekli bir enerji, düzenleyici, yönlendirici varlık gerektirir.
Biyolojik Sistemler:
DNA’daki onarım mekanizmaları çalışmazsa, organizma kısa sürede mutasyona uğrar ve hayat biter. Kısaca: “Sürdürülmeyen sistem, çürür ve çöker.”
- Aklî ve Mantıkî Değerlendirme
Kendi kendine varlıkta kalmak, sonsuz güç gerektirir.
Madem hiçbir şey sonsuz değil, o halde varlığını sürdüremeyeceği açıktır. Demek ki o varlığı sürekli kılan, bizzat sonsuz olan Zât’tır: Allah.
Hiçbir varlık, kendi kendine sebep olamaz.
Meselâ bir çiçek kendini yapamaz. Atomlar ve elementler ne güzellik bilir, ne hikmet. Bu durumda her bir varlık ancak bir “irade” ve “ilim” ile kaimdir.
- Hikmetli ve İbretli Açılımlar
Kâinat Allah’ın kudretiyle sürekli yaratılmaktadır.
Sadece yaratmakla kalmaz; muhafaza eder, yönlendirir, gayeye hizmet ettirir.
> “Allah, gökleri ve yeri yok oluvermelerinden koruyor. Eğer onlar yok olursa, O’ndan başka kimse onları tutamaz.”
(Fâtır, 35/41)
İnsan da bu bağdan koparsa kendini yitirir.
Kalp Allah’tan koptu mu, ruh çürür. Aklın nuru gider. Hayat boşlukta salınan anlamsızlığa döner.
- Kısa Temsille Özetleyelim
Bir ampulü düşünelim. Işık vermesi, elektrik hattına bağlılığıyladır. O bağlantı bir an kesilirse, ampul karanlığa döner. Ampul ne kadar parlak ve pahalı olursa olsun, bağlantı olmadan yok hükmündedir.
İşte kâinat da, o kayyûmiyet cereyanıyla ayakta durmaktadır. Allah dilerse bir yaprak düşer, dilemezse galaksiler yok olur.
SONUÇ ve ÖZET
> “Eğer kâinattan bir dakikacık olsun o nisbet-i kayyûmiyet kesilse, kâinat mahvolur.” sözü, Risale-i Nur’un Kur’ânî bir bakış açısıyla ortaya koyduğu çok yönlü bir hakikattir.
Bu hakikat;
• Kur’ânîdir (ayetlerle sabittir),
• Hikmetlidir (her şeyde gaye ve düzen vardır),
• İlmîdir (bilimsel sistemler sürekli denetim ister),
• Aklîdir (hiçbir varlık kendi başına ayakta kalamaz),
• Tarihîdir (kudretin çekilmesiyle oluşan ibretler mevcuttur).
Kayyûmiyet, sadece bir yaratma değil, sürekli muhafaza etme, varlıkta tutma demektir.
O bağ bir an kesilse, her şey mahvolur; çünkü her şeyin özünde yokluk vardır. Varlık ise Allah’tan gelen bir ikramdır.
Veciz Hatırlatma ile Kapanış:
> “Hiçbir şey Allah’tan müstağni değildir; O’nun iradesi ve kudreti olmadan hiçbir şey ayakta duramaz. Kâinatın varlık ilmi, O’nun Kayyûmiyetinde yazılmıştır.”
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com